Translation of "Içimi" in English

0.003 sec.

Examples of using "Içimi" in a sentence and their english translations:

Benim içimi dışımı biliyorsun.

You know me inside and out.

Sadece içimi döküp rahatlıyordum.

I was just blowing off steam.

İçimi dökerek rahatlamak zorundayım.

I have to let off steam.

Sıcak çikolata içimi ısıtıyor.

The hot chocolate is warming my insides.

Biraz içimi dökmeye ihtiyacım vardı.

I needed to blow off some steam.

- Ağzımdaki baklayı çıkarttım.
- İçimi döktüm rahatladım.

I got it off my chest.

- Tom içimi ürpertiyor.
- Tom beni ürpertiyor.

Tom gives me the creeps.

Bu sahneyi görünce içimi çekmekten kendimi alamadım.

Seeing this scene, I couldn’t help but sigh.

- İçim içimi yiyor.
- Hop oturup hop kalkıyorum.

I'm like a cat on a hot tin roof.

- Beklenmedik bir melankoli dalgası sabahın köründe içimi darladı.
- Sabah sabah durup dururken bir sıkıntı içimi kapladı.

From early morning I had been oppressed by a strange melancholy.

Içimi yiyip bitiren bu ikiyüzlülüğü daha çok hissettim.

the more I felt this hypocrisy creeping up inside me.

Tom'un sesi çok seksi! İçimi pır pır ediyor!

Tom's voice is so sexy! It gives me butterflies in my stomach!

- Havalandırmam gerekiyordu.
- İçimi dökmem gerekiyordu.
- Öfkemi boşaltmam gerekiyordu.

I needed to vent.

Tom'a nasıl yardım edeceğimi bilmiyorum ve bu benim içimi mahvediyor.

I don't know how to help Tom and it's tearing me up inside!

- Ağzımdaki baklayı çıkartmak zorunda kaldım.
- Eteğimdeki taşları dökmek zorunda kaldım.
- İçimi dökmem gerekiyordu.

I had to get that off my chest.

- İçimi dökmek istiyorum.
- Rahatlamak istiyorum.
- Kafa dağıtmak istiyorum.
- Kurtlarımı dökmek istiyorum.
- Saçlarımı çözüp, salmak istiyorum.

I want to let my hair down.

- Senin gibi içimi dökebileceğim bir arkadaşa sahip olmaktan memnunum.
- Senin gibi güvenebileceğim bir dostum olduğu için mutluyum.

I'm glad I have a friend like you to confide in.