Translation of "Işlediğini" in English

Nasıl işlediğini açıklamak istiyorum.

well, how comedy works.

Zen'in aklımızı işlediğini söylüyorlar.

They say Zen cultivates our mind.

Bilimin nasıl işlediğini anlamıyorsun.

You don't understand how science works.

Yaşamın nasıl işlediğini açıklamak istiyorum,

I’d like to explain to you how life works,

Bunun nasıl işlediğini merak edebilirsiniz.

So, you may ask, how does it work?

O suçu işlediğini itiraf etti.

- He confessed that he was guilty.
- He confessed that he had committed the crime.

O, suçu işlediğini itiraf etti.

He admitted that he had committed the crime.

Bu şeylerin nasıl işlediğini biliyorsun.

You know how these things work.

Tom suçu işlediğini itiraf etti.

- Tom admitted that he had committed the crime.
- Tom admitted he had committed the crime.

Tom bunun nasıl işlediğini anlamıyor.

Tom doesn't understand how this works.

Tom cinayet işlediğini itiraf etti.

- Tom admitted that he had committed the murder.
- Tom admitted he had committed the murder.

Tom bir suç işlediğini düşünmüyordu.

Tom didn't think he was committing a crime.

O şeylerin nasıl işlediğini biliyorum.

I know how those things work.

Fadıl mükemmel cinayet işlediğini düşündü.

Fadil thought he committed the perfect murder.

Sonunda bunu nasıl işlediğini öğrenmek için

So I decided to find out

Tom bütün suçları Mary'nin işlediğini düşünüyordu.

Tom was thinking of all the crimes Mary had committed.

Polis ikizlerden hangisinin suçu işlediğini belirleyemedi.

The police weren't able to determine which one of the twins had committed the crime.

Kovuşturma ikizlerden hangisinin suçu işlediğini kanıtlayamadı.

The prosecution could not prove which of the twins had committed the crime.

Nasıl işlediğini görmek için diğer yetkililerle de konuştum.

I even talked to other chapter leaders to see what they were doing.

Bu sistemin nasıl işlediğini anlamak için teknik bilgiye ihtiyacınız var.

You need technical knowledge to understand how this system works.

- Bir şeyin nasıl işlediğini öğrenmeyi severim.
- İşlerin nasıl yürüdüğünü bilmek hoşuma gidiyor.

I like knowing how things work.