Translation of "Halde" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "Halde" in a sentence and their arabic translations:

Ve hareketli halde yüzüyor

ويسبح في الحركة

Onun etrafında sıvı halde

في شكل سائل حوله

O halde neden ağlıyorsun?

- لم أنت تبكي؟
- لم أنتِ تبكين؟
- لم تبكي؟
- لم تبكين؟

Eşiniz size fena halde kızmış.

لأن زوجتك غاضبة منك

O halde hadi başlayalım, deneyelim

لذلك دعونا نحاول، دعونا نتحرك ونتقدم،

Avrupa küresel tarımda dominant halde.

وأوروبا هي المهيمنة على الزراعة العالمية.

Vardır her halde bir bildiği

على أي حال ، هو يعلم

Bundan hoşlanmıyorsan o halde gidebilirsin.

إن لم يعجبك فبإمكانك أن تتركه.

Geceyi korkudan mahvolmuş halde acilde geçirdim,

قضيت الليلة وأنا يجتاحني الخوف في غرفة الطوارئ،

Oldukça kötü bir halde olduğumuz görülüyor.

يبدو أننا في المسار السيء للغاية.

O halde programımızı kullanmak için onlara

لذا، دعونا نفرض عليهم رسم اشتراك أسبوعي

O halde biz ne hakkında konuşmalıyız?

فعن ماذا يجب أن نتحدث؟

O halde TRAPPIST-1'i dinleyelim.

دعونا نسمع ال TRAPPIST-1 إذًا.

Gardrop Fuat'ı hepimiz hatırlarız her halde

نتذكر جميعًا خزانة ملابس Fuat على أي حال

Her halde dünya da canlı kalmazdı.

على أي حال ، لن يكون العالم على قيد الحياة.

O halde şans rüzgarlarını nasıl yakalayacaksınız?

فكيف تتصيد رياح الحظ إذًا؟

Fadıl'ın fena halde paraya ihtiyacı vardı.

كان فاضل بحاجة ماسة للمال.

Bir şeyleri şaşırtıcı yöntemlerle kullanır halde buluyoruz.

وينتهي بنا الأمر باستخدام الأشياء بطرق مفاجئة إلى حد ما.

O halde insanları asıl motive eden ne?

إذن، ما الذي يجعل الناس متحفزين؟

Ama artık sahil kenarındaki şehir kullanılmaz halde

لكن المدينة على شاطئ البحر لم تعد مستخدمة

Yüzüklerin efendisi filmini hatırlamayanınız yoktur her halde

لا تتذكر فيلم سيد الخواتم على أي حال

Çin'de hala sadece nüfusun %56'sına ulaşabilmiş halde.

في الصين، لا يزال الإنترنت يصل لـ 56 بالمئة فقط من السكان.

Hannibal'in kuvvetleri kendilerini ağır tipilerle savaşır halde buldular.

وجدت قوات حنبعل نفسها تقاتل العواصف الثلجية

Ve farkında olmadığım halde en önemli ders olmuştu,

ودون أن أعلم، أصبحت أهم درس

Oort bulutunun içerisinde kuyruklu yıldızlar hareketli halde geziyor

المذنبات تتجول تتحرك في سحابة أورت

Geri çekilmenin sonunda parmakları donmuş halde yürüyerek yürüyordu.

وبحلول نهاية فترة التراجع ، كان يسير على قدميه ، وقد أصيبت أصابعه بالصقيع. عندما

Ilerideki zorlu yıllarda İmparator tarafından fena halde özlenecekti .

في السنوات الصعبة التي تنتظره.

O da ekonomiyi sadece bunu yapacak halde kurguladı

لذا فقد تلاعب بالاقتصاد للقيام بذلك

Bir gazeteci olarak kamerayı çevreye tutar halde buldum kendimi,

كصحفي، وجدت نفسي أدير العدسة

Ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur her halde

لا أحد يعرف قصة الزيز والنمل على أي حال

Yüksek morfinden kafam iyi halde daha sonra ne olacağını düşünüyordum.

أشعر بالزهو من أثر المورفين، أحاول أن أفهم ما يجري.

Nereden geliyor bu miraslar o zaman bilemiyorum şans her halde

أنا لا أعرف من أين تأتي هذه الميراث من ذلك الحين ، الحظ على أي حال

Çünkü kendimi o ana kadar ki en içler acısı halde buldum.

لأنّي وجدت نفسي في أكثر الأوضاع إثارة للشفقة على الإطلاق..

Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, aksi halde Miami trenini kaçıracağız.

علينا مغادرة الفندق قبل الساعة العاشرة صباحاً و إلا لن نلحق بالقطار المتجه إلى ميامي.

Fakat işin hileli bir yanı da bu halde bile meditasyon yapabiliyor olmam.

الحيلة هي، بأنني أستطيع فعلها هكذا.

Memlüklerin,Moğolların büyük ordusu karşısında neredeyse imkansız şartlar altında olduğunu bildiği halde

على الرغم من اعترافه بأن المماليك يواجهون تحد صعب ضد الجيش المغولي الواسع

Üç kol geçmeye başlıyor, göğüslerine kadar buz gibi nehir suyuna batmış halde.

بدأت الأعمدة الثلاثة بالعبور، وانبثقت صدورهم في المياه العميقة المتجمدة

Açık bir savaşa zorlayamayacak halde olan Hannibal için Arretium'a yapılacak bir saldırı söz konusu değil.

غير قادر على شن معركة مفتوحة، بالنسبة لحنبعل الهجوم على أرسيتيوم أمر غير وارد

O sık sık hızlı hamleler yaparak ve ordusunu cephe boyunca dizerek düşman tarafının komutanlarını savunmasız halde yakalıyordu.

غالبًا ما أخذت قادة الأعداء على حين غرة بحركات جيشه السريعة