Translation of "Birinin" in English

0.008 sec.

Examples of using "Birinin" in a sentence and their english translations:

Birinin ölmesi...

One kill...

Birinin tattım.

I tasted one.

Birinin arayacağım.

I'll call someone.

Birinin bağırdığını duydum.

I heard someone shouting.

Birinin geldiğini gördüm.

I saw that one coming.

Birinin uğrayacağını umuyorum.

I've been hoping someone would drop by.

Birinin geleceğini biliyordum.

- I knew that someone would come.
- I knew that somebody would come.
- I knew somebody would come.
- I knew someone would come.

Birinin canı yanacak.

Someone is going to get hurt.

Birinin ilgilenmesi muhtemel.

Someone is likely to be interested.

Birinin öldüğünü düşündüm.

- I thought somebody died.
- I thought that somebody died.
- I thought that someone died.
- I thought someone died.
- I thought that somebody had died.
- I thought somebody had died.
- I thought that someone had died.
- I thought someone had died.

Birinin geldiğini sanmıyorum.

I didn't think anybody was coming.

Birinin geldiğini duydum.

I hear someone coming.

Birinin başı belada.

Someone's in trouble.

Birinin bağırdığını duyduk.

We heard somebody shout.

Birinin ölmesini dilemiyorum.

I don't wish anyone dead.

Birinin ağlayacağından eminim.

I'm sure somebody will cry.

Birinin konuşmasını duyuyorum.

- I hear someone talking.
- I hear somebody talking.

Birinin ne olduğu birinin neye sahip olduğundan daha önemlidir.

What one is is more important than what one has.

- Birinin adımı haykırdığını duydum.
- Birinin adımı çığlık attığını duydum.

- I heard someone screaming my name.
- I heard someone shouting my name.
- I heard someone yelling my name.

Birinin biyolojik cinsiyeti belirlendiğinde

We assign characteristics and expectations

birinin önce düşmesi gerek,

one has to fall first,

Birinin ününü sürdürmek zordur.

- It is hard to maintain one's reputation.
- It's hard to maintain one's reputation.

Birinin dirseği sırtıma dokundu.

Somebody's elbow touched my back.

Birinin çığlık attığını duydum.

I heard somebody cry out.

Birinin kapıyı çaldığını duydum.

I heard someone knocking.

Birinin adımı seslendiğini duydum.

- I heard someone call my name.
- I heard somebody call my name.

Bilinç birinin izlediği bilgidir.

Conscience is the knowledge that someone is watching.

Kitaplar birinin aklının ürünleridir.

Books are the offspring of one's mind.

Birinin doğruyu söylemesi gerekir.

One should always tell the truth.

Asla birinin duygularını incitme.

Never hurt someone's feelings.

Birinin sizi durdurması gerekiyor.

Somebody needs to stop you.

Birinin adını söylediğini duydu.

He heard somebody say his name.

Birinin bunu gördüğünü umuyorum.

I hope someone sees this.

Birinin onu görmesini istemiyorum.

I don't want anyone to see it.

Biri, birinin hatalarından öğrenir.

One learns from one's mistakes.

Herhangi birinin öğrenmesini istemiyoruz.

We don't want anybody to find out.

Biri birinin yerini unutmaz.

One does not forget one's place.

Birinin çıkıp gelmesinden korkuyorum.

I'm afraid something's come up.

Birinin gittiğini gördün mü?

Did you see anyone leave?

Orada birinin olduğunu bilmiyordum.

I didn't know anyone was there.

Birinin kazancı diğerinin kaybıdır.

One man's gain is another man's loss.

Birinin sınırlarını bilmek önemlidir.

It's important to know one's limits.

Burada birinin olduğunu bilmiyordum.

I didn't know anyone was in here.

Birinin beni izlediğini bilmiyordum.

- I didn't know that someone was following me.
- I didn't know that somebody was following me.
- I didn't know someone was following me.

Burada birinin olacağını düşünmedim.

I didn't think anyone would be here.

Birinin içeri geldiğini duydum.

I heard someone come in.

Birinin hatası olduğunu sanmıyorum.

- I don't think it's anybody's fault.
- I think it's nobody's fault.
- I don't think that it's anyone's fault.
- I don't think that it's anybody's fault.
- I don't think it's anyone's fault.

Orada birinin olduğunu sanmıyorum.

- I don't think there's anybody there.
- I don't think that there's anyone there.
- I don't think that there's anybody there.
- I don't think there's anyone there.

Sadece birinin bağırdığını duydum.

I just heard someone scream.

Birinin beni izlediğini biliyorum.

I know somebody's watching me.

Birinin burada olduğunu biliyorum

I know someone was here.

Birinin burada olduğunu biliyorum.

I know someone's here.

Herhangi birinin evine benzemiyor.

It doesn't look like anybody's home.

Birinin Tom'u öptüğünü gördüm.

- I saw somebody kiss Tom.
- I saw someone kiss Tom.

Birinin bunu demesini bekliyordum.

I was waiting for someone to say that.

Birinin bağırdığını duyduğuma eminim.

I'm sure I heard somebody shouting.

Birinin anladığına memnun oldum.

I'm glad someone understands.

Birinin bunu yapacağından eminim.

- I'm sure someone will do it.
- I'm sure that someone will do it.
- I'm sure somebody will do it.
- I'm sure that somebody will do it.

Ben birinin yerini saptadım.

I located one.

Tom birinin yaklaştığını duydu.

Tom heard someone approaching.

Birinin evi gibi geliyor.

It sounds like somebody's home.

O herhangi birinin olabilir.

It could be anyone's.

Tom birinin köpeğini ezdi.

Tom ran over someone's dog.

Birinin Tom'a bakması gerekiyor.

Someone needs to take care of Tom.

Birinin diğerini anlaması önemlidir.

Understanding one another is important.

Birinin damarına basmak istemedim.

I didn't mean to step on any toes.

Birinin odaya girdiğini duydum.

I heard someone come into the room.

Birinin eşya çaldığını gördüm.

I saw somebody steal the merchandise.

O birinin adı mı?

Is that someone's name?

Birinin yalan söylediğini söylemiyorum.

I'm not saying anybody's lying.

O başka birinin sorunu.

That's someone else's problem.

Birinin evde olduğunu sanmıyorum.

I didn't think anyone was home.

Birinin ilgilendiğini bilmem gerekiyor.

- I need to know that somebody cares.
- I need to know that someone cares.
- I need to know someone cares.
- I need to know somebody cares.

Bu başka birinin sorunu.

This is somebody else's problem.

Birinin onu öptüğünü gördüm.

I saw somebody kiss him.

Birinin adımı bağırdığını duydum.

I heard someone yelling my name.

Birinin orada olduğunu biliyorduk.

We knew someone was there.

Bu herhangi birinin tahmini.

It's anybody's guess.

Tom birinin bağırdığını duydu.

Tom heard someone screaming.

Birinin kaçtığını gördün mü?

Did you see anyone run away?

Birinin kapıyı açtığını duydum.

I heard someone opening the door.

Birinin odaya girdiğini gördüm.

- I saw the man enter the room.
- I saw someone go into the room.

Birinin ıslık çaldığını duydum.

I heard someone whistle.

Birinin evde olacağını ummamıştım.

I hadn't expected anyone to be home.

Birinin şifremi çaldığını düşünüyorum.

I think someone stole my password.

O başka birinin fikriydi.

That was somebody else's idea.

Birinin şarkı söylemesini duyuyorum.

I hear someone singing.

Tom birinin gelmesini bekledi.

Tom waited for someone to come.

Herhangi birinin öldüğünü görmedim.

- I've never seen anybody die.
- I've never seen anyone die.

Tom birinin gelmesini bekliyor.

Tom is waiting for someone to come.