Translation of "Gömleğinin" in English

Gömleğinin düğmesi düşüyor.

Your shirt button is coming off.

Gömleğinin düğmelerini açtı.

He unbuttoned his shirt.

Gömleğinin kollarını sıvadı.

Tom rolled up his shirt sleeves.

Gömleğinin rengini beğeniyorum.

I like the color of your shirt.

O, gömleğinin düğmelerini açtı.

She unbuttoned her shirt.

Gömleğinin içi dışına dönmüş.

Your shirt's on inside out.

Sami gömleğinin kollarını kesti.

Sami cut the sleeves of his shirt off.

Tom pantolonunu gömleğinin içine soktu.

Tom tucked his shirt into his pants.

Tom gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

Tom started to unbutton his shirt.

Gömleğinin eksik bir düğmesi var.

Your shirt has a button missing.

Tom, gömleğinin üst düğmesini açtı.

- Tom unbuttoned the top button of his shirt.
- Tom unbuttoned his top shirt button.

Tom gömleğinin üzerine şarap döktü.

Tom spilled wine on his shirt.

Tom gömleğinin üstüne çorba döktü.

Tom spilled soup on his shirt.

Tom'un gömleğinin üzerinde kan lekeleri vardı.

Tom's shirt had blood stains on it.

- Gömleğinin düğmeleri açık.
- Gömleğin ilikli değil.

Your shirt is unbuttoned.

Tom kravatını çıkardı gömleğinin düğmelerini açmaya başladı.

Tom took off his tie and started unbuttoning his shirt.

Tom'un gömleğinin önü bir kurşun yarasından kan ile boyandı.

The front of Tom's shirt was stained with blood from a gunshot wound.

Onun yeni gömleğinin mavi kot pantolonu ile gideceğini bilmiyorum.

I don't know if her new shirt will go with her blue jeans.

Tom gömleğinin cebinden küçük bir zarf aldı ve onu Mary'ye verdi.

Tom took a small envelope from his shirt pocket and gave it to Mary.