Translation of "Hoşlanacağını" in English

Hoşlanacağını düşündüm.

- I thought you'd be pleased.
- I thought that you'd be pleased.
- I thought you would be pleased.

Partiden hoşlanacağını düşündüm.

- I thought you'd enjoy the party.
- I thought that you'd enjoy the party.

Bundan hoşlanacağını düşündüm.

- I thought you'd enjoy this.
- I thought that you'd enjoy this.

Konserden hoşlanacağını biliyordum.

I knew you'd enjoy the concert.

Ondan hoşlanacağını umuyorum.

- I hope you like it.
- I hope that you like it.

Ondan hoşlanacağını düşündüm.

I thought you'd enjoy that.

Tom bundan hoşlanacağını düşünüyor.

- Tom thinks you'll enjoy this.
- Tom thinks that you'll enjoy this.

Tom ondan hoşlanacağını umuyor.

Tom hopes you'll like it.

Annenin bundan hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think your mother will like it.
- I don't think that your mother will like it.

Tom'un ondan hoşlanacağını sanmıyorum.

I don't think Tom would like that.

Bu filmden hoşlanacağını düşündüm.

- I figured you'd enjoy this movie.
- I figured that you'd enjoy this movie.

Tom'un Mary'den hoşlanacağını biliyordum.

- I knew Tom would like Mary.
- I knew that Tom would like Mary.

Tom'un bundan hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom is going to like that.
- I don't think that Tom is going to like that.

Tom'un konserinden hoşlanacağını biliyorum.

- I know you'll enjoy Tom's concert.
- I know that you'll enjoy Tom's concert.

Bu kitaptan hoşlanacağını biliyorum.

- I know you'll enjoy this book.
- I know that you'll enjoy this book.

Tom'un neyden hoşlanacağını bilmiyordu.

Tom didn't know what Mary would like.

Senin ondan hoşlanacağını düşünmüyorum.

- I don't think you'll like that.
- I don't think that you'll like that.

Senin bundan hoşlanacağını düşünmüyorum.

- I don't think you'll like this.
- I don't think that you'll like this.

Tom'un partiden hoşlanacağını biliyordum.

- I knew Tom would enjoy the party.
- I knew that Tom would enjoy the party.

Tom'un ondan hoşlanacağını düşünüyorum.

- I think Tom will like that.
- I think that Tom will like that.

Tom'un partiden hoşlanacağını düşündüm.

- I thought Tom was going to enjoy the party.
- I thought that Tom was going to enjoy the party.

Tom Mary'nin konserden hoşlanacağını düşündü.

- Tom thought that Mary would enjoy the concert.
- Tom thought Mary would enjoy the concert.

Tom'un seni görmekten hoşlanacağını biliyorum.

- I know Tom would love to see you.
- I know that Tom would love to see you.

Tom'un gerçekten bundan hoşlanacağını düşünüyorum.

- I think Tom is really going to like this.
- I think that Tom is really going to like this.

Tom'un konserden hoşlanacağını düşünüyor musun?

Do you think Tom will like the concert?

Onun bundan hoşlanacağını düşünüyor musun?

Do you think he'll like it?

Tom'un bu filmden hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would enjoy this movie.
- I don't think that Tom would enjoy this movie.

Tom Mary'nin partisinden hoşlanacağını düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary would enjoy his party.

Tom Mary'nin konserden hoşlanacağını düşünmüyordu.

Tom didn't think Mary would enjoy the concert.

Tom senin fikirden hoşlanacağını düşünmedi.

Tom didn't think you would like the idea.

Tom'un bundan hoşlanacağını düşünmüyor musun?

Don't you think Tom would like this?

Tom'un onu yapmaktan hoşlanacağını düşündüm.

- I thought Tom would enjoy doing that.
- I thought that Tom would enjoy doing that.

Tom'un bunu yapmaktan hoşlanacağını sanmıyorum.

I don't think Tom will ever enjoy doing that.

Tom'un onu yapmaktan hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would enjoy doing that.
- I don't think that Tom would enjoy doing that.

Tom'un burada bundan hoşlanacağını sanıyordum.

- I thought Tom was going to like it here.
- I thought that Tom was going to like it here.

Tom bundan kimin hoşlanacağını düşünüyor?

Who does Tom think is going to like that?

Senin onu yapmaktan hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think you'd enjoy doing that.
- I don't think that you'd enjoy doing that.

- Umarım ondan hoşlanırsın.
- Ondan hoşlanacağını umuyorum.

I hope that you will like it.

- Ondan hoşlanacağınızı umuyorum.
- Ondan hoşlanacağını umuyorum.

- I hope you'll like it.
- I hope you will like it.

- Pinikten hoşlanacağını düşünüyorum.
- Piknikten hoşlanacağınızı düşünüyorum.

I think you'll enjoy the picnic.

Tom bundan hoşlanabilir ama hoşlanacağını sanmıyorum.

Tom might like it, but I don't think he will.

Tom'un bugün burada olmaktan hoşlanacağını düşünüyorum.

- I think Tom would've liked to be here today.
- I think Tom would have liked to be here today.
- I think that Tom would've liked to be here today.

Tom'a hoşlanacağını düşündüğüm bir şey verdim.

- I gave Tom something that I thought he'd like.
- I gave Tom something I thought he'd like.

Tom'un onu yapmaktan hoşlanacağını düşünüyor musun?

Do you think Tom would enjoy doing that?

Ben Tom'a onu yapmaktan hoşlanacağını söyledim.

I told Tom you'd enjoy doing that.

Tom'un onu yapmaktan hoşlanacağını sana düşündüren nedir?

- What makes you think Tom will enjoy doing that?
- What makes you think that Tom will enjoy doing that?

Tom herhangi birinin bunu yapmaktan hoşlanacağını düşünmüyordu.

- Tom didn't think anybody would enjoy doing that.
- Tom didn't think anyone would enjoy doing that.

Tom'un onun için aldığım hediyeden hoşlanacağını düşünüyor musun?

- Do you think Tom will like the gift I bought for him?
- Do you think Tom will like the gift I bought him?
- Do you think that Tom will like the gift I bought for him?
- Do you think that Tom will like the gift that I bought for him?
- Do you think Tom will like the gift that I bought for him?

Bu kitabı onu yazmaktan hoşlandığım kadar çok okumaktan hoşlanacağını umuyorum.

I hope you enjoy reading this book as much as I enjoyed writing it.

Tom Mary'nin partisinden hoşlanacağını düşünmedi bu yüzden onu davet etmedi.

Tom didn't think Mary would enjoy his party, so he didn't invite her.

İzni olmadan onun elektrikli sakal düzenleyicisini kullanırsam Tom'un bundan çok hoşlanacağını sanmıyorum.

- I don't think Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.
- I don't think that Tom would like it very much if I used his electric beard trimmer without his permission.

- Tom, Mary'nin bunu yapmayı seveceğini düşünmüyor.
- Tom Mary'nin bunu yapmaktan hoşlanacağını sanmıyor.

Tom doesn't think Mary will enjoy doing that.