Translation of "Kazanmayacak" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kazanmayacak" in a sentence and their english translations:

Tom kazanmayacak.

- Tom won't win.
- Tom isn't going to win.

Tom muhtemelen kazanmayacak.

- Tom isn't likely to win.
- Tom is unlikely to win.
- Tom is not likely to win.

Muhtemelen Tom kazanmayacak.

- It's likely that Tom won't win.
- It's unlikely Tom will win.

Tom kesinlikle kazanmayacak.

Tom is definitely not going to win.

Sanırım Tom kazanmayacak.

- I think that Tom won't win.
- I think Tom won't win.

Belki Tom kazanmayacak.

Maybe Tom won't win.

Tom asla kazanmayacak.

- Tom isn't ever going to win.
- Tom is never going to win.

- Sami bu maçı kazanmayacak.
- Sami bu oyunu kazanmayacak.

Sami won't win this game.

Tom büyük olasılıkla kazanmayacak.

Tom isn't very likely to win.

Tom muhtemelen artık kazanmayacak..

Tom will probably not win anymore.

Tom muhtemelen hiç kazanmayacak.

Tom isn't likely to ever win.

Tom asla tekrar kazanmayacak.

- Tom won't ever win again.
- Tom will never win again.

Tom bir daha kazanmayacak.

Tom won't win again.

Tom muhtemelen bugün kazanmayacak.

Tom is probably not going to win today.

Tom büyük ihtimalle hiç kazanmayacak.

Tom isn't very likely to ever win.

- Bence Tom kazanamayacak.
- Sanırım Tom kazanmayacak.

- I think Tom isn't going to win.
- I think that Tom isn't going to win.

Tom muhtemelen bir daha asla kazanmayacak.

Tom will probably never win again.

- Tom muhtemelen kazanmayacak.
- Tom muhtemelen kazanmayacaktır.

- Tom is likely not to win.
- Tom likely won't win.

- Muhtemelen bizim takım kazanmayacak.
- Takımımızın kazanma şansı zayıf.

Our team isn't likely to win.

- Belki de Tom kazanmayacak.
- Belki de Tom kazamayacak.

Perhaps Tom won't win.

ABD Asya'da hiç savaş kazanmadı ve asla orada bir savaş kazanmayacak.

The United States never won a war in Asia and it will never win a war there.