Translation of "Kısıtlı" in English

0.005 sec.

Examples of using "Kısıtlı" in a sentence and their english translations:

Fransızcam kısıtlı.

My French is limited.

Kısıtlı süreci görünce

But seeing the limited progress

Kısıtlı bir alandasın.

You're in a restricted area.

Onların kısıtlı olanakları vardı.

They had limited opportunities.

çok kısıtlı deneyimlerimiz oluyor genelde.

of dealing with people who belong to that ethnic group.

Kısıtlı vejetaryen diyetlerine hayati mineraller ekliyorlar.

adding vital minerals to their limited vegetarian diet.

İkincisi, alan. Alan kısıtlı, değil mi?

Second, space. Space is limited. Right?

- Zamanımız biraz kısıtlı.
- Pek vaktimiz yok.

We're a little pressed for time.

Örneğin, robotlar tekrarlanan ve kısıtlı çalışmalarda mükemmeldir

For example, robots are great at repetitive and constrained work,

Ben burada kendimi her zaman kısıtlı hissediyorum.

I feel always restricted here.

Ve bu sadece sanat ve doğayla kısıtlı kalmaz.

And this doesn't apply only to art or nature.

Ayrıca ordusunun erzakları kısıtlı ve sürekli hareket halinde olmalı.

His army also has limited supplies and has to keep moving.