Translation of "Kaldığını" in English

0.008 sec.

Examples of using "Kaldığını" in a sentence and their english translations:

Kaldığını umuyorum.

I hope you're staying.

Ne kaldığını gördüm.

I saw what was left.

Bu otelde kaldığını bilmiyordum.

I didn't know you were staying at this hotel.

Tom'un nerede kaldığını bilmiyorum.

I don't know where Tom is staying.

Tom'un nerede kaldığını söyledin?

Where did you say Tom was staying?

Tom'un hayatta kaldığını umuyorum.

I hope Tom survives.

Onun size kaldığını söylüyorlar.

They say it's up to you.

Tom'un yatakta kaldığını gör.

See that Tom stays in bed.

Tom'un evinde kaldığını düşündüm.

- I thought you were staying at Tom's.
- I thought that you were staying at Tom's.

Kaç işi kaldığını görelim.

Let's see how many people are left.

Nerede kaldığını bana bildir.

Let me know where you're staying.

Tom'un nerede kaldığını biliyorum.

- I know where Tom is staying.
- I know where Tom has been staying.

Tom'un geç kaldığını sanmıyorum.

- I don't think Tom was late.
- I don't think that Tom was late.

O neden geç kaldığını açıkladı.

She explained the reason why she was late.

Hâlâ biraz ekmek kaldığını umuyorum.

I hope there's still some bread left.

Tom'un neden geç kaldığını öğrendim.

I found out why Tom was late.

Tom otobüsünün geç kaldığını söyledi.

- Tom said his bus was late.
- Tom said that his bus was late.

Tom'un neden geç kaldığını biliyorum.

I know why Tom is late.

Onun niçin geç kaldığını bilmiyorum.

I don't know why he was late.

Akşam yemeği için kaldığını umuyorum.

I hope you're staying for dinner.

Tom'un niçin geç kaldığını anlamıyorum.

I don't understand why Tom is late.

Dolapta ne kaldığını merak ediyorum.

I wonder what's left in the fridge.

Neden geç kaldığını bilmek istiyorum.

- I want to know why you were late.
- I want to know why you're late.

Ne kadar zamanımız kaldığını düşünüyorsun?

How much time do you think we have left?

Tom neden geç kaldığını söylemedi.

Tom didn't say why he was late.

Tom'un niçin geç kaldığını düşünüyorsun?

Why do you think Tom is late?

Bizimle kimin kaldığını öğrenmek istiyorum.

I want to know who's staying with us.

Tom bir tane kaldığını söyledi.

Tom said that there was one left.

Niçin geç kaldığını açıklayabilir misin?

Can you explain why you were late?

Tom ayrılmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom said he had to split.

Tom'un niçin geç kaldığını sordum.

I asked why Tom was late.

Onun nefes nefese kaldığını duydum.

I heard them gasp.

Tom'un nerede kaldığını biliyor muydun?

Did you know where Tom was staying?

Tom'a neden geç kaldığını soralım.

Let's ask Tom why he was late.

Tom'un neden geç kaldığını bilmiyorum.

I don't know why Tom is late.

Tom'un nasıl hayatta kaldığını düşünüyorsun?

How do you think Tom survived?

Tom Mary'nin nerede kaldığını biliyor.

Tom knows where Mary is staying.

Tom neden geç kaldığını açıkladı.

Tom explained why he was late.

Tom'un nerede kaldığını biliyor musunuz?

Do you know where Tom's staying?

Herkes Tom'un Boston'da kaldığını düşünüyor.

- Everybody thinks Tom stayed in Boston.
- Everyone thinks Tom stayed in Boston.

Tom'un neden Boston'da kaldığını biliyorum.

I know why Tom stayed in Boston.

Tom Boston'da kaldığını söyledi mi?

Did Tom say he stayed in Boston?

Tom'un neden geç kaldığını bilmiyordum.

I didn't know why Tom was late.

Tom, Mary'nin sessiz kaldığını söyledi.

Tom said that Mary remained silent.

Tom'un neden bekar kaldığını biliyorum.

I know why Tom stayed single.

Tom'un neden Avustralya'da kaldığını biliyorum.

I know why Tom stayed in Australia.

Sadece birkaç ay ömrümün kaldığını öğrenmek,

Knowing that I may only have a few months to live

Onun neden geç kaldığını merak ediyorum.

I wonder why he is late.

Trenin neden geç kaldığını merak ediyorum.

I wonder why the train is late.

Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.

He confessed he had to lie.

Tom kesinlikle ağzı açık kaldığını söylüyor.

Tom says he was absolutely stunned.

Bay Inoue'nin o otelde kaldığını duydum.

I heard that Mr. Inoue has stayed at that hotel.

Tom neden geç kaldığını kimseye söylemedi.

Tom didn't tell anyone why he was late.

Tom neden geç kaldığını asla açıklamadı.

Tom never explained why he was late.

Tom neden geç kaldığını bana söyledi.

Tom told me why he was late.

Tom Mary'nin neden geç kaldığını biliyordu.

Tom knew why Mary was late.

Tom'a neden geç kaldığını sordun mu?

Did you ask Tom why he was late?

2.30'a kadar kaldığını söylediğini düşündüm.

- I thought you said you were staying until 2:30.
- I thought that you said you were staying until 2:30.
- I thought that you said that you were staying until 2:30.

Otobüsün neden geç kaldığını merak ediyorum.

I wonder why the bus is late.

Tom'un neden geç kaldığını merak ediyorum.

I wonder why Tom was late.

Bana nerede kaldığını bildir, tamam mı?

Let me know where you're staying, OK?

Tom bu sabah geç kaldığını söyledi.

- Tom said you were late this morning.
- Tom said that you were late this morning.

Tom neden geç kaldığını bana söylemedi.

Tom didn't tell me why he was late.

Tom neden geç kaldığını Mary'ye söyledi.

Tom told Mary why he was late.

Neden geç kaldığını Tom'a söyledin mi?

Have you told Tom why you were late?

Tom kaldığını oteldeki hizmetten memnun değildi.

Tom was not satisfied with the service at the hotel where he was staying.

O, niçin geç kaldığını ona açıkladı.

She explained to him why she was late.

Tom'un niçin geç kaldığını sana söyleyemem.

I can't tell you why Tom is late.

Tom Mary'nin niçin geç kaldığını bilmiyor.

Tom doesn't know why Mary was late.

Tom Mary'ye neden geç kaldığını sordu.

Tom asked Mary why she was late.

Tom Mary'nin neden geç kaldığını bilmiyordu.

Tom didn't know why Mary was late.

Tom neden geç kaldığını Mary'ye söylemedi.

Tom didn't tell Mary why he was late.

Leyla, Sami'yi öldürmek zorunda kaldığını söyledi.

Layla said that she was forced to kill Sami.

Tom onu yapmak zorunda kaldığını söyledi.

- Tom said he was forced to do that.
- Tom said that he was forced to do that.

Tom bunu yapmak zorunda kaldığını düşünüyordu.

- Tom thought he had to do that.
- Tom thought that he had to do that.

Tom evine yürümek zorunda kaldığını söyledi.

- Tom said he had to walk home.
- Tom said that he had to walk home.

Tom Mary'nin nadiren geç kaldığını söylüyor.

Tom says Mary is seldom late.

Tom Mary'nin nadiren geç kaldığını söyledi.

- Tom said Mary is seldom late.
- Tom said that Mary is seldom late.

Tom'un neden geç kaldığını biliyor muydun?

Would you happen to know why Tom was late?

Tom bunu yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Tom said that he'd been forced to do that.

Tom, Mary'nin nadiren geç kaldığını söyledi.

Tom said that Mary was seldom late.

Tom'un onun tarafından şaşırıp kaldığını biliyorum.

- I know Tom was baffled by that.
- I know that Tom was baffled by that.

- Nerede kaldığını biliyorum.
- Nerede kaldığınızı biliyorum.

I know where you're staying.

O, bana beş parasız kaldığını söyledi.

She told me she was broke.

Hayatta kaldığını gösteren cihazlara bağlı durumda olduğu

where Mark was lying naked, just under a sheet,

E birde 6 aylık ömrü kaldığını öğrenince

When he finds out that he has 6 months of life left

Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.

We demanded that he explain to us why he was late.