Translation of "Ihtilaf" in English

0.002 sec.

Examples of using "Ihtilaf" in a sentence and their english translations:

Bir ihtilaf yaşıyor gibi görünüyorlar.

They seem to be having a disagreement.

- Bu ihtilaf ötesi.
- Bu su götürmez bir şey.

This is beyond dispute.

- Biz ihtilaf halinde olabiliriz.
- Bir çarpışma rotasında olabiliriz.

We may be on a collision course.

İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı.

The two countries came to a political settlement over this dispute.

Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti.

Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier.

- Yeni okulun yeri ile ilgili anlaşmazlık vardı.
- Yeni okulun yeriyle ilgili ihtilaf vardı.

There was a controversy about the location of the new school.

- Adalar hakkındaki anlaşmazlık, Çin'de bazı Japon karşıtı protestolara yol açtı.
- Adalar hakkındaki ihtilaf, Çin'de bazı Japon karşıtı protestolara yol açtı.

The dispute over the islands has led to some anti-Japanese protests in China.