Translation of "Girmesi" in English

Forma girmesi gerekiyor.

She needs to get into shape.

Tom'un Harvard'a girmesi mümkündür.

It's possible that Tom will get into Harvard.

Hepinizin girmesi mümkün değil.

You can't all come in.

Tom'un diyete girmesi gerektiğini düşünüyorum.

- I think Tom should go on a diet.
- I think that Tom should go on a diet.

Tom'un bu binaya girmesi yasaklandı.

Tom is banned from entering this building.

Kedimin girmesi için kapıyı aç.

Open the door to let my cat in.

NPD'nin Eyalet meclisine girmesi muhtemeldir.

The NPD is likely to enter the Landtag.

Jack Hitomi'nin girmesi için kenarda durdu.

Jack stood aside for Hitomi to enter.

Biraz hava girmesi için pencereleri açın.

Open the windows to let in some air.

Tom Mary'nin girmesi için işaret etti.

Tom gestured for Mary to enter.

Bir komedyenin o kulübe girmesi çok zor.

This club is extremely hard for a comedian to get into.

Yakında banyo onun girmesi için yeterince harikaydı.

Soon the bath was cool enough for him to get into.

Onun odaya girmesi için adam kenara çekildi.

- The man stepped aside for her to enter the room.
- The man moved aside to let her enter the room.

İçeriye temiz hava girmesi için pencereyi açtı.

She opened the window to let in fresh air.

O onun odaya girmesi için kenara çekildi.

He stepped aside for her to enter the room.

Tom Mary'nin içeri girmesi için işaret etti.

Tom gestured for Mary to go inside.

Tom'un, sürekliliği olan bir işe girmesi gerekir.

Tom needs to get a steady job.

Tom kedinin içeri girmesi için kapıyı açtı.

Tom opened the door to let the cat in.

Tom'un yüksek ücretli bir işe girmesi gerekiyor.

Tom needs to get a high-paying job.

İçeriye temiz hava girmesi için pencereleri açtım.

I opened the windows to let in some fresh air.

Sami, Leyla'ya içeri girmesi için izin verdi.

Sami let Layla in.

Tom, Mary'ye odasına girmesi için izin vermedi.

Tom didn't allow Mary to enter his room.

İçeri temiz hava girmesi için camı açtı.

He opened the window to get some fresh air.

Tom Mary'nin girmesi için el ile işaret etti.

Tom motioned for Mary to enter.

- Öğrenciler öğretmenler odasına giremez.
- Öğrencilerin öğretmenler odasına girmesi yasak.

- Students aren't allowed in the teachers' lounge.
- Students may not enter the faculty lounge.

Tom içeriye biraz temiz hava girmesi için kapıyı biraz açtı.

Tom opened the door a crack to let in some fresh air.

Tom John ve Mary'nin içeri girmesi için sürgülü kapıyı açtı.

Tom opened the sliding door to let John and Mary in.

Bir roketin yörüngeye girmesi için yaklaşık on dakikaya ihtiyacı var.

A rocket needs about ten minutes to get into orbit.

Tom kapıyı açtı ve ilk Mary'nin girmesi için bir adım kenara çekildi.

Tom unlocked the door, and then stepped aside to let Mary enter first.

- Diyet yapması gereken kişi sensin, ben değil.
- Diyete girmesi gereken kişi sensin, ben değil.

You're the one who needs to go on a diet, not me.