Translation of "Dönmüş" in English

0.005 sec.

Examples of using "Dönmüş" in a sentence and their english translations:

Tom dönmüş.

Tom's returned.

Dünya tersine dönmüş.

[Pepe] The world is upside down.

Sözünden dönmüş olamaz.

She cannot have broken her promise.

Leyla şimdi dönmüş.

Layla is back now.

Tom şimdi dönmüş olmalıydı.

Tom should be home now.

O şaşkına dönmüş görünüyordu.

He looked nonplussed.

Karanlık çökmeden dönmüş ol.

Be back before it gets dark.

Gömleğinin içi dışına dönmüş.

Your shirt's on inside out.

Tom Boston'dan dönmüş olmalı.

Tom must be from Boston.

Tom Boston'dan dönmüş sanırım.

- I think Tom is back from Boston.
- I think that Tom is back from Boston.

Tom serseme dönmüş görünmüyordu.

Tom didn't seem stunned.

Bu akşam dönmüş olurum.

I'll be back this evening.

Yakında dönmüş olmamız gerek.

We ought to be back soon.

- Yediye kadar dönmüş olacağım, söz veriyorum.
- Vallahi yediye kadar dönmüş olacağım.

I'll be back by seven, I promise.

- Endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyin, on ikiden önce dönmüş olacağım.
- Endişelenmeyiniz, on ikiden önce dönmüş olacağım.

Don't worry, I'll be back before twelve.

Tom şimdiye kadar dönmüş olmalı.

Tom should be back by now.

Gece yarısına kadar dönmüş olurum.

I'll be back by midnight.

Tom kendini şaşkına dönmüş buldu.

Tom found himself bewildered.

Ailemle birlikte dönmüş olmak istiyorum.

I want to be back with my family.

Tom daha önce dönmüş olabilirdi.

- Tom could've been back sooner.
- Tom could have been back sooner.

Bir saat içinde dönmüş olacağım.

I'm going to be back in an hour.

Yarın öğleden sonra dönmüş olurum.

I'll be back tomorrow afternoon.

Saat 2.30 civarı dönmüş olurum.

I'll be back around 2:30.

Belki Tom yakında dönmüş olacak.

Maybe Tom will be back soon.

Saat 2.30'da dönmüş oluruz.

We'll be back at 2:30.

Üç buçuk gibi dönmüş olur.

He should be back by 3:30.

Tom yarın Boston'a dönmüş olacak.

Tom will be back in Boston tomorrow.

Endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.

Don't worry, I'll be back before twelve.

- Yakında geri döneceğim.
- Yakında dönmüş olurum.

- I will be back soon.
- I'll be back soon.
- I'll come back soon.
- I'll be back right away.

Her şey normale dönmüş gibi görünüyor.

It looks like everything's back to normal.

Çok şanslı ki o imalathaneden dönmüş.

Mostly likely, he's come back from the workshop.

Biz kısa süre içinde dönmüş olacağız.

We'll be back shortly.

Echo annesinin dönmüş olmasından çok mutluydu.

Echo was very happy that his mother had returned.

Yediden önce hiç eve dönmüş müydün?

Have you ever returned home before seven?

Tom bir saat içinde dönmüş olacak.

Tom will be back in an hour.

Tom gelecek pazartesi Boston'dan dönmüş olacak.

Tom will be back from Boston next Monday.

Tom'un Avustralya'ya dönmüş olmasından çok memnunum.

- I love the fact Tom is back in Australia.
- I love the fact that Tom is back in Australia.

Bir saat içinde mutlaka geri dönmüş olacağım.

I'll be back in one hour without fail.

Savanadaki bir safariden henüz dönmüş gibi görünüyorsunuz.

You look you've just returned from a safari in the savannah.

Bir saat içinde buraya dönmüş olmam gerekir.

I should be back here in about an hour.

Sami'nin o zamana kadar dönmüş olması gerekirdi.

Sami was supposed to be back by then.

- Yarın akşam döneceğim.
- Yarın akşama dönmüş olurum.

I'll be back tomorrow evening.

Burdan çıkmış efendim sürekli batıya gitmiş dönmüş gelmiş

Out of here, sir, he went to the west all the time, he came back

Saat 2.30'a kadar dönmüş olacağını düşünmüyor musun?

- Don't you think you'll be back by 2:30?
- Don't you think that you'll be back by 2:30?

Tom'un öğle yemeği vaktine kadar dönmüş olması gerekiyordu.

Tom is supposed to be back by lunchtime.

- Pazartesi günü dönmeyi umuyorum.
- Pazartesi dönmüş olmayı umuyorum.

I hope to be back by Monday.

- Tom yakında Avustralya'dan dönecek.
- Tom yakında Avustralya'dan dönmüş olacak.

Tom will be back from Australia soon.

Ve çok daha az iş yeri geri dönmüş olacak.

And there will be way fewer jobs to come back to.

Yaşadığı şeyden sonra daha iyi ve daha cesur dönmüş biri.

returning better and braver for what you're been through.

Eğer doğuya, yani ters yöne gitseydik başladığımız yere dönmüş olurduk.

If we'd gone east in the other direction, we'd be heading back to where we started.

- Tom son derece sıska.
- Tom çok çiroz.
- Tom İskeletor'a dönmüş.

Tom is awfully skinny.

- Tom'un kollarında birçok yara izi var.
- Tom'un kolları tarlaya dönmüş.

Tom has several scars on his arms.

- Tom bir iki gün içinde dönecek.
- Tom birkaç güne dönmüş olur.

Tom is going to be back in a day or two.

Eğer her şey plana göre giderse, yarın gece eve tekrar dönmüş olmalıyım.

- If all goes to plan, I should be back home again tomorrow night.
- If everything goes according to plan, I should be back home again tomorrow night.

- O iki cami arasında kalmış beynamaza dönmüş.
- O iki cami arasında kalmış bir beynamaz.

He is in limbo.

Çok geçmeden, yanmakta olan köy ve arazilerden çıkan duman bulutları ve kömüre dönmüş Batı Arretium toprakları...

Soon enough, plumes of smoke from burning villages and fields dot the land west of Arretium,