Translation of "Karıştırmaya" in English

0.006 sec.

Examples of using "Karıştırmaya" in a sentence and their english translations:

Sami, Leyla'nın kafasını karıştırmaya çalışıyordu.

Sami was trying to confuse Layla.

Kafamı karıştırmaya çalışıyorsun, değil mi?

You're trying to confuse me, aren't you?

Tarihçilerin kafasını karıştırmaya devam ediyor. Davout,

Davout was a stern and  effective governor of Hamburg,  

Ortalığı karıştırmaya çalışmıyorum, duyduğumu söylüyorum sadece.

I'm not trying to stir up trouble. I'm just telling you what I heard.

Tom ortalığı karıştırmaya çalışıyor gibi görünüyor.

Tom seems to be trying to stir up trouble.