Translation of "Tüm" in Chinese

0.024 sec.

Examples of using "Tüm" in a sentence and their chinese translations:

- Tüm yapabileceğin beklemektir.
- Tüm yapabileceğin beklemek.

所有你能做的就是等待。

Tüm insanlar eşittir.

所有人都是平等的。

Tüm öğrenciler alkışladılar.

所有的學生都拍手。

Tüm kuşlar uçamaz.

不是所有的鸟都会飞。

Tüm çekmeceler boştu.

所有的办公桌抽屉都是空的。

Tüm öğrenciler alkışlıyor.

所有的學生都拍手。

Tüm çiçekler kağıttan.

所有的花都是纸做的。

Tüm yapabileceğin beklemektir.

所有你能做的就是等待。

Tüm çabalarımız boşunaydı.

我们所有的努力都白费了。

- Tüm yabancılar kötü değildir.
- Tüm uzaylılar kötü değildir.

不是所有外星人都坏。

Barışı tüm dünya arzuluyor.

世界所有人都渴望和平。

Tüm sorulara yanıt verebildim.

- 我可以回答所有问题。
- 我能回答所有的問題。

Tüm yapman gereken beklemek.

所有您要做的,就是等待。

Tüm mobilya tozla kaplıydı.

所有的家具都佈滿了灰塵。

Matematik tüm bilimlerin temelidir.

数学是所有科学的基础。

O, tüm dünyayı gezdi.

他周遊世界各地。

Tüm yollar Roma'ya çıkar.

條條大路通羅馬。

Bebek tüm gece ağladı.

這孩子哭了一整夜。

Tüm dünya barışı arzuluyor.

整个世界都需要和平。

Tüm insanlar doğuştan eşittir.

人人生来平等。

O tüm kalbiyle güldü.

他发自肺腑地笑了。

İngilizce tüm dünyada öğrenilir.

世界各地都讀英語。

Tüm aile çiftlikte çalışıyor.

整个家族在农场工作。

Tüm parayı ona verdi.

她把钱全给了他。

Neredeyse tüm kapılar kapalıydı.

幾乎所有門都關了。

Shakespeare’in tüm eserlerine sahibim.

我有莎士比亞的作品全集。

Tüm katılımcılar kayıtlı olmalı.

所有的參加者都得註冊。

Tüm yapabileceğiniz birbirinize güvenmektir.

你们除了信任对方,没什么要做的了。

Tüm kurabiyeleri kim yedi?

谁吃了全部饼干?

Yüzündeki tüm renkler soldu.

- 他的脸失去了所有颜色。
- 她的脸失去了所有颜色。

Tom tüm cevapları biliyor.

汤姆知道所有答案。

- Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.
- Burası tüm sene boyunca soğuk olur.
- Burası tüm sene boyunca soğuktur.

这里终年寒冷。

- Sana gerekli tüm bilgiyi temin edeceğim.
- Size gerekli tüm bilgiyi sağlayacağım.

- 我会把所有有用的信息提供给您的。
- 我会把所有有用的信息给你的。

Tüm insanların ölümlü olduğunu biliyoruz.

我們知道人皆難免一死。

Tüm gün sürekli yağmur yağdı.

雨没有停,连着下了整天。

Tüm gücün ile mücadele et.

用你的全力打。

Tüm dikkatini yaptığın işe ver.

请专心做你正在做的事情。

Tüm okul öneriyi kabul etti.

全校學生都贊成了這個建議。

Hayal gücü, tüm uygarlığın köküdür.

想像力是一切文明的根源。

Tüm güzel şeyler bitmek zorundadır.

天下无不散之筵席。

Tüm öğrenciler İngilizce öğrenimi görüyorlar.

学生们都在学英语。

Onun etkisi tüm ülkeye yayılır.

他的影響遍及全國。

Şimdi tüm istediğim biraz uyku.

我现在只想睡点觉。

General tüm esirlerin öldürülmesini emretti.

将军下令杀死了所有的战俘。

Kasırga tüm Güney Afrika'yı süpürdü.

飓风席卷了南非

Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır.

我們的分店佈滿全國。

Bob, tüm sorulara cevap verebilir.

Bob可以回答所有的問題。

Tom pastadaki tüm mumları üfledi.

汤姆吹灭了蛋糕上的所有蜡烛。

Tüm bu filmleri gördün mü?

- 你把電影全看了嗎?
- 你把這些電影全看了嗎?

Tüm hatalarına rağmen o popülerdir.

他雖然有許多缺點,但卻很受人歡迎。

Tüm Almanlar bira içmekten hoşlanmaz.

不是所有的德国人都喜欢喝啤酒。

Tüm suçu benim üstüme atamazsın!

你不能夠把錯都怪到我身上。

Tüm denemeler zamanında teslim edilmelidir.

所有文章都必须在规定时间内交上来。

Futbol tüm sporların en popüleridir.

足球是所有体育运动中最受欢迎的。

Bu yasa tüm durumlarda uygulanabilir.

此法適用於所有情況。

Tüm bu özgüven nereden geldi?

哪来那么大的自信啊?

Tüm gün çalıştım; çok yorgunum.

我已經工作了一整天, 我很累。

Neredeyse tüm öğrenciler İngilizceden hoşlanıyor.

幾乎所有的學生喜歡英語。

- Tüm çiçeklerin en güzeli bu çiçektir.
- Bu çiçek, tüm çiçeklerin en güzelidir.

这朵花是所有花中最漂亮的。

- Para tüm kötülüklerin köküdür.
- Para bütün kötülüğün köküdür.
- Para tüm kötülüklerin anasıdır.

金錢是一切罪惡之源。

Savaşlarda ölen tüm insanları düşündüğümde üzülüyorum.

我一想到那些在戰爭中死去的人,心裏就感到一陣陣的悲痛。

Biri hariç tüm işçiler eve gitti.

所有的员工都回家了,只剩一位。

Tüm çabaları ile, o başarılı olamadı.

他用尽了全力, 还是没有成功.

Tüm öğrencilerin içinde en çok çalışır.

他是眾多學生之中最勤奮用功的一個。

Bu kitap Shakespeare'in tüm çalışmalarını kapsıyor.

這本書是莎士比亞的作品全集。

Silâhlı kuvvetler tüm bölgeyi işgâl etti.

军队占领了整片领土。

Neredeyse tüm Japonlar koyu saça sahiptir.

几乎所有的日本人头发都是黑色的。

O, tüm erkek çocuklarının en uzunudur.

他算是男孩子中最高的了。

İngilizce tüm dünyada konuşulan bir dildir.

英語是一種全世界通用的語言。

Tüm öğretmenler gençtiler ve öğretmeyi sevdiler.

我們所有的老師都很年輕並且喜愛教學。

O vasiyetinde tüm servetini karısına bıraktı.

他在遺囑裏說要把他的財產全部留給他的妻子。

Sanırım yakında tüm işleri bitirmiş olacaksınız.

我想你很快就可以做完所有的工作。

Tüm modeller yanlış, ancak bazıları yararlı.

所有的模型都有错,不过有些还是有用的。

Tom'un tüm kurabiyeleri yemesine engel olamadım.

我阻止不了汤姆把饼干全吃了。

Bu, benim üzerimde olan tüm paradır.

這是我身上所有的錢。

O, tüm boş zamanını balıkçılığa adadı.

她把所有的业余时间都用在钓鱼上了。

Tüm yapmak zorunda olduğun bu mu?

这些都是你不得不做的吗?

Sahip olduğum tüm bilgiyi size verdim.

我懂得的都已經傾囊相授了。

Bu kitap Shakespeare'in tüm eserlerini içerir.

這本書是莎士比亞的作品全集。

Tüm yapmanız gereken bu formu doldurmak.

您只需填写这个表格就可以了。

Bu yeni pazar tüm sanayiyi geliştirebilir.

这个新的市场可能改良全部的工业。

- Bu denklemin tüm kökleri negatif olduğundan stabildir.
- Bu denklemin tüm kökleri negatif olduğundan kararlıdır.

它是可靠的, 因為這個方程式所有的根都是負的。

Lincoln'un ebeveynleri tüm hayatları boyunca fakir kaldılar.

林肯的父母終其一生都很窮。

Bob tüm sınıf arkadaşları arasında popüler idi.

鮑勃很受他所有同學們的歡迎。

Bin dolar, parti için tüm masrafları kapsayacak.

1000美元将负担聚会的全部费用。

Alışveriş listesinde tüm ürünleri kontrol ettiniz mi?

你检查购物单上所有的项目了吗?

Tüm seyirci ayağa kalktı ve alkışlamaya başladı.

所有的观众都站起来鼓掌。

Tüm diller eşittir, İngilizce hepsinin en eşitidir.

所有的語言都是平等的,但英語是所有語言中最平等的。

Dünyadaki bilgisayarlarda tüm bilgilerin yüzde sekseni İngilizcedir.

全世界百分之八十電腦上的資訊都是用英語寫的。

Bu hikayede anlatılan tüm olaylar hayal ürünüdür.

故事裏發生的事都是虛構出來的。

İngiltere'nin tüm üst düzey ekipleri premier ligdedirler.

英国所有的顶尖球队都在超级联赛中。

Tom sahip olduğu tüm parayı Mary'ye verdi.

汤姆把他的所有钱都给了玛丽。

O, tüm sınıf arkadaşları ile iyi geçinir.

他和他所有的同学相处融洽。

Ölüm kapınızı çaldığında dünyadaki tüm servet faydasızdır.

当死亡来敲你的门时,世界上所有的财富都是无用的。

- Bütün atlar hayvandır ama bütün hayvanlar at değildir.
- Tüm atlar hayvandır ama tüm hayvanlar at değildir.

- 所有的马都是动物, 但并非所有的动物都是马。
- 所有的马都是动物,但并非所有的动物都是马。

Bir nükleer savaş patlarsa tüm insanlık acı çeker.

一旦爆發核戰爭,受苦的將會是全人類。

Tüm ışıkların kapatıldığından emin ol dışarıya çıkmadan önce.

出去之前确认一下所有的灯都关了。