Translation of "Vaktimiz" in English

0.007 sec.

Examples of using "Vaktimiz" in a sentence and their english translations:

Vaktimiz tükendi.

We kind of ran out of time.

Korkarım vaktimiz yok.

- I'm afraid we don't have the time.
- I'm afraid that we don't have the time.

Vaktimiz var mı?

How are we doing for time?

Kaybedilecek vaktimiz yok.

We have no time to lose.

Bu bizim vaktimiz.

This is our moment.

Çok vaktimiz yoktu.

We didn't have much time.

- İnlemeni dinleyecek vaktimiz yok.
- İnlemenizi dinleyecek vaktimiz yok.

We don't have time to listen to your whining.

Dünya kadar vaktimiz var.

We have all the time in the world.

Yeterli vaktimiz olduğunu sanmıyorum.

- I don't think we have enough time.
- I don't think that we have enough time.

Bizim uzun vaktimiz yok.

We don't have long.

Çok vaktimiz yok, Tom.

- We are short of time, Tom.
- We're short of time, Tom.

Onu yapacak vaktimiz yoktu.

We didn't have time to do that.

Tom'u görecek vaktimiz yoktu.

We didn't have time to see Tom.

Bunu yapmaya vaktimiz yoktu.

We had no time to do that.

Tom, buna vaktimiz yok!

- We don't have time for this, Tom!
- We don't have time for this, Tom.

Hadi, Tom, Fazla vaktimiz yok.

Come on, Tom, we don't have much time.

Daha ne kadar vaktimiz var?

How much longer do we have?

Rahatınıza bakın. Çok vaktimiz var.

Make yourselves comfortable. We have plenty of time.

Yarın sabaha kadar vaktimiz var.

We have until tomorrow morning.

Bunun için şimdi vaktimiz yok.

- We don't have time for this now.
- We have no time for that now.

Bunun için vaktimiz var mı?

Do we have time for this?

Mola vermek için vaktimiz yok.

We don't have time to take a break.

- Çok zamanımız olmayabilir.
- Fazla vaktimiz olmayabilir.

We may not have much time.

- Yeterli vaktimiz yok.
- Yeterli zamanımız yok.

We don't have enough time.

- Zamanımız biraz kısıtlı.
- Pek vaktimiz yok.

We're a little pressed for time.

Şimdi bunu tartışmak için vaktimiz yok.

We don't have the time to discuss this right now.

İşi bitirmek için yeterli vaktimiz yoktu.

We didn't have enough time to finish the job.

Bir şarkı daha söyleyecek vaktimiz var.

We have time to sing one more song.

Onu yapmak için yeterince vaktimiz yok.

We don't have enough time to do that.

Onu yapmak için yeterince vaktimiz yoktu.

We didn't have enough time to do that.

Bunu yapabilecek kadar vaktimiz olduğunu sanmıyorum.

- I don't think we have enough time to do that.
- I don't think that we have enough time to do that.

Öğle yemeği için fazla vaktimiz yok.

We don't have much time for lunch.

- Fazla vaktimiz yok.
- Bizim fazla zamanımız yok.

We haven't got much time.

Daha sonra onun için bol vaktimiz olacak.

We'll have plenty of time for that later.

Pazartesi öğlen 2 buçuğa kadar vaktimiz var.

We have until 2:30 p.m. Monday.

Yapmak istediğimiz her şeyi yapacak vaktimiz yoktu.

We didn't have time to do everything we wanted to do.

Tom buraya gelmeden önce ne kadar vaktimiz var?

How long do we have before Tom gets here?

Bizden istedikleri her şeyi yapmak için vaktimiz yok.

We don't have time to do everything they've asked us to do.

Başka bir film izlemek için vaktimiz var mı?

Do we have time to watch another movie?

Bence artık onu yapmak için yeterli vaktimiz var.

I think we have enough time to do that now.

Sizden rica ediyorum, çok vaktimiz olmadığını göz önünde tutalım,

So I would like you please, we don't have a lot of time,

İstediğimiz her şeyi yapmak için yeterli vaktimiz olduğunu sanmıyorum.

- I don't think I'll have enough time to do everything I want to do.
- I don't think that I'll have enough time to do everything I want to do.

- Vaktimiz dar, boşa harcamayalım.
- Çok az zamanımız var, onu da boşa harcamayalım.

Let's not waste what little time we have.

- Şimdi onu yapmak için zamanımız yok.
- Şimdi onu yapmak için vaktimiz yok.

We don't have time to do that now.