Translation of "Konsere" in English

Konsere gittim.

I went to a concert.

Konsere katılım iyiydi.

The concert was well attended.

O konsere gidiyor.

He is going to the concert.

Tom konsere gidiyor.

Tom is going to the concert.

Keşke konsere gidebilsem.

I wish I could go to the concert.

Konsere geç kalacağız.

We're going to be late for the concert.

Bir konsere gittim.

I went to a concert.

Yarın konsere gidiyorum.

I'm going to the concert tomorrow.

Tom konsere gitmedi.

Tom didn't go to the concert.

Konsere gidiyor musun?

Are you going to the concert?

- Konsere gitmeyi iple çekiyorum.
- Konsere gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.
- Konsere gitmeyi dört gözle bekliyorum.

- I'm looking forward to going to the concert.
- I am looking forward to going to the concert.

Hangi konsere katılmayı seçtiniz?

Which concert did you choose to attend?

Birçok insan konsere gitti.

Quite a few people went to the concert.

O akşam konsere gitmişti.

She had gone to the concert that evening.

O konsere gitti mi?

Did she go to that concert?

Bu konsere gittin mi?

Did you attend this concert?

Konsere gidebilse, memnun olur.

If he could go to the concert, he would be glad.

Babam konsere gitmemi istedi.

My father asked me to go to the concert.

Tom'la bir konsere gittim.

I went to a concert with Tom.

Onu konsere davet etti.

He invited her to go to the concert.

Konsere katılamadığına pişman oldu.

She regretted not being able to attend the concert.

Bir süre konsere gitmedim.

I haven't been to a concert in a while.

Ben konsere gitmek istedim.

I wanted to go to the concert.

Onlarla bir konsere gittim.

I went to a concert with them.

Onunla bir konsere gittim.

I went to a concert with him.

Benimle konsere gelecek misin?

Will you come with me to the concert?

Benimle konsere geliyor musun?

Are you coming to the concert with me?

Konsere zamanında varacak mıyız?

Will we be in time for the concert?

Alice'in konsere gittiği dündü.

It was yesterday that Alice went to a concert.

Babam konsere gitmemi onaylamadı.

My father disapproved of my going to the concert.

Konsere benimle gelir misin?

Will you come with me to the concert?

Birlikte bir konsere gidelim.

Let's go to a concert together.

İkimiz de konsere gittik.

We both went to the concert.

Ben nadiren konsere giderim.

I seldom go to concerts.

Benimle konsere gelmiyor musun?

Aren't you coming to the concert with me?

- Onu konsere davet etti.
- Onu konsere gitmek için davet etti.

He invited her to go to the concert.

Seninle birlikte konsere gitmek istiyorum.

I would like to go to the concert with you.

Konsere gelmene ne mani oldu?

What prevented you from coming to the concert?

Konsere gelmek için istekli görünmüyor.

He doesn't look willing to come to the concert.

Gelecek hafta bir konsere gidiyorum.

- I am going to a concert next week.
- I'm going to a concert next week.

Benimle konsere gitmek istiyor musun?

Do you want to go to the concert with me?

Babam konsere gitmeme izim verdi.

My father allowed me to go to the concert.

Birçok kişi konsere geç kalmıştı.

Many people were late for the concert.

Almanya'da bir konsere gittin mi?

Did you go to a concert in Germany?

Konsere kaç tane şarkıcı katılacak?

How many singers will participate in the concert?

Dün gece bir konsere gittim.

I went to a concert last night.

Canın konsere gitmek istiyor mu?

Do you feel like going to a concert?

Uzun süredir bir konsere gitmedim.

I haven't been to a concert in a long time.

Bu geceki konsere katılmak istiyoruz.

We want to attend tonight's concert.

Tom, Mary ile konsere gidiyor.

Tom is going to the concert with Mary.

Bizimle konsere gitmek isteyeceğini düşündüm.

- I thought you would want to go to the concert with us.
- I thought that you'd want to go to the concert with us.
- I thought you'd want to go to the concert with us.

Hastaydım, bu yüzden konsere gidemedim.

I was sick, so I couldn't go to the concert.

Bu gece konsere gidiyor musun?

Are you going to the concert tonight?

Gerçekten seninle konsere gitmek istiyorum.

I'd really like to go to the concert with you.

Tom konsere gitmek için heyecanlıydı.

Tom was excited to go to the concert.

Benimle konsere gelmek ister misin?

You want to come with me to the concert?

Geçen pazar konsere gitti mi?

Did she go to the concert last Sunday?

Benimle birlikte konsere gitmeyecek misin?

Won't you go to the concert with me?

Benimle konsere gitmek ister misin?

Would you like to go to the concert with me?

Bu gece konsere gitmiyor musun?

Aren't you going to the concert tonight?

Tom Mary ile konsere gidecek.

Tom is going to go to the concert with Mary.

Bu gece bir konsere gidiyorum.

I'm going to a concert tonight.

Seninle bu akşam konsere gidemem.

I can't go to the concert with you tonight.

Bizimle konsere gitmek ister misiniz?

Would you like to go to the concert with us?

Tom konsere gizlice girmeye çalıştı.

Tom tried to sneak into the concert.

- Tom'un konsere gitmek için yeterli parası yoktu.
- Tom konsere gitmeyi göze alamadı.

- Tom could not afford to go to the concert.
- Tom couldn't afford to go to the concert.

Acil iş onun konsere gitmesini engelledi.

Urgent business kept him from going to the concert.

O, konsere katılmak için para ödedi.

She paid to attend the concert.

Tom sadece geçenlerde bir konsere gitti.

Tom went to a concert just the other day.

Üç binin üzerinde insan konsere katıldı.

Over three thousand people attended the concert.

Bu konsere benimle gelmek ister misin?

Do you want to come with me to this concert?

Annem hasta olduğu için konsere gidemedim.

- My mother being ill, I couldn't go to the concert.
- Since my mother was sick, I couldn't go to the concert.

Sanırım bu gece konsere gitmekten hoşlanabilirsin.

I think you might like to go to the concert tonight.

Biletleri alamadım bu yüzden konsere gidemiyoruz.

I wasn't able to buy tickets, so we can't go to the concert.

Dün gece konsere gitmeyi tercih ederdim.

I'd rather have gone to the concert last night.

Ben geçen hafta iki konsere gittim.

I went to two concerts last week.

Geçen yıl kaç tane konsere gittin?

How many concerts did you go to last year?

John konsere kadar Mary'ye eşlik etti.

John accompanied Mary to the concert.

Şansımız vardı da konsere bilet alabildik.

It was lucky that we got the tickets for the concert.

Senin için konsere bir bilet alayım.

Let me get you a ticket to the concert.

Bu gece bir konsere gitmeyi planlıyorum.

Tonight I plan to go to a concert.

Üç binden fazla insan konsere katıldı.

More than 3000 people attended the concert.

O, arkadaşına konsere kadar eşlik etti.

She accompanied her friend to the concert.

O, onu konsere gitmeye ikna etti.

She talked him into going to the concert.

Tom bu gece seninle konsere gidemiyor.

Tom can't go to the concert with you tonight.

Tom'un niçin konsere gitmediğini merak ediyorum.

I wonder why Tom didn't go to the concert.

Tom, Mary'nin konsere geleceğini umduğunu söyledi.

- Tom said he hoped Mary would come to his concert.
- Tom said that he hoped Mary would come to his concert.
- Tom said that he hoped that Mary would come to his concert.

Tom dün gece bir konsere gitti.

Tom went to a concert last night.