Translation of "Evlerini" in English

Evlerini sattılar.

They sold their house.

Evlerini kaybettiler.

They lost their house.

Evlerini burada görebiliriz.

We can see their home here.

Jacksonlar evlerini boyattı.

The Jacksons had their house painted.

İnsanlar evlerini kaybediyor.

People are losing their homes.

- Onlar hızla evlerini terk ettiler.
- Evlerini hemen terk ettiler.

They left their house quickly.

Evlerini parlak sarıya boyadılar.

They painted their house bright yellow.

Maria bize evlerini gösterdi.

Maria showed us their home.

Binlerce insan evlerini kaybettiler.

Thousands lost their homes.

Çift evlerini satışa çıkardı.

The couple put their house on the market.

Mary bebek evlerini sever.

Mary likes doll houses.

Birçoğu depremde evlerini kaybetti.

That cafe has a pretty good breakfast special.

Evlerini terk etmek istemiyorlardı.

- They didn't want to leave their houses.
- They didn't want to leave their house.

Ve ansızın evlerini görmeye başlıyorlar.

and suddenly, they feel sort of at home.

Smith ailesi evlerini beyaza boyattılar.

The Smiths had their house painted white.

İnsanlar birbirlerinin evlerini incelemeyi sever.

People love to inspect each other's houses.

Sanıyorumki evlerini satmak zorunda kalacaklar.

I think that they will need to sell their house.

Komşularımız evlerini satmak zorunda kaldılar.

Our neighbors were compelled to sell their houses.

Birçoğu depremden sonra evlerini kaybetti.

Many lost their homes after the earthquake.

Jackson'lar evlerini koyu kahverengiye boyattı.

The Jacksons had their house painted dark brown.

Tom ve Mary evlerini sattılar.

Tom and Mary have sold their house.

İnsanlar birbirlerinin evlerini kontrol etmeyi severler.

- People love to inspect each other's houses.
- People love to check out each other's houses.

Tom ve Mary evlerini satmaya çalışıyorlar.

Tom and Mary are trying to sell their house.

Ben bazen arkadaşlarımın evlerini ziyaret ederim.

I sometimes visit my friends' homes.

Yerleşimciler evlerini nehir boyunca inşa etti.

The settlers built their homes along the river.

Tom ve Mary eski evlerini yıktırdı.

Tom and Mary had their old house torn down.

Thomas ve Marie evlerini tümüyle restore ediyorlar.

Thomas and Marie are entirely renovating their home.

Şimdi bir sürü insan evlerini satmaya çalışıyorlar.

A lot of people are now trying to sell their houses.

Mali kriz sırasında milyonlarca Amerikalı evlerini kaybetti.

Millions of Americans lost their homes during the financial crisis.

Kendi evlerini almak için birçok fedakarlık yaptılar.

They made many sacrifices to get their own house.

Tom ve Mary kendi evlerini inşa ettiler.

Tom and Mary built their own house.

Çift, evlerini dekore etmek için çok para harcadı.

The couple spent a lot of money on furnishing their house.

Tom ve Mary geçen yıl evlerini restore ettiler.

Tom and Mary renovated their house last year.

Tom ve Mary ucuz mobilya ile evlerini döşediler.

Tom and Mary furnished their house with inexpensive furniture.

Bir apartman inşa etmek için eski evlerini yıkmaya karar verdiler.

They decided to demolish their old house in order to build an apartment complex.

Tom ve Mary evlerini satın alabilmek için para ödünç aldılar.

Tom and Mary borrowed money to buy their house.

evlerini boşaltmak ve göç etmek zorunda kalacak . Güneydoğuda yer alan ve

disappear from the face of the earth. Such as Bangladesh, which is located in the southeast and