Translation of "Sabırsızlıkla" in English

0.025 sec.

Examples of using "Sabırsızlıkla" in a sentence and their english translations:

Sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm waiting impatiently.

Onu sabırsızlıkla bekleyeceğim.

I'll look forward to it.

At sabırsızlıkla homurdandı.

The horse snorted impatiently.

Mektubunu sabırsızlıkla bekliyorum.

- I am looking forward to your letter.
- I'm looking forward to your letter!

Onu sabırsızlıkla bekliyorum.

- I'm looking forward to it.
- I look forward to it.

Bunu sabırsızlıkla bekliyordum.

I was so looking forward to that.

Bunu sabırsızlıkla bekliyorum.

- I've been looking forward to this.
- I was looking forward to this.

Fırsatı sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to the opportunity.

Bunu sabırsızlıkla beklemiyorum.

I'm not looking forward to this.

Yarışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

We look forward to competing.

Tom sabırsızlıkla oturdu.

Tom sat impatiently.

Tom sabırsızlıkla bekledi.

Tom waited impatiently.

Tom sabırsızlıkla bekliyor.

Tom is waiting impatiently.

Cevabınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

- I'm looking forward to your reply.
- I'm looking forward to receiving your reply.

Gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

I've been looking forward to your arrival.

Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.

- We are all looking forward to your coming.
- We're all looking forward to your coming.

Sabırsızlıkla haber bekliyorum.

I look forward to hearing from you.

Pazartesilerimi sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to my Mondays.

Gelecek yüzyılı sabırsızlıkla bekleyelim.

Let's look ahead to the next century.

Ondan sabırsızlıkla haber bekliyorum.

I'm looking forward to hearing from her.

Konseri hepimiz sabırsızlıkla bekliyoruz.

- We are all excited about the concert.
- We're all looking forward to the concert.

Onun gelişini sabırsızlıkla bekliyorum.

I've been looking forward to him coming.

Olumlu yanıtını sabırsızlıkla bekliyorum.

- I'm looking forward to receiving your favorable answer.
- I am looking forward to receiving your favorable answer.

Yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorum.

- I am looking forward to the summer vacation.
- I'm looking forward to the summer vacation.

Sabırsızlıkla gelecek tatilleri bekliyoruz.

We're longing for the summer vacation.

Tom onu sabırsızlıkla bekliyor.

Tom is looking forward to it.

Onun hediyesini sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to his present.

Tom'u görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to seeing Tom.

Tom sabırsızlıkla kornaya bastı.

Tom honked the horn impatiently.

Tom Noeli sabırsızlıkla bekliyor.

Tom is looking forward to Christmas.

Boston'a gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to going to Boston.

Bugünkü toplantıyı sabırsızlıkla beklemiyorum.

I'm not looking forward to today's meeting.

Seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to seeing you.

Bu geceyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to tonight.

Biz onu sabırsızlıkla bekliyoruz.

We look forward to it.

Seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

- We are all looking forward to seeing you.
- We're all looking forward to seeing you.

Onlarla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to meeting them.

Onunla buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to meeting him.

Tatilimiz için sabırsızlıkla bekliyoruz.

We're looking forward to our vacation.

Bugün neyi sabırsızlıkla bekliyorsun?

What are you looking forward to today?

O sabırsızlıkla ödeme istedi.

He impatiently asked for repayment.

İyi haberi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to good news.

İşe gitmeyi sabırsızlıkla beklemiyorum.

I don't look forward to going to work.

Okula gitmeyi sabırsızlıkla beklemiyorum.

I don't look forward to going to school.

Hepimiz bunu sabırsızlıkla bekliyoruz.

We're all looking forward to it.

Onu gerçekten sabırsızlıkla bekliyoruz.

We're really looking forward to it.

Ben onu sabırsızlıkla bekliyordum.

I was looking forward to it.

Gelecek yazı sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to next summer.

Öğrenciler yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorlar.

The students are looking forward to the summer vacation.

Sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

- We are looking forward to hearing from you.
- We're looking forward to hearing from you.

Yeni Yıl tatilini sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to the New Year holidays.

Raporla ilgili yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to your comments on the report.

O akşamki randevuyu sabırsızlıkla bekliyordu.

He was looking forward to that evening's date.

Yarın seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to seeing you tomorrow.

Olumlu cevabını almayı sabırsızlıkla bekliyorum.

- I'm looking forward to receiving your favorable answer.
- I am looking forward to receiving your favorable answer.

Bunu tekrar yapmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to doing this again.

"Tekrar geleceğim." "Evet, sabırsızlıkla bekliyorum."

"I'll come again." "Yeah, I look forward to it."

Tom seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

Tom is looking forward to seeing you.

Tom bunu kesinlikle sabırsızlıkla beklemiyor.

Tom is definitely not looking forward to this.

Tom bu anı sabırsızlıkla beklemiyor.

Tom hasn't been looking forward to this moment.

Doğum günü partisini sabırsızlıkla bekliyor.

She is looking forward to her birthday party.

Yeni romanını okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to reading your new novel.

Doğum günü partimi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm really looking forward to my birthday party.

Tom'la yine buluşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to meeting Tom again.

Okul gezisini çok sabırsızlıkla bekliyorum.

I am looking forward very much to the school excursion.

Onu yemek için sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm dying to eat it.

Tatoeba'nın yeni sürümünü sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm very impatient to see the new version of Tatoeba.

Yaz tatilini gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm really looking forward to summer vacation.

Filmi onunla izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to watching the movie with her.

Bana sabırsızlıkla neyi beklediğini söyle.

Tell me what you are looking forward to.

Sabırsızlıkla acil cevabını almayı bekliyoruz.

We look forward to receiving your prompt reply.

Japon yemekleri yemeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I look forward to eating Japanese food.

Bugün sabırsızlıkla beklediğin bir sabah.

Today is a "the morning", that you have been looking forward to.

Tom emeklilik için sabırsızlıkla bekliyor.

Tom is looking forward to retirement.

Çok geçmeden seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to seeing you before long.

Yaz tatili sırasında ziyaretini sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to your visit during summer vacation.

Size tekrar hizmet etmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.

We are looking forward to serving you again.

Gelecek hafta seni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to seeing you next week.

Bugün bütün gündür sabırsızlıkla seni bekliyorum.

All day long today I have been waiting impatiently for you.

Sessiz bir gün için sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm kind of looking forward to a quiet day.

Tom'la tenis oynamayı gerçekten sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm really looking forward to playing tennis with Tom.

Tom'a onunla görüşmeyi sabırsızlıkla beklediğimi söyle.

Tell Tom I'm looking forward to meeting him.

Seni ve aileni görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to seeing you and your family.

Tom, Mary'nin hazır olmasını sabırsızlıkla bekledi.

Tom waited impatiently for Mary to get ready.

O, Tohoku bölgesine gitmeyi sabırsızlıkla bekliyor.

She is looking forward to going to the Tohoku district.

Biz sabırsızlıkla sevgili arkadaşımızın gelişini bekliyoruz.

We are awaiting impatiently the arrival of our dear friend.

Yakında sizden haber almayı sabırsızlıkla bekliyoruz.

- We are looking forward to hearing from you soon.
- We're looking forward to hearing from you soon.

Babamla birlikte ava gitmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.

I'm looking forward to going hunting with my father.