Translation of "Yaşıyor" in English

0.020 sec.

Examples of using "Yaşıyor" in a sentence and their english translations:

- Nerede yaşıyor?
- O nerede yaşıyor?

Where does he live?

- Anneannesiyle yaşıyor.
- Babaannesiyle birlikte yaşıyor.

He lives with his grandmother.

- Büyükannem köyde yaşıyor.
- Anneannem köyde yaşıyor.
- Babaannem köyde yaşıyor.

My grandmother lives in the country.

- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

My father lives in the country.

- Babam şehir dışında yaşıyor.
- Babam köyde yaşıyor.
- Babam kırsalda yaşıyor.
- Babam taşrada yaşıyor.

My father lives in the country.

O yaşıyor.

It's alive.

Babasıyla yaşıyor.

She lives with her dad.

Nerede yaşıyor?

Where is her house?

Tom yaşıyor.

Tom is surviving.

Elvis yaşıyor!

Elvis lives!

Kolombiya'da yaşıyor.

She lives in Colombia.

"burada insanlar yaşıyor, burada insanlar yaşıyor."

"people live here, people live here."

- Boston'da yaşıyor.
- O, Boston City'de yaşıyor.

He lives in Boston.

- Santa Rovaniemi'de yaşıyor.
- Noel Rovaniemi'de yaşıyor.

Santa lives in Rovaniemi.

- Büyükbaban nerede yaşıyor?
- Deden nerede yaşıyor?

Where does your grandpa live?

- Tom Bostonda yaşıyor.
- Tom Boston'da yaşıyor.

- Tom is living in Boston.
- Tom lives in Boston.
- Tom resides in Boston.

- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom kendi başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.

- Tom is living alone.
- Tom is living on his own.

- Tom refah yaşıyor.
- Tom refah içinde yaşıyor.

Tom lives on welfare.

- Tom tek başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.

- Tom lives alone.
- Tom lives by himself.

Tom'un annesi Boston'da yaşıyor. Babası Şikago'da yaşıyor.

Tom's mother lives in Boston. His father lives in Chicago.

- Tom kendi başına yaşıyor.
- Tom yalnız yaşıyor.

Tom lives on his own.

- Kardeşin nerede yaşıyor?
- Kız kardeşin nerede yaşıyor?

Where does your sister live?

- Cüceler bu ormanda yaşıyor.
- Cinler bu ormanda yaşıyor.
- Bu ormanda yer cüceleri yaşıyor.
- Bu ormanda Beberuhiler yaşıyor.

Gnomes live in this forest.

''Burada insanlar yaşıyor.''

"People live here."

Yaşıyor ve büyüyor.

minds I do not share.

Amcam Taşkent'te yaşıyor.

My uncle lives in Tashkent.

Yana Londra'da yaşıyor.

Yana lives in London.

Amcan nerede yaşıyor?

Where does your uncle live?

Tony Kobe'de yaşıyor.

Tony lives in Kobe.

Onlar orada yaşıyor.

They live there.

Köpeklerden bazıları yaşıyor.

Some of the dogs are alive.

O kırsalda yaşıyor.

She lives in the country.

O dilenerek yaşıyor.

He lives by begging.

Tokyo'nun banliyölerinde yaşıyor.

He lives in the suburbs of Tokyo.

O, şehirde yaşıyor.

- He lives in the town.
- He lives in the city.

Tom Boston'da yaşıyor.

- Tom is living in Boston.
- Tom lives in Boston.

O, apartmanda yaşıyor.

- He lives in an apartment.
- She lives in an apartment.

Buraya yakın yaşıyor.

He lives near here.

O Yokohama'da yaşıyor.

- She lives in Yokohama.
- He lives in Yokohama.

O, Londra'da yaşıyor.

- She is living in London.
- She lives in London.

O, Fas'ta yaşıyor.

He lives in Morocco.

Tom Galler'de yaşıyor.

Tom lives in Wales.

Onlar nerede yaşıyor?

Where do they live?

Tom gecekonduda yaşıyor.

Tom lives in a slum.

Karavan kampında yaşıyor.

He lives in a trailer park.

Şeytan nerede yaşıyor?

Where does the devil live?

Amcam Almanya'da yaşıyor.

My uncle lives in Germany.

Laurie Melbourne'da yaşıyor.

Laurie lives in Melbourne.

Casey, Tiver'de yaşıyor.

Casey lives in Tver.

O, Tokyo'da yaşıyor.

He lives in Tokyo.

O, Nagasaki'de yaşıyor.

He lives in Nagasaki.

Tom Gangnam'da yaşıyor.

Tom lives in Gangnam.

Tom rüyasını yaşıyor.

Tom is living his dream.

Yılan yaşıyor mu?

Is the snake alive?

Babası yaşıyor mu?

- Is his father alive?
- Is her father alive?

Bu muhitte yaşıyor.

She lives in this neighborhood.

Köpeklerin çoğu yaşıyor.

Many of the dogs are alive.

O, annesiyle yaşıyor.

He lives with his mother.

O nerede yaşıyor?

Where does he live?

Kuzeni Amerika'da yaşıyor.

- His cousin lives in America.
- Her cousin lives in America.

Boston'da yaşıyor olacağız.

We'll be living in Boston.

Kısacası, Sherlock yaşıyor.

In brief, Sherlock lives.

Tom yakında yaşıyor.

Tom lives nearby.

Prenses gibi yaşıyor.

She lives like a princess.

Onlar çadırlarda yaşıyor.

They live in tents.

Tom varoşlarda yaşıyor.

Tom lives in the suburbs.

Deden nerede yaşıyor?

Where does your grandpa live?

Onlar mağaralarda yaşıyor.

They live in caves.

Leanne Leicester'de yaşıyor.

Leanne lives in Leicester.

Tom yurtluğunda yaşıyor.

Tom lives on his country estate.

Tokyo'da yaşıyor musunuz?

Do you live in Tokyo?

O, Osaka'da yaşıyor.

He lives in Osaka.

O yakında yaşıyor.

She lives nearby.

İngiltere'de yaşıyor olacağız.

We will be living in England.

O, köyde yaşıyor.

She lives in the village.

Peter, arkadaşıyla yaşıyor.

Peter lives with his friend.

Bizim dibimizde yaşıyor.

He lives immediately next to us.

Sanırım Tom yaşıyor.

I think Tom is alive.

John nerede yaşıyor?

Where does John live?

Kaçınız burada yaşıyor?

How many of you live here?

Amcası İsviçre'de yaşıyor.

Her uncle lives in Switzerland.

O, İngiltere'de yaşıyor.

He lives in England.

O yalnız yaşıyor.

- He lives by himself.
- He lives alone.

O, Kyoto'da yaşıyor.

He lives in Kyoto.