Translation of "Kenarındaki" in English

Yol kenarındaki ağaçlar kesilmişti.

The trees by the road were chopped down.

Nehrin kenarındaki şu ağaç ceviz ağacıdır.

That tree near the river is a walnut tree.

Tom köyün kenarındaki bir evde yaşıyor.

Tom lives in a house on the edge of the village.

Tom kasabanın kenarındaki bir evde yaşıyor.

Tom lives in a house on the edge of town.

Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?

See those tiny little serrated... edge to the leaves?

Ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde

but the city at the seaside is no longer used

Yol kenarındaki bu açıklık tam buluşmalık bir yer.

a roadside verge is the perfect place to meet.

Tom ve Mary nehrin kenarındaki bir evde yaşıyorlar.

Tom and Mary live in a house by the river.

Newport gibi, deniz kenarındaki tatil köyleri yaz aylarında çok kalabalıktır.

Seaside resorts, such as Newport, are very crowded in summer.