Translation of "Kaçmak" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kaçmak" in a sentence and their english translations:

Kaçmak zorundayım.

I have to run away.

Kaçmak zorundayız.

We've got to escape.

Kaçmak istiyorum.

I want to escape.

- Kaçmak zorundaydım.
- Koşmak zorundaydım.
- Kaçmak zorunda kaldım.

I had to run.

Dövüşmek değil, kaçmak.

is not to fight, but to run.

Kaçmak konusunda umutsuzdu.

He was desperate to escape.

Tek çözüm kaçmak.

The only solution is to escape.

Tom kaçmak istiyor.

Tom wants to escape.

Tom'la kaçmak istedim.

I wanted to run away with Tom.

Canım kaçmak istedi.

I felt like running away.

Balık kaçmak istiyor.

The fish wants to escape.

Sizinle kaçmak istedim.

I wanted to run away with you.

Onlarla kaçmak istedim.

I wanted to run away with them.

Onunla kaçmak istedim.

I wanted to run away with him.

Kaçmak cevap değildir.

Running away isn't the answer.

Tom kaçmak istemiyor.

Tom doesn't want to escape.

Tom kaçmak istemedi.

Tom didn't want to escape.

Tom kaçmak istedi.

Tom wanted to escape.

Sami kaçmak istiyordu.

Sami wanted to get away.

Mücadelem fırtınadan kaçmak değil.

My struggle is not to escape the storm.

Gecenin tehlikelerinden kaçmak için...

Silently soaring between the trees...

Kaçmak için şansım yoktu.

I had no chance to escape.

Kaçmak için yol yok.

There's no way to escape.

Boston'dan kaçmak zorunda kaldım.

I had to get away from Boston.

Tom kaçmak için umutsuzdu.

Tom was desperate to escape.

- Kaçmak zorundayım.
- Koşmak zorundayım.

I have to run.

Brown kendisi kaçmak istemedi.

Brown himself did not want to escape.

Fadıl yakalanmaktan kaçmak istedi.

Fadil wanted to escape capture.

Tom ile kaçmak istedim.

I wanted to escape with Tom.

- Kaçmak utanç verici, ama faydalı.
- Kaçmak utanç vericidir ancak işe yarar.

Running away is shameful, but it's useful.

Kaçmak istediğimiz şey işte budur.

That's what we want to get away from.

O, kaçmak için kargaşadan yararlandı.

She took advantage of his confusion to escape.

Bazı günler gerçekten kaçmak istiyorum.

Some days I just really want to run away.

Buradan kaçmak istediğini itiraf etti.

He admitted that he wanted to escape from here.

Yaralanmadan kaçmak için yeterince şanslıydım.

I was lucky enough to escape unhurt.

Tom kaçmak için yeterince akıllıydı.

Tom was smart enough to escape.

O, bazen aşırıya kaçmak istiyordu.

He sometimes wished to go to extremes.

Ben sadece kaçmak zorunda kaldım.

I just had to get away.

Leyla kaçmak için uyuşturucu kullandı.

Layla used drugs to escape.

- Kaçmak zorundayım.
- Kaçmalıyım.
- Kaçmam gerekiyor.

I have to escape.

Tom kaçmak zorunda olduğunu biliyordu.

- Tom knew he had to escape.
- Tom knew that he had to escape.

Canımızı kurtarmak için kaçmak zorundaydık.

We had to run for our lives.

Tom ve ben kaçmak için şanslıydık.

Tom and I were lucky to escape.

Diğerleri dini zulümden kaçmak için geldi.

Others came to escape religious persecution.

Onlar bir şekilde kaçmak zorunda kaldı.

They had to elope somehow.

Brown ve arkadaşları kaçmak zorunda bırakıldılar.

Brown and his friends were forced to flee.

Sami, geçmişinden kaçmak için Kahire'ye geldi.

Sami came to Cairo to escape his past.

Peki öyleyse neden bu duygulardan kaçmak istiyoruz?

Why then do we want to avoid all those feelings?

Biz bu gece kaçmak zorundayız, yoksa çıldıracağım.

We've got to break out tonight or I'll go crazy!

Tom'un kaçmak için neredeyse hiçbir şansı yoktu.

Tom had almost no chance to escape.

Leyla ne pahasına olursa olsun kaçmak istiyordu.

Layla wanted to escape at any cost.

Veya insanların korkunç zorbalığından kaçmak istemeleri olarak yorumluyor.

Or individuals trying to escape horrific savagery humans inflict on them.

Bazı çocuklar dayanılmaz baskıdan kaçmak için intihara başvuruyorlar.

Some children resort to suicide in order to escape from unbearable pressure.

Prenses saraydan kaçmak için bir oğlan gibi giyindi.

The princess dressed as a boy to escape from the palace.

O kış, Sırp Ordusu'nun kalıntıları Arnavut dağlarından kaçmak. Onların

Tom, öfkeli Tatoebacıların lincinden kaçmak için Ali'nin evinde saklandı.

Tom hid in Ali's house to escape lynching by the angry Tatoebans.

Brian onunla bir ilişki başlattığına pişman ve ondan kaçmak istiyor.

Brian regrets starting a relationship with her and wants to escape from her.

Tom ve John toplama kampından kaçmak için bir plan kurdular.

Tom and John concocted a plan to escape from the detention camp.

Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.

Sami, kar fırtınasından kaçmak için bir buz mağarası inşa etti.

Sami built an ice cave to escape the blizzard.

Mesela, sütte fiyat düşmesinden kaçmak için, Avrupa eskiden üretim limiti koyardı

For example, in order to avoid a price drop in milk, Europe used to but a production limit

Kaptanımızın söylediği gibi, köpek balıkları bacaklarınızı yiyorsa kaçmak için çok geçtir.

Like our captain used to say, it's too late to escape when the sharks are eating your legs.

Yangın varsa modern bir evden kaçmak için yalnızca altı dakikan var.

You only have six minutes to escape a modern home if it's on fire.

Kaçmak isterler ama bazen gitmeden biraz zarar vermek isterler. Saldırılarda bunu görüyoruz.

yeah, they wanna get away, but sometimes they wanna do a little collateral damage on the way out, and we see that when we see the attacks.

Laura son dakikada sadece arkasını dönmek ve kaçmak için yaklaşıyor numarası yaptı.

Laura pretended to get closer, only to turn around and run away at the last minute.

- Tom uzaklaşmak için hiç zaman kaybetmedi.
- Tom kaçmak için hiç zaman kaybetmedi.

Tom lost no time in getting away.

Direk yardım dışında, Avrupa'nın başka taktikleri var fiyat dalgalanmasından kaçmak için: kotalar ve tarifler.

Beyond direct aid, Europe has other tactics to avoid price fluctuation: quotas and tariffs.

O güzel, bu doğru ama o ağzını bir defa açtı mı sen yalnızca kaçmak isteyeceksin.

She's beautiful, that's true—but once she opens her mouth, you'll only want to get away!

Kaçmak için olan umutsuz bir girişimde, Tom okul otobüsünü kaçırdı ama polis tarafından çabucak yakalandı.

In a desperate attempt to escape, Tom hijacked a school bus but was quickly captured by the police.