Translation of "Gördü" in English

Kimi gördü?

Who did he see?

Haberleri gördü.

He saw the news.

Tom Mary'yi gördü. John'u da gördü.

- Tom saw Mary. He also saw John.
- Tom saw Mary. He saw John as well.
- Tom saw Mary. He saw John, too.

Tom Mary'yi gördü. O, John'u da gördü.

- Tom saw Mary. He also saw John.
- Tom saw Mary. He saw John as well.
- Tom saw Mary. He saw John, too.

Denizciler karayı gördü.

The sailors saw land.

Ivo üzüm gördü.

Ivo saw the grape.

ABD'de eğitim gördü.

She was educated in the United States.

Tom sergileri gördü.

Tom saw the exhibits.

O, kızı gördü.

He saw the girl.

Galileo ne gördü?

What did Galileo see?

Tom videoyu gördü.

Tom saw the video.

O ne gördü?

What did he see?

Herkes onu gördü.

- Everybody saw it.
- Everyone saw it.

Biri seni gördü.

Somebody saw you.

Tom resimleri gördü.

Tom saw the pictures.

Tom birini gördü.

Tom saw somebody.

Beni kim gördü?

Who's seen me?

Tom, kediyi gördü.

Tom saw the cat.

Tom otobüsü gördü.

Tom saw the bus.

Tom onu gördü.

Tom saw it.

Kocasını hor gördü.

She despised her husband.

Tom ne gördü?

What has Tom seen?

Bu, işimizi gördü.

It did the trick.

Çocuki arabayı gördü.

The boy has seen the car.

Onlar onu gördü.

They saw her.

Bunu herkes gördü.

Everyone saw it.

Heykel hasar gördü.

The statue was damaged.

Ekipmanımız hasar gördü.

Our equipment was destroyed.

Bir fare gördü.

He saw a mouse.

O, ışıkları gördü.

He saw the lights.

Tom, Mary'yi gördü.

Tom saw Mary.

Tom beni gördü.

Tom saw me.

Tom onları gördü.

Tom saw them.

Tom bizi gördü.

Tom saw us.

Tom seni gördü.

Tom saw you.

Kötü hasar gördü.

It's badly damaged.

Seni kim gördü?

Who saw you?

Tom yeterince gördü.

Tom has seen enough.

Hasar gördü mü?

Has it been damaged?

Tom bunu gördü.

Tom has seen this.

Belki onu gördü.

Maybe he saw her.

Kim ne gördü?

Who saw what?

Beni kim gördü.

Who saw me?

Onlar seni gördü.

They saw you.

O, haberi gördü.

She saw the news.

Onlar haberleri gördü.

They saw the news.

O dosyayı gördü.

He saw the file.

Tom dosyayı gördü.

Tom saw the file.

O, dosyayı gördü.

She saw the file.

Onlar dosyayı gördü.

They saw the file.

Bavulum hasar gördü.

My luggage has been damaged.

Onun gülümsemesini gördü.

She saw him smile.

Tom silahı gördü.

Tom saw the gun.

Heretikler işkence gördü.

Heretics were tortured.

Tom yangını gördü.

Tom saw the fire.

Sami flaşı gördü.

Sami saw the flash.

Sami evi gördü.

Sami saw the house.

Sami, Leyla'yı gördü.

Sami saw Layla.

Tom kimi gördü?

Who did Tom see?

Başarımızı önceden gördü.

He predicted our success.

- Yolda birçok hayvan gördü.
- Yolda bir sürü hayvan gördü.

She saw many animals on the way.

- Tom, Mary hakkında rüya gördü.
- Tom rüyasında Mary'yi gördü.

Tom dreamed about Mary.

- Tom, Mary'nin arabasında Mary'yi gördü.
- Tom, Mary'yi arabasında gördü.

Tom saw Mary in her car.

- Tom bir kutup porsuğu gördü.
- Tom bir volverin gördü.

Tom saw a wolverine.

1812 savaşın gidişatını gördü.

1812 had seen the tide of war turn.

Hanako onun blöfünü gördü.

Hanako called his bluff.

Bob onu tekrar gördü.

Bob saw him again.

Polis suçlunun kaçtığını gördü.

The police caught sight of the criminal running away.

O, çocuğu küçük gördü.

She scorned the boy.

O paranın kaybolduğunu gördü.

She found the money gone.

Onu o da gördü.

- He saw it also.
- He saw it, too.
- He also saw it.

O, yüzümdeki şaşkınlığı gördü.

He saw the surprise on my face.

Taksiye binerken Nancy'yi gördü.

He caught sight of Nancy getting into a taxi.

Oxford Üniversitesinde eğitim gördü.

He was educated at Oxford.

O, hatalı olduğunu gördü.

He saw that he was wrong.

Bugün Tom, Mary'yi gördü.

Tom saw Mary today.

Tom televizyonda Mary'yi gördü.

Tom saw Mary on TV.

Tom onu haberde gördü.

Tom saw it on the news.

Tom kendisini aynada gördü.

Tom saw himself in the mirror.

Tom zaten onu gördü.

Tom has already seen it.

Duvarda bir kelebek gördü.

He saw a butterfly on the wall.

Arabası ciddi hasar gördü.

His car was seriously damaged.

Ürünler selden hasar gördü.

The crops were damaged by the flood.