Translation of "Geçiriyorum" in English

0.018 sec.

Examples of using "Geçiriyorum" in a sentence and their english translations:

Zaman geçiriyorum.

I'm killing time.

- Harika vakit geçiriyorum.
- Çok güzel zaman geçiriyorum.

I'm having a very good time.

Tatilimi sahilde geçiriyorum.

I'm spending my holiday on the beach.

İyi zaman geçiriyorum.

- I'm having a good time.
- I am having a good time.

Akşamları Tom'la geçiriyorum.

I've been spending evenings with Tom.

Soğuk algınlığı geçiriyorum.

I'm coming down with a cold.

Günü konuşarak geçiriyorum.

I spend the day talking.

Dışarıda zaman geçiriyorum.

I've been spending time outside.

- Krizdeyim.
- Kriz geçiriyorum.

I'm having a crisis.

- Ben harika zaman geçiriyorum.
- Ben harika bir zaman geçiriyorum.

I'm having an awesome time.

Kanada'da muhteşem zaman geçiriyorum.

I'm having a great time in Canada.

Tom'un defterlerini gözden geçiriyorum.

I've been going through Tom's notebooks.

Tom'un notlarını gözden geçiriyorum.

I've been going through Tom's notes.

Her sabahı Tom'la geçiriyorum.

I've been spending every morning with Tom.

Vaktimin çoğunu Boston'da geçiriyorum.

I spend most of my time in Boston.

Zor bir hafta geçiriyorum.

- I'm having a rough week.
- I'm having a hard week.

Harika bir zaman geçiriyorum.

I'm having a great time.

Zor bir gün geçiriyorum.

I'm having a rough day.

Kötü bir gün geçiriyorum.

I'm having a bad day.

Ben iyi vakit geçiriyorum.

- I'm having a good time.
- I am having a good time.

Tom ile vakit geçiriyorum.

I've been spending time with Tom.

- Ben çok zor bir zaman geçiriyorum.
- Çok zor bir zaman geçiriyorum.

I am having a very hard time.

Neden iyi bir gün geçiriyorum?

Why am I having a good day?

Neden kötü bir gün geçiriyorum?

Why am I having a bad day?

Sık sık kulak enfeksiyonu geçiriyorum.

I often have ear infections.

Tom'un çizelgesini tekrar gözden geçiriyorum.

I've been going over Tom's chart.

Tom'un dosyasını tekrar gözden geçiriyorum.

I've been going over Tom's file.

Tom'un notlarını tekrar gözden geçiriyorum.

I've been going over Tom's notes.

Tom'la çok fazla zaman geçiriyorum.

I've been spending too much time with Tom.

Gerçekten çok iyi vakit geçiriyorum.

I'm having a really good time.

Sadece kötü bir gün geçiriyorum.

I'm just having a bad day.

Ben bir kalp krizi geçiriyorum.

I'm having a heart attack.

Çok zor bir zaman geçiriyorum.

I'm having a very hard time.

Boston'da burada harika zaman geçiriyorum.

I'm having a wonderful time here in Boston.

Burada Vancouver'da harika zaman geçiriyorum.

I'm having a wonderful time here in Vancouver.

Boston'da burada iyi vakit geçiriyorum.

I'm having a good time here in Boston.

Gerçekten harika bir zaman geçiriyorum.

I'm having a really great time.

Zamanımın çoğunu Tom ile geçiriyorum.

I spend most of my time with Tom.

Onu yaparken zor zaman geçiriyorum.

I've been having a hard time doing that.

Zamanımın çoğunu seni düşünerek geçiriyorum.

I spend most of my time thinking about you.

Ben çok zor bir zaman geçiriyorum.

- I am having a very hard time.
- I'm having a very hard time.

Bugün çok zor bir zaman geçiriyorum.

I'm having a very difficult time today.

- Ben eğleniyorum.
- Ben harika zaman geçiriyorum.

I'm having a blast.

Ben Noel arifesini ailemle birlikte geçiriyorum.

- I'm spending Christmas Eve with my family.
- I'll be spending Christmas Eve with my family.

Sanırım her geçen gün evrim geçiriyorum.

- I think I am evolving day by day.
- I think I'm evolving day by day.

Son zamanlarda dışarıda çok zaman geçiriyorum.

Recently, I've been spending a lot of time outside.

''Neden kötü bir gün geçiriyorum'' veya '' neden iyi bir gün geçiriyorum'' sorularına verdiğiniz yanıtlar

"why am I having a good day?", or "why am I having a bad day?"

Bunun nasıl çalıştığını anlamada zor zaman geçiriyorum.

I'm having a hard time understanding how this works.

- Soğuk algınlığı yüzünden çöküyorum.
- Soğuk algınlığı geçiriyorum.

I'm coming down with a cold.

Günde birkaç saati web sayfamı düzenleyerek geçiriyorum.

I spend a few hours a day maintaining my website.

Ben karımla son derece zor zaman geçiriyorum.

I'm having an extremely hard time with my wife.

Bir iş bulurken çok zor zaman geçiriyorum.

I'm having a very hard time finding a job.

Arabamın parçalarını bulmakta çok zor zaman geçiriyorum.

I'm having a very hard time finding parts for my car.

Aptalca şeyler yaparak çok fazla zaman geçiriyorum.

I spend too much time doing stupid things.

Ben sık sık bu sorunu aklımda gözden geçiriyorum.

I constantly went over this problem in my mind.

Zamanımı çalışıyor olmam gerekirken pencereden dışarıya bakarak geçiriyorum.

I spend my time looking out of the window when I should be working.

- Zor bir zaman geçiriyorum.
- Zor bir zaman yaşıyorum.

I've been having a rough time.

Tom'a ev ödevini yaptırmak için zor zaman geçiriyorum.

I'm having a hard time getting Tom to do his homework.

Ayakta durarak geçirdiğimden daha çok oturarak zaman geçiriyorum.

I spend more time sitting than standing.

- Bunu açıklamakta zorlanıyorum.
- Bunu açıklarken zor bir zaman geçiriyorum.

I'm having a hard time explaining this.

- Aynamın önünde çok fazla vakit harcıyorum.
- Aynamın önünde çok fazla zaman geçiriyorum.

I spend too much time in front of my mirror.