Translation of "Hor" in English

0.004 sec.

Examples of using "Hor" in a sentence and their english translations:

Diğerlerini hor görme.

Don't look down on others.

Kocasını hor gördü.

She despised her husband.

İnsanları hor görürüm.

I despise humans.

O onu hor gördü.

She despised him.

Onlar onu hor görüyorlar.

They despise her.

Tom, Mary'yi hor gördü.

Tom despised Mary.

Bu müziği hor görüyorum.

I despise this music.

Onlar başka ülkeleri hor görürler. Ben tüm ülkeleri hor görürüm.

They despise other countries. I despise all countries.

Azınlıklar birçok ülkede hor görülüyor.

Minorities are despised in many countries.

Zenginler fakirleri hor görme eğilimindedir.

The rich are apt to look down upon the poor.

Zenginler bazen fakirleri hor görürler.

The rich sometimes despise the poor.

- Hor görmekten vazgeç.
- Küçümsemekten vazgeç.

Stop looking down.

Tom gerçekten Mary'yi hor görüyor.

Tom really despises Mary.

Leyla'nın annesi Sami'yi hor gördü.

Layla's mother despised Sami.

- Diğerlerini küçümsediler.
- Başkalarını hor gördüler.

They despised the others.

Fakir oldukları için diğerlerini hor görme.

Don't look down on others because they are poor.

O yalan söyleyen insanları hor görüyor.

She despises people who lie.

- Tom'u hor görüyorum.
- Tom'dan nefret ediyorum.

I despise Tom.

Tom ve Mary birbirlerini hor görüyorlardı.

Tom and Mary despised each other.

Ve başkaları hakkında hor gören şekillerde konuşuyoruz.

and talk about the others in a category of disdain.

Fakir olduğundan dolayı bir insanı hor görmemeliyiz.

We should not despise a man because he is poor.

- O kadınları hor görür.
- Kadınlara tepeden bakıyor.

He looks down on women.

Sizden daha az şanslı olanları hor görmemelisiniz.

You shouldn't look down on those who are less fortunate than you are.

Hor görüldüğü zaman tehlike en kısa sürede gelir.

Danger comes soonest when it is despised.

- Diğer insanları hor görmemeliyiz.
- Diğer insanlara tepeden bakmamalıyız.

We shouldn't look down on other people.

- Tom kadınlara tepeden bakıyor.
- Tom kadınları hor görüyor.

Tom looks down on women.

Ancak ailesini küçümseyen geri dönen aristokratları hor görmesini gizleyemedi

But he could not hide his contempt for the returning aristocrats, who treated his family

- Aşinalık ırkları hor görür.
- Çok muhabbet tez ayrılık getirir.

Familiarity breeds contempt.

- Tom'u uzun zamandır hor gördüm.
- Tom'u uzun zamandır küçümsedim.

I've despised Tom for a long time.

Hoş karşılanmadı - Napolyon'a olan sadakati ultra-kralcılar tarafından hor görüldü.

like other Marshals – his loyalty to  Napoleon was despised by the ultra-royalists.