Translation of "Görevli" in English

Görevli cankurtaran yok.

There's no lifeguard on duty.

- Görevli kim?
- Kim görevde?

Who's on duty?

- Polis görevli değildi.
- Polis görev dışındaydı.

The policeman was off duty.

Fuarda görevli olmak için başvuruda bulundum.

I applied to be an attendant at the exposition.

- Tom görevde mi?
- Tom görevli mi?

Is Tom on duty?

İsyan başladığında sadece görevli tek müdür vardı.

There was only one warden on duty when the riot started.

Tüm elektronik cihazlar görevli tarafından kontrol edilmelidir.

All electronic devices must be checked with the guard.

- Görevli memur arkasından yaşlı bir adamın geldiğini hissetti.
- Görevli polis memuru, ardından gelen yaşlı bir adamı algıladı.

The police officer on duty sensed an elderly man coming up behind him.

- Tom bu gece nöbetçi.
- Tom bu gece görevli.

Tom is on duty tonight.

İçeriye giren bayan ve köpeği kapıda görevli tarafından durduruldu.

The lady and her dog that were entering at the gate were stopped by the gatekeeper.

- Bu gece görevli değil misin?
- Bu gece görevde değil misin?

Aren't you on duty tonight?

- O, Amerikan büyük elçiliğinde diplomattır.
- O, Amerikan elçiliğinde görevli bir diplomat.

He is a diplomat at the American Embassy.

1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband.