Translation of "Kaybetti" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Kaybetti" in a sentence and their japanese translations:

- O işini kaybetti.
- İşini kaybetti.

- 彼は失業してしまった。
- 彼は失業した。

Onurunu kaybetti.

彼は信用を失った。

Onlar kaybetti.

彼らは負けた。

- Tom itibarını kaybetti.
- Tom güvenirliğini kaybetti.

トムは信用を失った。

- O hafızasını kaybetti.
- Hafızasını kaybetti.
- Hafızasını yitirdi.

彼は記憶を失った。

Tracy gözlüğünü kaybetti.

トレイシーは眼鏡をなくした。

Tom oyunda kaybetti.

トムはそのゲームに夢中になっている。

Korkarım yolunu kaybetti.

彼女は道に迷ったかもしれない。

O elçantasını kaybetti.

彼女はハンドバッグを紛失した。

Acıdan aklını kaybetti.

彼は苦痛で頭がどうかなっている。

O kilo kaybetti.

彼女は体重が減ってきた。

Tom biletini kaybetti.

トムはチケットを無くした。

Her şeyini kaybetti.

- 彼は全財産を失った。
- 彼はもてる物すべてを失った。

Tom bilincini kaybetti.

トムは気を失った。

Ona yolunu kaybetti.

彼女は道に迷った。

Mary köpeğini kaybetti.

メアリーは犬を失った。

Yeni saatini kaybetti.

彼女は新しい時計をなくした。

Tom hafızasını kaybetti.

トムは記憶を失った。

Tom şemsiyesini kaybetti.

トムは傘を無くしました。

Maria anahtarlarını kaybetti.

メアリーは鍵を無くした。

Mary anahtarı kaybetti.

メアリーは鍵を無くした。

Arabasının anahtarlarını kaybetti.

彼女ね、車のキー失くしちゃったんだ。

- O, ormanda yolunu kaybetti.
- Ağaçların arasında yolunu kaybetti.

森の中で彼は道に迷った。

- O, görme duyusunu kaybetti.
- O görme yeteneğini kaybetti.

彼は視力を失った。

Pulları toplamada ilgimi kaybetti.

切手集めには興味を失った。

Takımımız ilk oyunu kaybetti.

我がチームは一回戦で負けた。

Avukat savunmada niçin kaybetti?

どうしてその弁護士はその議論で負けたのだろうか。

Kumarbaz epey para kaybetti.

その賭博師はたくさんの金を失った。

Adam ormanda yolunu kaybetti.

- その男の人は森の中で道に迷いました。
- その男の人は森で道に迷いました。

Çocuk ormanda yolunu kaybetti.

その少年は森の中で道に迷った。

Ertesi gün hayatını kaybetti.

その次の日に彼は死んだ。

Sonuç olarak işini kaybetti.

その結果、彼女は、職を失うこととなった。

Sonunda, o, kontrolünü kaybetti.

あいつは、とうとう切れた。

O, savaşta oğlunu kaybetti.

彼女は戦争で息子を失った。

O, kalabalıkta kendini kaybetti.

彼女は人混みにまぎれてみえなくなった。

Politikaya olan ilgisini kaybetti.

彼は政治に対する興味がなくなった。

Yeni araştırmasında kendini kaybetti.

彼は新しい研究に我を忘れた。

Trafik kazasında oğlunu kaybetti.

彼は交通事故で息子を失った。

O, çalışmalarında kendini kaybetti.

彼はわれを忘れて研究に没頭した。

Yedi yaşında ebeveynlerini kaybetti.

彼は7歳の時に両親を亡くした。

Biz iki puanla kaybetti.

私たちは2点差で負けた。

O bir kitap kaybetti.

- 彼女は本を失くしました。
- 彼女は本を紛失しました。

O, kuşu gözden kaybetti.

彼はその鳥を見失った。

O, karda yolunu kaybetti.

彼は雪の中で道に迷った。

3 yaşında babasını kaybetti.

彼女は3歳のときに父親を亡くした。

O sinema biletini kaybetti.

彼は映画の切符をなくしてしまった。

O, işine ilgisini kaybetti.

彼女は仕事に興味を失った。

Dengesini kaybetti ve düştü.

- 彼は体の平衡を失って、ひっくり返った。
- 彼は安定を失って倒れた。
- 彼はバランスを崩して倒れた。

Shinjuku istasyonunda yolunu kaybetti.

彼は新宿駅で道に迷った。

O, sinema biletini kaybetti.

彼は映画の切符をなくしてしまった。

Kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.

彼は人込みの中で友人を見失った。

Tom meslektaşlarının güvenini kaybetti.

トムは信用を失った。

Kazada görme duyusunu kaybetti.

彼はその事故で失明した。

Onlar çok şey kaybetti.

- 彼らは多くものを失った。
- 彼らは多くのものを失った。

Ve nitekim sınavı kaybetti.

それで彼は試験に落ちた。

Bu nedenle işini kaybetti.

彼はそのために仕事を失った。

Karısı kazada hayatını kaybetti.

彼の妻はその事故で死亡した。

- Takımımız kaybetti.
- Takımımız yenildi.

- わがチームが負けた。
- 私達のチームは負けた。

O, araba anahtarını kaybetti.

- 彼女は車のキーをなくした。
- 彼女ね、車のキー失くしちゃったんだ。

O, araba anahtarlarını kaybetti.

- 彼女は車のキーをなくした。
- 彼女ね、車のキー失くしちゃったんだ。

Tom iş motivasyonunu kaybetti.

トムは仕事へのモチベーションを失っている。

Kedimizin kürkü parlaklığını kaybetti.

飼い猫の毛のつやが悪くなった。

Tom biricik oğlunu kaybetti.

トムは最愛の息子を亡くした。

Tom onların güvenini kaybetti.

トムは信用を失った。

Böylece bütün parayı kaybetti.

このようにして彼は持っていたお金を全部使ってしまった。

Birçoğu depremde evlerini kaybetti.

あの喫茶店のモーニングサービス結構いけるよ。

Milyonlarca işçi işlerini kaybetti.

何百万人という労働者が職を失った。

Binlerce insan işlerini kaybetti.

数千人が職を失った。

Tom görme yeteneğini kaybetti.

トムは視力を失った。

- Borsa yatırımında çok para kaybetti.
- Hisse senedi yatırımında çok para kaybetti.

彼は株式投資で大金を失った。

- O, parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.
- Parasını, ailesini ve arkadaşlarını kaybetti.

彼女はお金、家族、友だちを失った。

Bizim takım bütün oyunları kaybetti

我がチームは全敗を喫した。

Bob rock müziğe ilgisini kaybetti.

ボブはロック音楽に興味を覚えなくなった。

Dolar, yen'e karşı değer kaybetti.

ドルは円に対して下がった。

- Tom işini kaybetti.
- Tom kovuldu.

トムは首になった。

Yaşlı adam yaşama isteğini kaybetti.

その老人は生きる意欲をなくした。

O, haberde soğuk kanlılığını kaybetti.

その知らせを聞いて彼は慌てた。

Muazzam kalabalıkta arkadaşını gözden kaybetti.

彼女は大群衆の中で友人を見失った。

Oğlunu bir araba kazasında kaybetti.

彼女は自動車事故で息子を失った。

O, iki oğlunu savaşta kaybetti.

彼は戦争で2人の息子を失った。

O, o kuşu gözden kaybetti.

彼はその鳥を見失った。

Tek oğlunu trafik kazasında kaybetti.

彼女は、その交通事故で一人息子をなくした。

Bir araba kazasında hayatını kaybetti.

彼女は自動車事故で亡くなった。

Dengesini kaybetti ve merdivenden düştü.

彼は平衡を失ってはしごから落ちた。

Aniden, katip öfkeden kendini kaybetti.

- 店員が突然かんしゃくを起こした。
- 突如その職員がキレた。

Sahip olduğu azıcık parasını kaybetti.

彼女は少ないながら持っていたお金をすべてなくした。

O, sorumsuzluğundan dolayı işini kaybetti.

彼は放漫だったので失脚した。

O, parasını ailesini, arkadaşlarını kaybetti.

彼女は金も、家族も友人もなくしてしまった。

O, doktora olan inancını kaybetti.

彼は医師を信用しなくなった。

- Onlar savaşı kaybetti.
- Savaşı kaybettiler.

彼らは戦いに敗れた。

O, bir kazada hayatını kaybetti.

- 彼は事故で生命を失った。
- 彼は事故で命を落とした。

Bizim takım oyunlarının hepsini kaybetti.

我がチームは全敗を喫した。

Dengesini kaybetti ve bisikletten düştü.

彼はバランスを失って自転車から落ちた。

Birçok adam denizde hayatını kaybetti.

多くの人が海で命を落としている。

Giants, maçı 20 puanla kaybetti.

ジャイアンツは20点差で試合に負けた。

O şok nedeniyle hayatını kaybetti.

彼女はショック死した。

Protesto eden biri işini kaybetti.

抗議した者は皆職を失った。