Translation of "Kazanarak" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kazanarak" in a sentence and their english translations:

Yalnızca sivil nüfusu kazanarak olduğunu fark etti

to make progress.

Yakın bir arkadaş olan General Desaix'in övgüsünü kazanarak

He led a series of daring  operations against the Austrians,  

Ancak, Desaix'in Yukarı Mısır'a yaptığı seferde bir dizi çatışmayı kazanarak askeri becerisini daha da kanıtladı

But he further demonstrated his military skill,  winning a series of skirmishes on Desaix’s  

Tenis tarihinde taraflardan birinin diğerine en ezici üstünlük kurduğu Grand Slam finali, Batı Almanyalı Steffi Graf'ın Sovyet Nataşa Zvereva'yı iki seti de 6-0 kazanarak çok rahat yendiği 1988 Fransa Açık Finali'ydi. Maçın tamamı yalnızca 34 dakika sürmüştü.

The most lopsided Grand Slam final in tennis history was the 1988 French Open final, when Steffi Graf of FRG pummeled Natasha Zvereva of USSR 6-0, 6-0. The entire match lasted merely 34 minutes.