Translation of "Insan" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Insan" in a sentence and their chinese translations:

İnsan ölümlüdür.

人固有一死。

Giysi insan yapar.

人要衣裝。

Sokaklar insan dolu.

街道上擠滿了人。

Her insan özeldir.

每个人都很特别。

İnsan ölmeye mahkûmdur.

人注定要死的。

Yeterince insan yok!

人数不够啊!

- Tokyo'da her çeşit insan yaşar.
- Tokyo'da her türlü insan yaşıyor.
- Tokyo'da her türde insan yaşar.

各式各樣的人住在東京。

İnsan konuşabilen tek hayvandır.

人类是唯一能够彼此交谈的动物。

Binlerce insan açlıktan öldü.

數千人死於飢餓。

Çok sayıda insan vardı.

那里人好多。

Çoğu insan, öyle düşünüyor.

大部分的人是這麼想的。

O, birçok insan tanıyor.

他认识很多人。

Parkta çok insan var.

公园里有很多人。

Çok sakin bir insan.

她是一個很安靜的人。

O birçok insan tanır.

他认识很多人。

İnsan, konuşan tek hayvandır.

人类是唯一彼此交谈的动物。

Bir sürü insan vardı.

有很多人。

İnsan dokusu hücrelerden oluşur.

人体的组织是由细胞构成的。

Babam iyi bir insan.

我的父亲是个好人。

İnsan konuşabilen tek hayvan.

人是唯一会说话的动物。

Bir insan geçmişinden kaçamaz.

人無法逃避過去。

İnsan hayaller olmadan yaşayamaz.

沒有夢想,人不能生存。

Her insan bir dünyadır.

每个人都是一个世界。

Hata yapmak insan olmaktır.

犯錯乃人之常情。

İnsan aptallığı sınır tanımıyor.

人类的愚蠢行为艺无止境。

Dünyada birçok insan açtır.

世界上许多人很饥饿。

Binlerce insan Nome'ye koştu.

数以千计的人涌向了诺姆。

Binlerce insan işlerini kaybetti.

数千人失业。

İnsan sonsuza dek yaşayamaz.

人无法长生不死。

Binlerce insan yanıtı bilmek istedi.

成千上万的人想要知道答案。

Onlarca genç insan gösteriye katıldı.

几十个年轻人参加了示威游行。

Bu köpek neredeyse bir insan.

这条狗几乎是一个人。

Bu konserde çok insan var.

這場演唱會的人真多。

Birçok insan Tom'un başarısını kıskanıyor.

许多人嫉妒汤姆的成功。

Sanırım o yetenekli bir insan.

我覺得他是一個有能力的人。

Dünyada birçok insan açlıktan ölüyor.

世界上许多人很饥饿。

Jestler insan iletişiminde çok önemlidir.

在人类的交流活动中,身体语言非常重要。

Bu temel bir insan hakkıdır.

它是基本人权。

Orada çok sayıda insan var.

那裡人山人海。

İnsan dar bir yolda yürüyor.

他在一条狭窄的道路上走。

Dünyada her çeşit insan var.

林子大了什么鸟都有。

Onu kaç tane insan yapabilir?

有多少人能做?

Yüz binlerce insan işini kaybetti,

数十万人丢了工作

Çoğu insan aynı hataları yapar.

多数人会犯相同的错误。

O tür bir insan değilim.

我不是这种人。

Bir insan kendi annesini sevmelidir.

每個人都應該愛自己的母親。

İnsan ruh ve bedenden oluşur.

人是由靈魂和肉身組成的。

İnsan, ateşi kullanan tek hayvandır.

- 人是唯一会使用火的动物。
- 人类是唯一使用火的动物。

İnsan ateşi kullanan tek hayvan.

人类是唯一使用火的动物。

Orada çok fazla insan var.

那裡太多人了。

Stadyumda bir sürü insan vardı.

體育場裏人山人海。

Konserde çok fazla insan vardı.

演唱會上有許多人。

Papağanlar insan konuşmasını taklit eder.

鸚鵡懂得模仿人類說話。

Tom azla yetinen bir insan.

汤姆是个寡欲的人。

Konserde bir sürü insan vardı.

音乐会上有很多人。

Parkta bir sürü insan vardı.

公园里有很多人。

- Birçok insan sadece bir dil konuşuyor.
- Birçok insan yalnızca bir dil konuşuyor.

許多人只說一種語言。

Az sayıda insan yüz yaşına ulaşır.

很少人活到100岁。

Japonya'da bir sürü insan siyasete kayıtsız.

很多日本人对政治冷淡。

Hiçbir insan iki efendiye hizmet edemez.

没有人可以共侍二主。

İnsan doğası gereği sosyal bir hayvandır.

人生来就是社会的动物。

Kimse seni insan haklarından mahrum edemez.

沒有人能剝奪你的人權。

Her yaştan insan bu şarkıyı sever.

这首歌老少皆宜。

Onun dürüst bir insan olduğundan eminim.

我确定他是个老实人。

Büyük Durgunluk döneminde, birçok insan işsizdi.

回到大萧条时期 很多人丢了工作。

Dün mitinge çok az insan geldi.

参加昨天会议的只有几个人。

Bugünlerde birçok insan arabayla seyahat ediyor.

現在很多人開車去旅行。

Neden bu kadar çok insan var?

怎么这么多人。

Onu önemli bir insan olarak görüyoruz.

我們視他為重要人物。

Sanırım o çok nazik bir insan.

我覺得他是個十分親切的人。

Her gün milyonlarca insan açlıktan ölüyor.

每天有几百万人死于饥饿。

Dikkatsiz bir insan hata yapmaya eğilimlidir.

粗心大意的人很容易犯錯。

Kütüphanede her zaman birçok insan vardır.

图书馆里总是有很多人。

Eminim ki birçok insan yalan söyler.

很多人說那是謊話。

İnsan yaşamı dışbükeyse, onu optimize edebiliriz.

如果人生是凸的,那我们可以优化它。

Bir insan doğar doğmaz ölmeye başlar.

從出生的一刻開始,我們就在步向死亡。

İnsan er ya da geç ölecek.

人早晚会死。

Birçok insan onun nasıl yapılacağını bilmiyor.

很多人不知道怎么做。

- Beni "normal" bir insan gibi görmeyi bırak artık!
- Bana sıradan bir insan gibi davranma.

不要再把我当成“正常” 人!

Dünyada yaklaşık olarak 6 milyar insan var.

世界上的人口60亿左右。

İncil'de, " İnsan yalnız ekmek ile yaşamayacak " diyor.

圣经里有一句话,叫做“人不能只靠面包生活”。

Bir insan kaç yaşında olursa olsun, öğrenebilir.

不管一個人有多老,他都能學習。

Sadece bir avuç dolusu insan gerçeği biliyor.

知道真相的人只有幾個。

Bir insan ayda ilk kez yürüyüş yaptı.

那是人类第一次在月球上行走。

Pek çok insan amaçsızca hayatın içinde sürükleniyor.

许多人毫无目的地随波逐流。

Az sayıda insan 100 yaşına kadar yaşar.

很少人活到100岁。

Herkes onun iyi bir insan olduğunu söylüyor.

大家都說他是個好人。

Facebook'taki insan sayısı Abd nüfusundan daha fazladır.

Facebook的用戶比美國人口還多。

İnsan yaşamak için yer, yemek için yaşamaz.

人为生而食,非为食而活。

Burada her zaman çok insan var mı?

在这里一直有那么多人吗?

Bize yakın yaşayan pek çok insan var.

很多人住在我們的附近。

Ona inanabilirsin. O güvenilmez bir insan değil.

你可以相信他,他不是那種不守信用的人。

Keşke daha fazla insan aynı şekilde hissetse.

我希望更多人以相同的方式来感受。

Japonya'daki birçok genç insan kahvaltıda ekmek yer.

許多日本的年輕人吃麵包當作早餐。

Hiçbir şey insan olmak kadar zor değildir.

成为一个人是最难的。

İnsan vücudunun ısısı 37°C civarında gezinir.

人体的平均温度在37°C上下浮动。

Uzaktan bakıldığında taş bir insan yüzü gibi görünüyor.

从远看得话,这个石头看起来像人的脸。

- Geleceği varsa göreceği de var.
- İnsan ektiğini biçer.

- 種什麼因得什麼果。
- 活该。