Translation of "Gitmeni" in English

- Gitmeni istemem gerekiyor.
- Gitmeni istemeliyim.

I need to ask you to leave.

Gitmeni istiyorum.

I'd like you to leave.

Gitmeni istemedim.

I didn't want you to go away.

Gitmeni öneririm.

- I suggest you get going.
- I suggest you leave.

Gitmeni istemiyoruz.

We don't want you to go.

Gitmeni bekliyorum.

I'm waiting for you to leave.

- Yalnız gitmeni önermiyorum.
- Yalnız gitmeni tavsiye etmiyorum.

I'm not suggesting you go alone.

Postaneye gitmeni istiyorum.

I want you to go to the post office.

Senin gitmeni yasaklıyorum.

I forbid you to leave.

Şimdi gitmeni istiyorum.

I'd like you to leave now.

Eve gitmeni istiyorum.

I need you to go home.

Sana gitmeni söyledim.

I told you to leave.

Oraya gitmeni istemiyorum.

I want you to go there.

Tom'la gitmeni istiyorum.

I want you to go with Tom.

Eve gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go home.

Boston'a gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go to Boston.

Gitmeni ne sağlıyor?

What keeps you going?

Boston'a gitmeni istiyorum.

I want you to go to Boston.

Ben gitmeni istiyorum.

I want you to go.

Randevuna gitmeni bekliyorum.

I expect you to keep the appointment.

Batıya gitmeni öneririm.

I suggest you go west.

Derhal gitmeni öneririm.

I suggest you leave immediately.

Sana gitmeni söylüyorum.

I'm telling you to leave.

Benimle gitmeni istiyorum.

I'd like you to go with me.

Uyumaya gitmeni istiyorum.

I want you to go to sleep.

Uzaklara gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go away.

Gitmeni görmeye dayanamadım.

I couldn't stand to see you leave.

Gerçekten gitmeni diliyorum.

I really do wish you'd leave.

Aç gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go hungry.

Asla gitmeni istemedim.

I never wanted you to go.

Bizimle gitmeni istiyorum.

- I want you to come with us.
- I want you to go with us.

Onlarla gitmeni istiyorum.

I want you to go with them.

Onunla gitmeni istiyorum.

I want you to go with him.

Eve gitmeni istiyoruz.

We want you to go home.

Hapse gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go to jail.

Eve gitmeni söyledim.

I told you to go home.

Sadece gitmeni istiyorum.

I just want you to leave.

Boston'a gitmeni istiyoruz.

We want you to go to Boston.

Avustralya'ya gitmeni istiyoruz.

We want you to go to Australia.

Avustralya'ya gitmeni öneririm.

- I suggest you go to Australia.
- I suggest that you go to Australia.

Kabiliye'ye gitmeni engelleyemem.

I can't stop you from going to Kabylie.

- Eve benimle gitmeni istiyorum.
- Benimle eve gitmeni istiyorum.

I would like you to go home with me.

Hemen Osaka'ya gitmeni istiyorum.

I want you to go to Osaka at once.

Yatmaya gitmeni söylediğimi düşündüm.

- I thought I told you to go to bed.
- I thought that I told you to go to bed.

- Gitmenizi istemiyorum.
- Gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go.

Benimle birlikte gitmeni istiyorum.

I want you to go with me.

Şimdi buradan gitmeni istiyorum.

I want you out of here now.

Biz yalnızca gitmeni istiyoruz.

We simply want you to leave.

Tom nereye gitmeni istiyor?

Where does Tom want you to go?

Hemşireyi görmeye gitmeni istiyorum.

I want you to go see the nurse.

Biz neden gitmeni istiyoruz?

Why would we want you to leave?

Boston'a geri gitmeni istemiyorum.

I don't want you to go back to Boston.

Tom'un gitmeni istediğine inanıyorum.

I believe Tom asked you to leave.

Senin oraya gitmeni istiyorum.

I'd like you to go there.

Asla sana gitmeni söylemedim.

I never told you to quit.

Bunun için gitmeni söyleyecektim.

I'd say go for it.

Tom'la hastaneye gitmeni öneririm.

I suggest you go to the hospital with Tom.

Daha ileri gitmeni isteyemem.

I can't ask you to go any further.

Sana benimle gitmeni emredebilirm.

I could order you to go with me.

Öğleye kadar gitmeni istiyorum.

I want you gone by noon.

Onların huyuna gitmeni istiyorum.

I want you to go easy on them.

Onun huyuna gitmeni istiyorum.

- I want you to go easy on him.
- I want you to go easy on her.

Ben oraya gitmeni istemedim.

I didn't ask you to go there.

Eve gitmeni kim söyledi?

Who told you to go home?

Ben gerçekten gitmeni istemiyorum.

I really don't want you to go.

Derhal Osaka'ya gitmeni istiyorum.

I want you to go to Osaka right away.

Sana trenle gitmeni öneririm.

I recommend you to go by train.

Sıkıldıysan, sinemaya gitmeni öneriyorum.

If you're bored, I suggest you to go to the cinema.

Tom'la oraya gitmeni istiyorum.

I want you to go there with Tom.

Hemen Boston'a gitmeni istiyorum.

I want you to go to Boston right away.

- Ben havaalanına zamanında gitmeni tavsiye ediyorum.
- Havalimanına zamanında gitmeni tavsiye ederdim.

I would advise you to get to the airport on time.

Benim yerime senin gitmeni istiyorum.

I would like you to go instead of me.

Bir doktoru görmeye gitmeni istiyorum.

I want you to go see a doctor.

Sana eve gitmeni söylediğimi düşündüm.

- I thought I told you to go home.
- I thought that I told you to go home.

Yarına kadar buradan gitmeni istiyorum.

I want you out of here by tomorrow.

Diğer tarafa geri gitmeni istiyorum.

I want you to go back over to other side.

Yarın Boston'a geri gitmeni istiyorum.

I want you to go back to Boston tomorrow.

Gençken yurtdışına gitmeni tavsiye ederim.

I advise you to go abroad while young.

Yarın uçakla Boston'a gitmeni istiyorum.

I want you to fly to Boston tomorrow.

Tom'un senin gitmeni isteyeceğinden eminim.

I'm sure that Tom would want you to go.

Gelecek hafta Boston'a gitmeni istiyoruz.

We want you to go to Boston next week.

Boston'a Tom'la birlikte gitmeni öneririm.

I suggest you go to Boston with Tom.

Oraya tek başına gitmeni istemiyorum.

I don't like your going there by yourself.

Tom'la birlikte Boston'a gitmeni istiyorum.

I want you to go to Boston with Tom.

Yalnız gitmeni istemiyorum; bu son.

I don't want you to go alone; this is final.

Maalesef gitmeni istemek zorunda kalacağım.

- I'm afraid I'll have to ask you to leave.
- I'm afraid that I'll have to ask you to leave.

Tom onunla Boston'a gitmeni istiyor.

Tom wants you to go to Boston with him.

Gitmeni gerektiren hiçbir neden yok.

There's no reason why you should go.

Şimdi gitmeni istemek zorunda kalacağım.

I'm going to have to ask you to leave now.