Translation of "Gidebilecek" in English

Tom yakında eve gidebilecek.

Tom will soon be able to go home.

Sadece bilimsel araştırma amaçlı insanlar gidebilecek

only scientific research people can go

Ters gidebilecek her şey ters gitti.

Everything that could go wrong has gone wrong.

Neredeyse yanlış gidebilecek her şey yanlış gitti.

Almost everything that could go wrong did.

Özellikle de ters gidebilecek şeylere karşı ilgim var:

In particular, I'm interested in all that can go wrong:

Onunla ilgili ters gidebilecek bir sürü şey var.

There are a lot of things that could go wrong with that.

Bunun nedeni ters gidebilecek bütün o şeylere odaklanmış olmandır

it's because you’re focused on all the things that could go wrong,

Şu an ben evime alışveriş yapmayı düşünüyorum ve gidebilecek bir market bulamıyorum. Güvenli değil çünkü.

I am thinking of shopping at my house right now and I cannot find a market to go to. Because it's not safe.