Translation of "Kocasını" in English

0.006 sec.

Examples of using "Kocasını" in a sentence and their english translations:

Kocasını affetti.

She forgave her husband.

Kocasını şaşırttı.

She surprised her husband.

O, kocasını sevmiyordu.

- She was down on her husband.
- She hated her husband.
- She didn't like her husband.
- She disliked her husband.

Kocasını sarhoşken beğenmedi.

She didn't like her husband drunk.

Kocasını hor gördü.

She despised her husband.

O, kocasını öldürdü.

She murdered her husband.

O, kocasını zehirledi.

She poisoned her husband.

Klava kocasını affeder.

Klava forgives her husband.

O, kocasını sevmez.

She doesn't love her husband.

Mary kocasını sevmiyor.

Mary doesn't love her husband.

Mary kocasını özlüyor.

Mary misses her husband.

Mary kocasını aldattı.

Mary cheated on her husband.

O, kocasını ebediyen sevecek.

- She will love her husband for good.
- She'll love her husband forever.

Hapishanede kocasını ziyaret etti.

She visited her husband in prison.

Kocasını yasal olarak boşadı.

She has legally divorced her husband.

O, kocasını defalara bıçakladı.

She stabbed her husband repeatedly.

Onun kocasını sana tanıtacağım.

I will introduce her husband to you.

İçen kocasını evden attı.

She turfed her drinking husband out of the house.

Mary artık kocasını sevmiyor.

Mary doesn't love her husband anymore.

Mary asla kocasını öpmez.

Mary never kisses her husband.

Mary kocasını terk etti.

Mary left her husband.

Sami, Leyla'nın kocasını öldürdü.

Sami killed Layla's husband.

Mary kocasını bıçaklayıp öldürdü.

Mary stabbed her husband to death.

Kocasını bir mektup ile görevlendirdi.

She entrusted her husband with a letter.

O kadın, kocasını hep aldattı.

That woman always cheated on her husband.

Mary cezaevindeki kocasını ziyaret etti.

Mary visited her husband in prison.

O gerçekten kocasını öldürdü mü?

Did she really kill her husband?

Mary gerçekten kocasını öldürdü mü?

Did Mary really kill her husband?

Mary'nin kocasını öldürdüğü doğru mu?

- Is it true that Mary killed her husband?
- Is it true Mary killed her husband?

Mary kocasını öldürdüğü için tutuklandı.

Mary has been arrested for killing her husband.

Onlar onun ölü kocasını gömdüler.

They buried her dead husband.

Polis, Meryem'in kocasını zehirlediğini düşünüyor.

The police think that Mary poisoned her husband.

Komşular Mary'nin kocasını dövdüğünü söylüyor.

The neighbors say that Mary beats her husband.

Tom Mary'nin kocasını boşayacağını düşünüyor.

- Tom thinks Mary will divorce her husband.
- Tom thinks that Mary will divorce her husband.

Leyla az önce kocasını öldürdü.

Layla has just murdered her husband.

Kafayı çeken kocasını evden kovdu.

She booted her boozing husband out of the house.

Mary'nin kocasını terk edeceğini sanmıyorum.

- I don't think Mary would ever leave her husband.
- I don't think that Mary would ever leave her husband.

Mary artık kocasını hiç öpmüyor.

Mary doesn't ever kiss her husband anymore.

Mary artık nadiren kocasını öpüyor.

- Mary seldom kisses her husband anymore.
- Mary rarely kisses her husband anymore.

Mary kocasını hiç terk etmezdi.

Mary would never leave her husband.

- Bu kadını, kocasını sevmeye teşvik ediyordun.
- Bu kadını, kocasını sevmeye teşvik ediyordunuz.

You were encouraging this woman to love her husband.

İlk defa onun kocasını aradığını gördüm.

This is the first time I've seen her calling her husband.

Mary bana artık kocasını sevmediğini söyledi.

- Mary told me that she didn't love her husband anymore.
- Mary told me she didn't love her husband anymore.

Kocasını öldürdüğü için Mary'nin tutuklandığını duydum.

I heard that Mary has been arrested for killing her husband.

Kocasını öldürmek için bir plan yaptı.

She hatched a plan to kill her husband.

Tom, Mary'nin kocasını evlenmeden önce tanıyordu.

Tom knew Mary's husband before she got married.

Leyla, kocasını soğuk havada dışarıda bıraktı.

Layla left her husband out in the cold.

O, İçki içen kocasını evden attı.

- She booted her boozing husband out of the house.
- She turfed her drinking husband out of the house.
- She threw her drinking husband out of the house.

Mary kocasını asla herkesin önünde öpmez.

Mary doesn't ever kiss her husband in public.

Mary artık neredeyse kocasını hiç öpmüyor.

Mary hardly ever kisses her husband anymore.

Hem Mary'yi hem de kocasını tanıyorum.

I know both Mary and her husband.

Mary üç yıl önce kocasını kaybetti.

Mary lost her husband three years ago.

O, kocasını ona karşı sadakatsızlık yapmakla suçladı.

She accused her husband of having been disloyal to her.

O, kocasını öldürmekle suçlandığı için mahkemelik oldu.

She went on trial charged with murdering her husband.

O, cep telefonunu kaptı ve kocasını aradı.

She grabbed her cellphone and called her husband.

Kocasını izlemek için bir özel dedektif kiraladı.

She employed a private detective to keep a watch on her husband.

Tom, Mary'ye kocasını neden terk ettiğini sordu.

Tom asked Mary why she'd left her husband.

- Leyla eski kocasını öldürmek için bir kiralık katil tuttu.
- Leyla eski kocasını öldürmek için bir tetikçi tuttu.

Layla hired a hitman to kill her former husband.

Kötü bir eş kocasını bir gemi enkazına dönüştürür.

A bad wife turns her husband into a shipwreck.

O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.

She talked her husband into having a holiday in France.

O, onların torun oğlu doğmadan önce kanserin kocasını öldüreceğinden korkuyordu.

She feared cancer would kill her husband before their great-grandson was born.

Hillary Clinton hakkında, o daha kocasını tatmin edemiyor. Koskoca Amerika'yı nasıl tatmin edecek dediğini unutmadık

About Hillary Clinton, she can not yet satisfy her husband. We did not forget how he said he would satisfy the whole of America