Translation of "Hoşçakal" in English

0.003 sec.

Examples of using "Hoşçakal" in a sentence and their english translations:

Hoşçakal.

Goodbye.

Hoşçakal! Görüşürüz!

Goodbye!

Hoşçakal dedim.

I said goodbye.

Sen asla hoşçakal demedin.

You never said goodbye.

Bir hoşçakal bile demedim." dedi.

without even saying goodbye."

Hoşçakal demen zordu, değil mi?

It was hard for you to say goodbye, wasn't it?

Tom hoşçakal bile demeden ayrıldı.

Tom left without even saying goodbye.

Anneme ve aileme hoşçakal demek istiyorum.

I want to say goodbye to my mother and my family.

- Hoşçakal demek istemiyorum.
- Veda etmek istemiyorum.

I don't want to say goodbye.

- Tom vedalaşmadan gitti.
- Tom hoşçakal demeden gitti.

Tom left without saying goodbye.

Artık benim için kaçmamın vakti geldi. Hoşçakal!

Well, it's time for me to run off. Bye!

Hayır, teşekkür ederim. Hoşçakal. Bu soya sütünün sonuydu.

No thanks, goodbye; that's the end of soy milk.

- Elveda demek için annemi aradım.
- Hoşçakal demek için anneme telefon ettim.

- I phoned my mom to say goodbye.
- I phoned my mother to say goodbye.