Translation of "Elektronik" in English

0.011 sec.

Examples of using "Elektronik" in a sentence and their english translations:

Bir elektronik mağazasında çalışırdım.

I used to work in an electronics store.

Elektronik posta adresin nedir?

What's your e-mail address?

Bu elektronik bir zar.

This is an electronic die.

Elektronik hakkında bir şey bilmez.

- He knows nothing about electronics.
- He doesn't know anything about electronics.

Üniversiteye elektronik eğitimi için girdi.

He entered the college to study electronics.

Az önce elektronik postanı aldım.

I just got your email.

Sana bir elektronik posta gönderdim.

- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Tom elektronik alanında ihtisas yaptı.

Tom majored in electronics.

Onlar ortamı elektronik müzikle yorumluyor.

They interpret ambient electronic music.

Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.

Electronic commerce began to spread rapidly.

En sevdiğin elektronik marka nedir?

What's your favorite brand of electronics?

Clive bir elektronik mühendisi olmak istiyor.

Clive wants to be an electronic engineer.

Elektronik haber medya temel bilgi kaynağımızdır.

Electronic news media is our primary source of information.

Masamın üzerinde birçok elektronik cihaz vardır.

On my desk there are many electronic devices.

Tom bir elektronik müzik festivaline gitti.

Tom went to an electronic music festival.

O elektronik hakkında hiçbir şey bilmiyor.

- He knows nothing about electronics.
- He doesn't know anything about electronics.

Elektronik mağazasına yeni buzdolabı almaya gittim.

I went to the electronics store to buy a new refrigerator.

Biz de bunu çiplerimizle elektronik olarak yapıyoruz;

We're doing that electronically with our chips,

elektronik ticaret ve endüstriyel zekaya dayalı bir

general, which are things that the world is currently addicted to and is experiencing a boom similar to the

Son yıllarda elektronik bilgisayarlar giderek önemli olmuştur.

In recent years electronic computers have become increasingly important.

İlk elektronik bilgisayarlar 1945 yılında faaliyete geçti.

The first electronic computers went into operation in 1945.

İlk elektronik bilgisayar 1941 yılında ülkemizde üretildi.

The first electronic computer was produced in our country in 1941.

Tüm elektronik cihazlar görevli tarafından kontrol edilmelidir.

All electronic devices must be checked with the guard.

Tom bir elektronik firmasında bir ofis yöneticisidir.

Tom is an office administrator at an electronics company.

Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilirler.

Electronic components can be cleaned by using pure isopropyl alcohol.

Mekanik cihazlar, elektronik olanlara göre daha güvenilirdir.

Mechanical devices are more reliable than electronic ones.

Elektronik bileşenler saf izopropil alkol kullanarak temizlenebilir.

Electronic components can be cleaned using pure isopropyl alcohol.

Yeni bir elektronik cihaz serbest bırakıldığında herkes deliriyor.

When a new electronic device is released, everyone goes crazy.

Elektronik sigaradan çıkan duman miktarı hiç fena değil.

The amount of smoke that comes out of an electronic cigarette isn't bad at all.

Polis Dan üzerinde fiziksel ve elektronik gözetim gerçekleştirdi.

Police conducted physical and electronic surveillance on Dan.

- Bir elektronik mağazasında çalışırdım.
- Bir çıncalık mağazasında çalışırdım.

I used to work in an electronics store.

Geçmişi bilmem ama, şimdi faksımız ve elektronik postalarımız var.

I don't know about the past, but now we have faxes and emails.

Bu elektronik sözlük hakkında iyi şey taşımasının kolay olmasıdır.

The good thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry.

İlk tam elektronik bilgisayar geçen yüzyılın ortasına yakın geliştirilmiştir.

The first fully electronic computer was developed near the middle of the last century.

Wimbledon'da şimdi, servis atışlarını değerlendiren özel elektronik aletler var.

At Wimbledon there are now special electronic machines to judge the serves.

Cezayir yakında yüksek teknoloji ürünü elektronik bileşenler üretiyor olacak.

Algeria will soon be producing high-tech electronic components.

Amazon, sevgili izleyici, dünyanın en büyük elektronik ticaret şirketi ama

Amazon is, dear viewer, the biggest e-commerce company in the world, but… oh, there is

Elektronik terazideki bir arıza nedeniyle yetkililer işyerine para cezası verdi.

The authorities fined the shop because of a disorder in the electronic balance.

- Sana bir e-posta gönderdim.
- Sana bir elektronik posta gönderdim.

- I sent you an e-mail.
- I sent you an email.
- I sent an email to you.

Şu anda bir bilgisayara takılı elektronik klavyeyi kullanarak yazı yazıyorum.

Right now I am typing using electronic keyboard which plugged into a computer

Kim posta yoluyla mektup gönderir ki? Bu günlerde elektronik postamız var.

- Who sends letters by mail? These days we have e-mail.
- Who sends letters by mail? These days we have electronic mail.

Bu el kitabı yalnızca elektronik olarak mevcuttur. Basılı bir versiyonu yoktur.

This manual is only available electronically. There is no printed version.

Bu elektronik sözlüğün işe yarar şeylerinden biri herhangi bir yere kolaylıkla taşınabilmesidir.

The convenient thing about this electronic dictionary is that it's easy to carry anywhere.

- Bana Tom'un e-posta adresini söyle.
- Bana Tom'un elektronik posta adresini söyle.

Tell me Tom's email address.

Ve bu sadece lafın gelişi değil. Diyelim ki elektronik ticaretin tartışılmaz lideri Amazon'u

And it is not just a figure of speech: let’s imagine that you wanted to buy Amazon, which

"Tom, bana elektronik sözlüğünü ödünç verir misin?" "Evet, sorun yok. Buyur bakalım." "Teşekkür ederim."

"Tom, could you lend me your electronic dictionary?" "Yeah, no problem. Here you go." "Thank you!"

Zaten birkaç yıl önce gazeteleri kağıda basılı olarak almaya son verdim. Onları yalnızca elektronik formatta okuyorum.

I stopped buying newspapers in paper form a few years ago already; I only read them in electronic format.

Tom elektronik sigara içmenin sigara içmekten daha güvenilir olduğunu düşünüyor ama Mark o kadar emin değil.

- Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary's not so sure.
- Tom thinks vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary isn't so sure.
- Tom thinks that vaping is safer than smoking cigarettes, but Mary isn't so sure.

Elektronik sigaralar, tütüne karşı sağlıklı bir alternatif olarak teşvik ediliyor ama sağlık otoriteleri, kullanıcılar üzerindeki uzun vadeli etkilerine dikkat çekiyor.

E-cigarettes are being promoted as a healthy alternative to tobacco cigarettes, but health authorities are concerned about the long-term health effects on users.