Translation of "Söylediklerini" in English

0.072 sec.

Examples of using "Söylediklerini" in a sentence and their english translations:

Söylediklerini anlayabiliyorum.

I can understand what you are saying.

Söylediklerini bitir.

Finish what you were saying.

Söylediklerini anlamıyorum.

I don't understand what you are saying.

Söylediklerini anlamadım.

I don't understand what you are saying.

- Senin bana söylediklerini yapacağım.
- Bana söylediklerini yapacağım.

I will do what you tell me.

Onun söylediklerini anlayamadım.

I couldn't make out what he was saying.

Tom'un söylediklerini duymadım.

I didn't hear what Tom said.

Öğretmenin söylediklerini anlamıyorum.

I don't understand what the teacher is saying.

Tom'un söylediklerini dinlemelisin.

You should listen to what Tom says.

Tom'un söylediklerini aktarıyordum.

I was quoting Tom.

Adamın söylediklerini anlayamıyorum.

I can't make out what the man is saying.

Söylediklerini güçlükle anlayabiliyorum.

I can hardly understand what he says.

Lütfen söylediklerini yaz.

Please write what you said.

O gazetecilerin söylediklerini sevmiyor.

He does not like what the journalists have said.

Ben dün söylediklerini düşündüm.

I thought about what you said yesterday.

Tom, Mary'nin söylediklerini doğruladı.

Tom confirmed what Mary said.

Onların ne söylediklerini biliyorsun.

You know what they say.

Gerçekten Tom'un söylediklerini sevdim.

I really liked what Tom said.

Tom'un bana söylediklerini yaptım.

I did what Tom told me to do.

Tom, Mary'in söylediklerini yazdı.

Tom wrote down what Mary said.

Tom söylediklerini çok düşündüm.

I thought a lot about what Tom said.

Onun söylediklerini güçlükle anlayabiliyorum.

I can hardly understand what she says.

Ne söylediklerini fark etmedim.

I didn't pay attention to what they were saying.

Tom Mary'nin söylediklerini dinledi.

Tom listened to what Mary was saying.

Ben, Mary'nin söylediklerini reddettim.

I dismissed what Mary was saying.

O, Mary'nin söylediklerini reddetti.

He dismissed what Mary was saying.

Lucy, Mary'nin söylediklerini reddetti.

Lucy dismissed what Mary was saying.

Biz, Mary'nin söylediklerini reddettik.

We dismissed what Mary was saying.

Onun söylediklerini hiç önemsemeyin.

Don't pay any attention to what he says.

Tom, Mary'nin söylediklerini umursamıyor.

Tom doesn't care what Mary says.

Tom, Mary'nin söylediklerini duyamıyordu.

Tom couldn't hear what Mary was saying.

Onların ne söylediklerini öğren.

Find out what they said.

Onun söylediklerini yapmanı öneririm.

I suggest you do what he says.

Onların söylediklerini yapmanı öneririm.

- I suggest you do what they say.
- I suggest you do as they say.

Tom, Mary'nin söylediklerini dinlememeli.

Tom shouldn't listen to what Mary says.

Onun söylediklerini ciddiye almadı.

He dismissed what she was saying.

- Onların söylediklerini yapmazsam, beni öldürecekler.
- Eğer onların söylediklerini yapmazsam, beni öldürecekler.

If I don't do what they say, they'll kill me.

Insanlığımız hakkında söylediklerini merak ediyorum.

that first trademarked brand was an alcoholic beverage.

Onun söylediklerini anlamıyormuş gibi davrandım.

I pretended not to understand what he was saying.

Onun söylediklerini dinlemek zorunda değilsin.

You don't have to listen to what he says.

Benim hakkımda söylediklerini geri aldı.

He took back what he had said about me.

Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.

I heard the children singing together.

Söylediklerini takip ettiğime emin değilim.

I'm not sure I follow what you're saying.

Tom'un bana söylediklerini biliyorum sadece.

I only know what Tom told me.

Onların Tom'a ne söylediklerini düşünüyorsun?

What do you think they're telling Tom?

Onun hakkında söylediklerini geri aldı.

He took back what he had said about her.

Ben daha önce söylediklerini düşünüyordum.

I was thinking about what you said earlier.

Tom'un söylediklerini hiç kimse dinlemiyordu.

Nobody was listening to what Tom was saying.

Onlar söylediklerini sadece kendileri anlıyor.

Only they themselves understand what they say.

Senin bana söylediklerini gerçekten anlamıyorum.

I really don't understand what you're saying to me.

Sadece bana söylediklerini Tom'a söyle.

Tell Tom what you just told me.

Seçmenlerin çoğunluğu Roosevelt'in söylediklerini sevdi.

The majority of voters liked what Roosevelt said.

Söylediklerini anlamama karşın, öyle yapamıyorum.

While I understand what you are saying, I cannot do accordingly.

Lütfen Tom'un söylediklerini not al.

Please write down what Tom says.

Tom Mary'nin söylediklerini güçlükle anlayabiliyordu.

Tom could hardly understand what Mary said.

İnsanların neden böyle söylediklerini bilmiyorum.

I don't know why people say that.

Tom'un sana yapmanı söylediklerini yapmalısın.

You must do what Tom tells you to do.

Dün gece bana söylediklerini unutamıyorum.

I can't forget what you said to me last night.

Onun söylediklerini doğru mu kabul ettin?

Did you accept his statement as true?

Dikkatlice dinleyin, yoksa onun söylediklerini kaçıracaksın.

Listen carefully, or you'll miss what he says.

Ben söylediklerini şimdi geri almanı istiyorum.

I want you to take back what you said just now.

Biz onların söylediklerini yapmak zorunda kaldık.

We had to do what they said.

Aslında senin daha önce söylediklerini beğendim.

I really liked what you said earlier.

Tom, Mary'ye John'un ona söylediklerini anlattı.

Tom told Mary what John had told him.

O hiçbir zaman babasının söylediklerini önemsemez.

He never takes any notice of what his father says.

Hepimiz Tom'un söylediklerini daha dikkatli dinlemeliyiz.

We all need to pay closer attention to what Tom says.

Küresel ısınma hakkında söylediklerini etkileyici buldum.

I found it fascinating what you were saying about global warming.

Tom insanların Mary hakkında söylediklerini umursamaz.

Tom doesn't mind what people say about Mary.

Tom Mary'nin söylediklerini dinlemek zorunda değil.

Tom doesn't have to listen to what Mary says.

Tom Mary'den söylediklerini geri almasını istedi.

Tom asked Mary to take back what she said.

- Ne dediğini görebiliyorum.
- Senin söylediklerini anlayabiliyorum.

I can see what you're saying.

Bize yalan söylediklerini bildiğimizi fark etmiyorlar.

- They don't realize that we know they're lying to us.
- They don't realize that we know that they're lying to us.
- They don't realize we know that they're lying to us.
- They don't realize we know they're lying to us.

Onların yaptığımı söylediklerini aslında ben yapmadım.

I didn't actually do what they say I did.

İnsanlar yapacaklarını söylediklerini yapmazlarsa Tom sinirlenir.

Tom gets angry when people don't do what they say they'll do.

- Onun dediğini yapacağım.
- Onun söylediklerini yapacağım.

I will do what she says.

Tom ve Mary'nin doğruyu söylediklerini sanmıyorum.

I don't think Tom and Mary are telling the truth.

Lütfen Tom ve Mary'nin söylediklerini yazın.

Please write down what Tom and Mary say.

Tom ve Mary'nin yalan söylediklerini düşünmedim.

I didn't think Tom and Mary were lying.

Şu anda önemli olan Tom'un söylediklerini dinlemendir.

What's important now is that you listen to what Tom says.

Tom Mary'nin az önce söylediklerini tekrarlamasını istedi.

Tom asked Mary to repeat what she had just said.

Söylediklerini destekleyecek herhangi bir kanıt sunabilir misin?

Can you offer any evidence in support of what you say?

İnsanların artık gerçekten bu şekilde söylediklerini sanmıyorum.

I don't think people actually say it that way anymore.

Ben sadece onların bana yapmamı söylediklerini yaptım.

I just did what they told me to do.

Senin derdin, Tom, başkalarının söylediklerini asla dinlemiyorsun.

The trouble with you, Tom, is that you never listen to what other people say.

Annemin bana yapmamı söylediklerini her zaman yapmam.

I don't always do what my mother tells me to do.

- Tom'un ne dediğini dinle.
- Tom'un söylediklerini dinle.

Listen to what Tom says.

İnsanların söylediklerini duyuyorum; bir keresinde bir eylemci bana

I hear folks saying, I had one activist say to me

Tom sadece Mary'nin ona söylediklerini tekrar ediyor olabilir.

Tom might just have been repeating what Mary told him.

Eğer öğretmenin söylediklerini dinlersen, iyi bir öğrenci olabilirsin.

If you just listen to what the teacher says, you'll be able to become a good student.

Eğer öğretmenin söylediklerini dikkatli dinleseydin, büyük ihtimalle anlayabilirdin.

If you'd listen a little more carefully to what the teacher says, you'd probably be able to understand.

- Onun dediğini anladın mı?
- Onun söylediklerini anladın mı?

Did you understand what he said?

Onlar her zaman Hamilton'un onlara yapmasını söylediklerini yaptı.

They always did what Hamilton told them to do.

- Tom, Mary'nin söylediğini dinlemiyor.
- Tom, Mary'nin söylediklerini dinlemez.

Tom doesn't listen to what Mary says.

Tom, Mary ve John'un söylediklerini duymamış numarası yaptı.

Tom pretended not to hear what Mary and John were saying.

Tom kafası meşgul görünüyordu ve açıkça Mary'nin söylediklerini dinlemiyordu.

Tom seemed preoccupied and clearly wasn't listening to what Mary was saying.

- Tom'un söylediklerini tahmin et.
- Tom ne söyledi tahmin et.

Guess what Tom said.

Brezilyalıların, "karıncayiyen" kelimesini kendi ana dillerinde nasıl söylediklerini bilmiyorum.

I do not know how Brazilians say 'aardvark' in their mother tongue.