Translation of "Jack" in English

0.008 sec.

Examples of using "Jack" in a sentence and their english translations:

Jack güvenebilirsiniz.

You can count on Jack.

- Jack İngilizce konuşur.
- Jack, İngilizce bilmektedir.

Jack speaks English.

- Jack, resim yapmakla ilgilenir.
- Jack resimle ilgileniyor.

Jack is interested in painting.

- Jack hızlı araba sürmez.
- Jack hızlı sürmez.

Jack doesn't drive fast.

Jack arkadaşlarımdan biridir.

Jack is one of my friends.

Jack İngilizce konuşur.

Jack speaks English.

Benim adım Jack.

- My name is Jack.
- My name's Jack.

Jack pullar toplar.

Jack collects stamps.

Jack orada değil.

- Jack isn't here.
- Jack isn't there.

Jack, babasına benzer.

Jack resembles his father.

Jack hasta görünüyor.

It seems that Jack is sick.

Jack erken kalkar.

Jack is an early riser.

Jack Fransızca konuşabilir.

Jack can speak French.

Jack, burada değil.

Jack isn't here.

Jack şimdi sakin.

Jack is quiet now.

Tom Jack kadar uzundur.

Tom is as tall as Jack.

Camı kıran Jack miydi?

Was it Jack that broke the window?

Jack kalabalıkta gözden kayboldu.

Jack disappeared from view in the crowd.

Jack yıllarca Japonya'da yaşadı.

Jack lived in Japan for several years.

Jack kamemberti hiç sevmez.

Jack doesn't like Camembert at all.

Jack 10 Ağustos'ta doğdu.

Jack was born on August the tenth.

Bir şey değil, Jack!

You are welcome, Jack!

Jack, resim yapmakla ilgilenir.

Jack is interested in painting.

Jack çocuklarına çok serttir.

Jack is very severe with his children.

Jack paltosunun tozunu fırçaladı.

Jack brushed the dust off his coat.

Jack mektuplarıma cevap vermeyecektir.

Jack will not answer my letters.

Jack de, İspanyolca konuşabilir.

Jack may speak Spanish, too.

Jack on Ağustosta doğdu.

Jack was born on August tenth.

Jack geçen yıl okuldaydı.

Jack was at school last year.

Çok vahşi olma Jack.

Don't be so wild, Jack.

- Ben Jack.
- Ben Jack'im.

- I am Jack.
- I'm Jack.

- Jack benden üç yaş daha büyük.
- Jack benden üç yaş büyük.

- Jack is three years older than me.
- Jack is three years older than I am.
- Jack is three years older than I.

Bill, Jack kadar uzun boylu.

Bill is as tall as Jack.

Jack yorgundu, ama iyi görünüyordu.

Jack was tired, but he looked well.

Jack Nicholson, New Jersey'de büyüdü.

Jack Nicholson was raised in New Jersey.

Jack raftaki dergi için uzandı.

Jack reached out for the magazine on the shelf.

Jack, Ben'i kendisinden fazla seviyor.

Jack loves Ben more than himself.

Biz Monterey Jack peyniri yeriz.

We eat Monterey Jack cheese.

Mary Jack kadar hızlı yüzer.

Mary swims as fast as Jack.

Jack Dorsey benden nefret eder.

Jack Dorsey hates me.

Jack esnedi ve gözlerini ovuşturdu.

Jack yawned and rubbed his eyes.

Jack evi kundakladığı için yakalandı.

Jack was caught for setting fire to the house.

Jack vergilerini ödemekten kaçınmaya çalıştı.

Jack tried to evade paying his taxes.

Jack tüm çocuklar tarafından güldürüldü.

Jack was laughed at by all the boys.

Jack bu sefer kesin başaracak.

Jack is bound to succeed this time.

Sanırım Jack Mary'nin ikinci kuzeni.

Jack is Mary's second cousin, I believe.

Jack sınıfında en uzun çocuk.

Jack is the tallest boy in his class.

Jack sınıftaki en zeki çocuktur.

Jack is the most intelligent boy in the class.

Jack Daniel's bir Tennessee viskisidir.

Jack Daniel's is a Tennessee whiskey.

Silahlı adam Jack Ruby idi.

The gunman was Jack Ruby.

O, adı Jack olan arkadaşımdır.

He is my friend whose name is Jack.

Jack Hitomi'nin girmesi için kenarda durdu.

Jack stood aside for Hitomi to enter.

Jack, derinden pişman olmuş gibi görünüyor.

Jack seems to regret it deeply.

Jack başka herhangi birinden daha akıllıdır.

Jack is a lot wiser than anybody else.

Jack başka herhangi birinden daha zekidir.

Jessie is smarter than anyone else.

Jack matematik sınavında hiç hata yapmadı.

Jack didn't make any mistakes on the math test.

Jack onu görür görmez ağlamaya başladı.

As soon as Jack saw her, he burst out crying.

Jack yorgun olmasına rağmen, iyi görünüyordu.

Even though Jack was tired, he was looking well.

Jack kompozisyonunda bir sürü hata yaptı.

Jack made a lot of mistakes in his composition.

Jack arkadaşı için bir hediye aldı.

Jack bought a present for his friend.

Jack yanlışlıkla benim şemsiyemi almış olabilir.

Jack may have taken my umbrella by mistake.

Jack White ve Karen Elson boşanıyorlar.

Jack White and Karen Elson are divorced.

Jack rezervasyonları iptal etmeye karar verdi.

Jack decided to cancel the reservations.

Jack umutsuzluk içinde işinden istifa etti.

Jack resigned from his job in despair.

Jack matematik testinde hiç hata yapmadı.

Jack made no mistakes in the math test.

Jack bana kirli bir oyun oynadı.

Jack played a dirty trick on me.

Jack bizim için yemek pişirmekle meşgul.

Jack is busy cooking for us.

Jack, istemediğim halde beni oraya gönderdi.

Jack made me go there against my will.

Jack orada sık sık koşuya giderdi.

Jack would often go jogging there.

Jack altı yıldır New York'ta yaşıyor.

Jack has been living in New York for six years.

Jack elli mil yürümekten dolayı yorgundu.

Jack was tired from having walked fifty miles.

Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?

Who was at the party beside Jack and Mary?

Jack, Jill ve Alice tepeye tırmandılar.

Jack, Jill and Alice went up the hill.

Jack ve Bill çok iyi arkadaşlardı.

Jack and Bill were very good friends.

Jack davasından kazandığı parayla refah içinde yaşayabilmeli.

With the money Jack won from his lawsuit, he should be able to live on easy street.

Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.

When Mary entered the room, Jack suddenly stopped talking.

Birdenbire, Jack kendisine ne olduğunu fark etti.

Suddenly, Jack realized what had happened to him.

Jack arabanın tekerleğinin nasıl değiştirileceğini bana anlattı.

Jack explained to me how to change the wheel of the car.

Jack, şimdi ya Londra'da ya da Paris'te.

Jack is now either in London or Paris.

Jack gezisi hakkındaki hikayeleri ile beni sıkıyor.

Jack bores me with stories about his trip.

Jack kötü düşüncelerle dolu kötü bir oğlan.

Jack is an evil boy full of evil ideas.

Tom pencereye bir Jack bataklık feneri koydu.

Tom put a Jack-o'-lantern in the window.

- Jack, evde bir kedi ve bir papağan bakıyor.
- Jack, evde bir kedi ve bir papağan besliyor.

Jack keeps a cat and a parrot at home.