Translation of "Izini" in English

0.048 sec.

Examples of using "Izini" in a sentence and their english translations:

Tom'un izini kaybettim.

I've lost track of Tom.

Zamanın izini kaybettim.

I lost track of the time.

Onların izini kaybettim.

I've lost track of them.

Onun izini kaybettim.

- I've lost track of him.
- I've lost track of her.

Lütfen yara izini gösterin.

- Let me see your wound.
- Please show me the scar.

Bir geyiğin izini sürüyorum.

I'm tracking a buck.

Tom'a gece izini verdim.

I gave Tom the night off.

Tüm zamanın izini kaybettim.

I lost track of all time.

Birini izini sürerek yakalamam gerekiyor.

I'm supposed to track someone down.

Biz geyiklerin izini takip ettik.

We followed the deer's tracks.

Polis henüz şüphelinin izini bulmadı.

The police have found no trace of the suspect yet.

Polisler hiç kimsenin izini bulamadı.

The cops didn't find anyone's traces.

Polis, Sami'nin izini arayıp yakaladı.

The police tracked Sami down.

İzini takip ederek seni yakalamaya çalışıyoruz.

We've been trying to track you down.

Tom Mary'ye bacağındaki yara izini gösterdi.

Tom showed Mary the scar on his leg.

Polis tetikte Tom'un parmak izini buldu.

The police found Tom's fingerprint on the trigger.

Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?

Have you ever shown your scar to someone?

Polis köpeği onun çantasındaki kokainin izini buldu.

The police dog found trace amounts of cocaine in his luggage.

Polis katilin herhangi bir izini buldu mu?

Did the police find any trace of the murderer?

Polis, Dan'in kız arkadaşı Linda'nın izini sürdü.

Police tracked down Dan's girlfriend, Linda.

Polis, Mary'nin odasında Tom'un ayak izini buldu.

The police found Tom's footprint in Mary's room.

Benim sınıfımda, her santimetrekaresinde o adamın izini görürsünüz.

In my classroom, you see his mark on every square centimeter.

Bedeni hafifçe öne eğilmiş, kokunun izini takip ediyordu.

Body was slightly hunched forward and was following the scent trail.

Tom yaklaşık 300 yıldır atalarının izini sürdüğünü söylüyor.

Tom says he can trace his ancestors back about 300 years.

İğrenç bir yara izini açığa çıkarmak için kolunu sıvadı.

Tom rolled up his sleeve, exposing a hideous scar.

Tom çenesindeki o yara izini nasıl aldı biliyor musun?

Do you know how Tom got that scar on his chin?

O izini kaybettirdi ve Avrupalı yetkililer onun tutuklanmasını istiyor.

She's off the grid, and European authorities want her arrested.

- Tom usulca geyiğe yaklaştı.
- Tom sessizce geyiğin izini sürdü.

Tom stalked the deer.

Atalarının izini yaklaşık üç yüz yıl öncesine kadar sürebildiğini söylüyor.

She says she can trace her ancestors back about 300 years.

- Tom'a bir süreliğine araba kullanma izini verilmeyecek.
- Tom bir süre araba sürmekten men edilecek.

Tom won't be allowed to drive for a while.