Translation of "Fırtınalı" in English

Fırtınalı ...

- has skyrocketed…

Hava fırtınalı.

- It's stormy.
- The weather is stormy.

Gökyüzü fırtınalı görünüyor.

The sky looks angry.

Hava fırtınalı olacak.

It's going to be ugly.

Gemi fırtınalı denizde battı.

The ship foundered in the stormy sea.

Fırtınalı olabilme riski var.

There is a risk that it may become stormy.

Bizim fırtınalı bir zamanımız oldu.

We had a rough time.

Fırtınalı denizlerde onu deniz tuttu.

She became seasick in rough seas.

Fırtınalı olacak. Ertelemesek iyi olur.

It's going to be stormy. We had better not delay.

Karanlık ve fırtınalı bir geceydi.

It was a dark and stormy night.

Biz fırtınalı denizde teknenin savrulduğunu gördük.

We saw the boat tossing on the stormy sea.

Bu fırtınalı havanın devam etmeyeceğini umuyorum.

I hope this stormy weather won't go on.

Fırtınalı bir gündü ve kar hızlı yağıyordu.

It was a stormy day, and the snow was falling fast.

Umarım bu fırtınalı havalar daha fazla sürmez.

I hope this stormy weather won't go on.

Bu fırtınalı yaz gecelerinde uykuya dalmak zordur.

It's hard to fall asleep on stormy summer nights.

Bugün bölgemiz için fırtınalı hava tahmini yapılıyor.

Wild weather is forecast for our region today.

Bence fırtınalı bir havada dağa tırmanmak tehlikelidir.

I think it's dangerous to climb a mountain on a day when it's stormy.

Leyla ve Sami, fırtınalı bir evliliğe sahiptiler.

Layla and Sami had a tumultuous marriage.

Dan'in Linda ile çok fırtınalı bir ilişkisi vardı.

Dan had a very stormy relationship with Linda.

Onun bu fırtınalı havada dışarı çıkması için deli olması gerekir.

He must be crazy to go out in this stormy weather.

- Bu fırtınada araba kullanmak istemiyorum.
- Bu fırtınalı havada araba sürmek istemem.

I don't want to drive in this storm.