Translation of "Olabiliriz" in English

Mutlu olabiliriz.

regardless of people and circumstances.

Orada olabiliriz.

We can be there.

Değişmiş olabiliriz.

We may have changed.

Birbirimizin arkadaşı olabiliriz,

You and I can be allies for each other,

Burada mutlu olabiliriz.

We could be happy here.

Biz tehlikede olabiliriz.

We may be in danger.

Şimdi mutlu olabiliriz.

Now we can be happy.

Nasıl yardımcı olabiliriz?

How can we be of help?

Şimdi birlikte olabiliriz.

Now we can be together.

Bundan pişman olabiliriz.

We might regret this.

Biz şanslı olabiliriz.

We might get lucky.

Saatlerce burada olabiliriz.

We could be here for hours.

Hâlâ arkadaş olabiliriz.

We can still be friends.

Sanırım arkadaş olabiliriz.

- I think we can be friends.
- I think that we can be friends.

Ondan emin olabiliriz.

We can be certain of that.

Umarım arkadaş olabiliriz.

- I hope we can be friends.
- I hope that we can be friends.

Sanırım kaybolmuş olabiliriz.

I think we might be lost.

- Biz ihtilaf halinde olabiliriz.
- Bir çarpışma rotasında olabiliriz.

We may be on a collision course.

- Onun yeteneklerini küçümsemiş olabiliriz.
- Onun yeteneğini hafife almış olabiliriz.

We might have underestimated his ability.

Yani aslında yorulmuş olabiliriz

So basically, we may be tired,

Adım adım başarılı olabiliriz.

we can gradually succeed.

21. yüzyılda yaşıyor olabiliriz

So we may live in the 21st century,

Burada kalırsak güvende olabiliriz.

If we stay here, we might be safe.

Birkaç gün burada olabiliriz.

We may be here several days.

Sanırım iyi arkadaşlar olabiliriz.

- I think we could be good friends.
- I think that we could be good friends.

Şimdi onunla mutlu olabiliriz.

Now, we can be happy with it.

Belki biz yardımcı olabiliriz.

Perhaps we can help.

Bütün gece burada olabiliriz.

We might be here all night.

Bunu nasıl görmemiş olabiliriz?

- How could we have not seen that?
- How could we not have seen that?

Onu yanlış anlamış olabiliriz.

We might have misunderstood her.

Biz otobüsü kaçırmış olabiliriz.

We may have missed the bus.

Bir süre burada olabiliriz.

We could be here a while.

Umarım iyi arkadaş olabiliriz.

I hope we can be good friends.

Onlar için kefil olabiliriz.

We can vouch for them.

Hepimiz gitmek zorunda olabiliriz.

We may all have to leave.

Bence zamanında orada olabiliriz.

- I think we can be there on time.
- I think that we can be there on time.

Gelecek kış Boston'da olabiliriz.

We may be in Boston next winter.

Gelecek kış Avustralya'da olabiliriz.

- We might be in Australia next winter.
- We may be in Australia next winter.

Birlikte hareket ettiğimizden emin olabiliriz;

off of the strengths that each organization brings,

Her birimiz daha düşünceli olabiliriz

Each one of us can be more mindful

Biz bir hata yapmış olabiliriz.

We may have made a mistake.

Ama kendi kendimizin şampiyonu olabiliriz.

but a champion in our own way.

Bir saat içinde orada olabiliriz.

We can be there in an hour.

Biz onlara nasıl yardımcı olabiliriz?

How can we help them?

Biz çok daha iyi olabiliriz.

We can be a lot better.

Onun dürüstlüğünden nasıl emin olabiliriz?

How can we be sure of his honesty?

Bence çok daha iyi olabiliriz.

- I think we can get a lot better.
- I think that we can get a lot better.

Tom'un yeteneğini hafife almış olabiliriz.

We might've underestimated Tom's ability.

Yıllık emisyonlarımızı azaltmaya doğrudan yardımcı olabiliriz.

we could directly help to cut our annual emissions.

Biz öğrenciler de ünlü gazeteciler olabiliriz.

We students can also become famous journalists!

Onun dürüst olduğundan nasıl emin olabiliriz?

How can we be sure he's honest?

On beş dakika içinde orada olabiliriz.

We can be there in fifteen minutes.

Burada büyük bir hata yapıyor olabiliriz.

We could be making a big mistake here.

- Sanırım rekabetçi olabiliriz.
- Rekabetçi olabileceğimizi düşünüyorum.

I think we can be competitive.

Tom ve ben birbirimize yardımcı olabiliriz.

Tom and I can help each other.

- Yardıma ihtiyacımız olabilir.
- Yardıma muhtaç olabiliriz.

We may need help.

Bir dakika önce biz kraliçe görmüş olabiliriz.

One minute earlier, and we could have seen the Queen.

- Hâlâ şanslı olabiliriz.
- Hâlâ şansımız yaver gidebilir.

We may still get lucky.

Tepeden denizin güzel bir manzarasına sahip olabiliriz.

From the hill we can have a beautiful view of the sea.

Bence daha önce bir yerde karşılaşmış olabiliriz.

I think we may have met somewhere before.

Burada çok büyük bir hata yapıyor olabiliriz.

We could be making a huge mistake here.

Biz hepimiz Tom'a yardım etmek zorunda olabiliriz.

We may all have to help Tom.

Sanırım Tom ve ben kendimizi zehirlemiş olabiliriz.

- I think Tom and I might've poisoned ourselves.
- I think that Tom and I might've poisoned ourselves.

Bence sen ve ben birbirimize yardımcı olabiliriz.

I think you and I can help each other.

Şimdi çıkarsak 2.30'a kadar tekrar Boston'da olabiliriz?

If we leave now, we could be back in Boston by 2:30.

Sanıyorum, belki de Tom ve ben arkadaş olabiliriz.

I think that maybe Tom and I could be friends.

Umarım tekrar birlikte olabiliriz. Evet, bunu dört gözle bekleyeceğim.

I hope we can get together again. Yes, I'll be looking forward to it.

Hiçbirimiz Tanrı kadar iyi olamaz ama hepimiz iyi olabiliriz.

None of us can be as great as God, but any of us can be as good.

Gökyüzünün görünümünü bakılırsa, biz akşam üzeri bir duş olabiliriz.

Judging from the look of the sky, we might have a shower before nightfall.

Nostaljik anlarda biz neredeyse sürekli olarak çocukluğu düşünme eğiliminde olabiliriz.

In nostalgic moments we may tend to think of childhood as a time of almost unbroken happiness.

Biz köpekler, kediler, kuşlar ve bunun gibi şeylere sahip olabiliriz.

We can have dogs, cats, birds, and so on.

Oğlumuzun çok parlak olduğunu düşünüyoruz. Elbette ki önyargıyla böyle düşünüyor olabiliriz.

We think our boy is brilliant. Of course, we might be biased.