Translation of "Yakın" in English

İstasyon yakın.

The station is near at hand.

Yakın dur.

Stay close.

Bu yakın.

It's close.

Onlar yakın.

They're close.

Yakın kalacağım.

I'll stay close.

Mumları yakın.

Light the candles.

Gettoyu yakın.

Burn down the ghetto.

Hastane yakın.

The hospital is near here.

Dostlarını yakın düşmanlarını daha yakın tut.

Keep your friends close and your enemies closer.

- O çok yakın.
- Bu çok yakın.

- It is very near.
- It's very close.

- Denize yakın yaşadık.
- Denize yakın oturduk.

We lived close to the sea.

- Siz yakın mısınız?
- Siz arkadaşlar yakın mısınız?
- Siz birbirinize yakın mısınız?

Are you guys close?

- Biz istasyona yakın yaşarız.
- İstasyona yakın oturuyoruz.

We live close to the station.

Havaalanı çok yakın.

- The airport is close at hand.
- The airport is close by.

Yağışlı sezon yakın.

The rainy season is near at hand.

O imkansıza yakın.

- It is next to impossible.
- It's almost impossible.
- It's nearly impossible.

Hoparlöre yakın dinledi.

He listened closely to the speaker.

O yakın görünüyor.

That looks close.

Evim istasyona yakın.

My house is near the station.

Buraya yakın yaşıyor.

He lives near here.

Biz yakın arkadaşlarız.

- We're close friends.
- We're very good friends.

O altmışa yakın.

He is close to sixty.

Hastane buraya yakın.

The hospital is near here.

Onun ölümü yakın.

He has one foot in the grave.

Ona yakın yaşıyoruz.

We live near her.

Bu yakın biriydi.

That was a close one.

Cuma günü yakın.

Friday is near.

Yakın zamanda öldü.

He died lately.

Kanala yakın yaşıyoruz.

We live near the dike.

İkiniz yakın mıydınız?

Were you two close?

Dünyanın sonu yakın.

The end of the world is close.

Biraz yakın duruyorsun.

You're standing a little close.

Eve çok yakın.

It's too close to home.

Yakın olan çocuk.

Boy that was close.

Buraya yakın yaşıyorum.

- I live near here.
- I live nearby.
- I live close by.

Buraya yakın oturun.

Sit near here.

O çok yakın.

It is very near.

Evim okula yakın.

My house is close to the school.

Okulum istasyona yakın.

My school is near to the station.

Bizler yakın arkadaşlardık.

We used to be close friends.

Bu yakın olacak.

It's going to be close.

Senin sonun yakın.

Your end is near.

Evleri buraya yakın.

Their house is near here.

Zombi kıyameti yakın!

The zombie apocalypse is nigh!

Okula yakın oturuyoruz.

We live near the school.

Babana yakın mıydın?

Were you close to your dad?

Çok yakın değil!

Not so close!

Evi denize yakın.

Her house is near the sea.

Tom, Mary'ye yakın.

Tom is close to Mary.

Yakın bir oyundu.

It was a close game.

Dükkan yakın mı?

Is the shop close?

Tom cana yakın.

- Tom is hot.
- Tom is warm.

Tom yakın oturdu.

Tom sat nearby.

Tom yakın kaldı.

Tom stayed close.

Onlar çok yakın.

They're awfully close.

Beni yakın tutun.

Hold me close.

Bu çok yakın.

It's very close.

Sadece yakın kal.

Just stay close.

Bu yeterince yakın.

That's close enough.

Bu oldukça yakın.

That's pretty close.

Cana yakın görünüyorsun.

You look warm.

Çok yakın durmayın.

Don't stand too close.

O, evime yakın.

It's close to my house.

Bize yakın kalın.

Stay close to us.

Onlara yakın kalın.

Stay close to them.

Ona yakın kalın.

Stay close to him.

Kenara yakın gitme.

Don't go near the edge.

Bana yakın dur.

Stay close to me.

Tom'a yakın durun.

Stay close to Tom.

Kapıya yakın duracağım.

I'll stay close to the door.

O yakın yaşıyor.

He lives close by.

Tom ölüme yakın.

Tom is near death.

Mary ölüme yakın.

Mary is near death.

Burası denize yakın.

This place is near the sea.

Tom'a yakın yaşardım.

- I used to live close to Tom.
- I used to live near Tom.

Tehlike çok yakın.

The danger was imminent.

Yere yakın sisliydi.

It was foggy near the ground.

Ailene yakın mısın?

Are you close to your family?

Okula yakın yaşıyoruz.

We live close to the school.

Tom otuza yakın.

- Tom is around thirty years old.
- Tom is thirtyish.

Yıllardır yakın olmamıştık.

We haven't been close in years.

Çok yakın görünüyorsun.

You do seem very close.

Okyanusa yakın büyüdüm.

I grew up near the ocean.

Ateşin yakın oturdum.

I sat close to the fire.

Karakol istasyona yakın.

The police station is close to the station.

- Kuzenlerim plaja yakın yaşıyorlar.
- Kuzenlerim sahile yakın yaşıyorlar.

My cousins live near the beach.