Translation of "Nehrin" in English

nehrin karşısına geçebiliyor.

goes across the river on a pontoon bridge.

Nehrin derinliğini ölçtük.

We measured the depth of the river.

Nehrin karşısına geçtiler.

They made their way across the river.

Kale nehrin karşısındadır.

The castle is across the river.

Nehrin karşısına geçiyorum.

I am getting across the river.

Nehrin karşısında yüzelim.

Let's swim across the river.

Nehrin karşısına geçelim.

Let's row across the river.

Çadırı nehrin yanında kurduk.

- We set up the tent next to the river.
- We pitched the tent next to the river.

O, nehrin dibinde bulundu.

It was found at the bottom of the river.

Bina nehrin kenarında bulunuyordu.

The building stood beside the river.

Eviniz nehrin diğer tarafındadır.

Her house is across the river.

Onlar nehrin karşısında yaşamaktadırlar.

They live across the river.

Onun evi nehrin kıyısında.

His house is on the bank of the river.

Nehrin seviyesi çok düşük.

The river is very low.

Onun evi nehrin yanındadır.

His house is by the river.

Tom nehrin karşısına geçiyor.

Tom is getting across the river.

Bu nehrin ismi ne?

What's the name of this river?

Yolumu nehrin yakınında kaybettim.

It was near the river that I lost my way.

Bu nehrin adı ne?

- What is the name of this river?
- What's the name of this river?

Çadırımızı nehrin kıyısına kurduk.

We pitched our tent on the bank of the river.

Tom nehrin karşısında yaşıyor.

- Tom lives across the river.
- Tom lives on the other side of the river.

Bir nehrin yakınında büyüdüm.

I grew up near a river.

Postane nehrin diğer tarafında.

The post office is on the other side of the river.

Beni nehrin karşısına geçir.

Row me across the river.

Okulumuz nehrin hemen karşısında.

Our school is right across the river.

Sel nehrin yönünü değiştirdi.

The flood diverted the course of the river.

Biz nehrin derinliğini ölçüyoruz.

- We measure the depth of the river.
- We are measuring the depth of the river.
- ׁWe're measuring the depth of the river.

O, nehrin yanında oturdu.

He sat next to the river.

Bu nehrin kaynağı nerede?

- Where's the source of this river?
- Where is the source of this river?

O, nehrin karşısında yaşıyor.

She lives across the river.

Nehrin su seviyesi yükseldi.

- The river's water level has risen.
- The level of water in the river has risen.

Kale nehrin diğer tarafında.

The castle is on the other side of the river.

Bu nehrin akış hızlıdır.

- This river flows rapidly.
- The flow of this river is fast.
- This river flows quickly.

Tom nehrin diğer tarafında.

Tom is on the other side of the river.

Kentimiz nehrin doğu yakası'ndadır.

Our town is on the East Side of the river.

Nehrin yanında piknik yapabiliriz.

We could have a picnic by the river.

Bu nehrin adı nedir?

- What is the name of this river?
- What's the name of this river?

Bu nehrin akıntısı hızlıdır.

The current of this river is rapid.

Şu nehrin adı nedir?

What is the name of that river?

Okulumuz nehrin karşı tarafındadır.

Our school is across the river.

Tom'un evi nehrin yakınında.

Tom's house is near the river.

Tom nehrin karşısına geçti.

Tom crossed the river.

Nehrin ilk dönemecinde, Mark'ın cerrahı

And at the first bend in that river, Mark's surgeon told us

Nehrin seviyesi yavaş yavaş yükseldi.

The level of the river rose little by little.

Nehrin bu kısmında su derindir.

The water is deep in this part of the river.

Nehrin üzerine bir köprü yapıyorlar.

They're constructing a bridge over the river.

Nehrin üzerine bir köprü yapıldı.

A bridge was built across the river.

Okul, nehrin bu yakasında mı?

Is the school on this side of the river?

Nehrin üzerinde bir köprü var.

There is a bridge across the river.

Onlar nehrin aşağısına doğru sürüklendiler.

They drifted down the river.

Nehrin en derin yeri burası.

The lake is deepest here.

O, nehrin karşı tarafında yaşıyor.

He lives across the river.

Onun evi nehrin güney tarafındadır.

His house is on the south side of the river.

Gençken o nehrin yakınında oynardım.

When I was young, I would play near that river.

Onun evi nehrin karşı tarafındadır.

Her house is across the river.

Tom'un evi nehrin diğer tarafında.

Tom's house is on the other side of the river.

Biz nehrin yanında çadır kurduk.

We set up the tent next to the river.

Her nehrin bir kaynağı vardır.

Every river has a source.

Nehrin iki tarafında ağaçlar var.

There are trees on either side of the river.

Bu nehrin suyu denize akar.

The water from this river runs into the sea.

Ann nehrin karşı tarafına yüzdü.

Ann swam across the river.

İngilizler nehrin karşısından saldırmaya başladı.

The British started to attack from across the river.

Tayfun nehrin taşmasına neden oldu.

The typhoon caused the river to flood.

Ben nehrin öbür yakasına yüzebilirim.

I can swim across the river.

Nehrin karşı tarafına yüzmeye çalıştım.

I tried to swim across the river.

Nehrin diğer tarafında ne var?

What's on the other side of the river?

Tom nehrin diğer tarafına yüzdü.

Tom swam to the other side of the river.

- Bakers'ların nehrin üst tarafında bir çiftliği var.
- Bakers'ların nehrin yukarısında bir çiftlikleri var.

The Bakers have a farm up the river.

Beni nehrin diğer tarafına götürün lütfen.

Please take me across the river.

Şiddetşi yağmurlar nehrin taşmasına neden oldu.

The heavy rains caused the river to flood.

Çocuğun o nehrin karşısına yüzmesi imkansızdı.

It was impossible for the boy to swim across that river.

Onlar nehrin üzerine bir köprü yaptılar.

They built a bridge across the river.

Onlar nehrin yukarısına doğru kürek çektiler.

They rowed up the river.

Bu nehrin karşısına geçemedim.O çok derin.

I cannot get across this river. It's too deep.

Nehrin yakınında eski bir kale duruyor.

An old castle stands near the river.

Nehrin yanında bir çelik fabrikası var.

There is a steelworks beside the river.

Tom nehrin buz gibi suyuna düştü.

Tom fell into the ice-cold water of the river.

Bu nehrin en derin yeri burası.

This river is deepest here.

Biz nehrin yanında kamp yapmaya gittik.

We went camping near the river.

Nehrin kenarındaki şu ağaç ceviz ağacıdır.

That tree near the river is a walnut tree.

Leyla'nın cesedi bir nehrin kıyısında bulundu.

Layla's body was found on the bank of a river.

Nehrin iki mil yukarısında bir köprü var.

There is a bridge two miles upstream.

Ben yüzerek nehrin öbür yakasına geçmeyi öneriyorum.

I suggest we swim across the river.

Nehrin öbür yakasına yüzmek ne kadar sürer?

How long would it take to swim across the river?

Ben bir köpeğin nehrin karşısına yüzdüğünü gördüm.

I saw a dog swim across the river.

Nisan ayının sonunda, Sarı Nehrin suyu karardı.

At the end of April, the water of the Yellow River had darkened.

Suya atladım ve nehrin diğer tarafına yüzdüm.

I jumped into the water and swam to the other side of the river.

Nehrin diğer tarafında olan bir şey var.

There's something happening on the other side of the river.

Tom'un nehrin yanındaki otelde bir odası var.

Tom has a room at the hotel near the river.

Kentin çoğu nehrin sağ kıyısında yer alıyor.

Most of the town lies on the right bank of the river.

O onlara nehrin kuzey tarafında kalmalarını söyledi.

He told them to stay on the north side of the river.

Nehrin uzak kıyısında bir sürü çöp var.

There's a lot of trash on the far bank of the river.