Translation of "Engelli" in English

0.005 sec.

Examples of using "Engelli" in a sentence and their english translations:

Engelli misin?

Are you handicapped?

O, zihinsel engelli.

He is mentally handicapped.

Tom görme engelli.

Tom is visually impaired.

Ben engelli değilim.

I'm not an invalid.

Engelli insanlar acınmaya katlanamaz.

- Disabled people can't stand being pitied.
- Disabled people can't stand it when people pity them.
- Handicapped people can't stand being pitied.

Engelli otopark yeri mevcuttur.

Handicapped parking is available.

Şu zavallı kadın engelli.

That poor lady is disabled.

Engelli kaç kişi tanıyorsun?

How many people do you know with disabilities?

Tom'un engelli olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is handicapped.
- I know Tom is handicapped.

Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?

Would you rather be blind or be deaf?

Tom zihinsel engelli yetişkinlerle çalışır.

Tom works with mentally handicapped adults.

Tom duyma engelli, değil mi?

Tom is hard of hearing, isn't he?

Daha fazla engelli olmaya devam ettim.

I continue to get more disabled.

İşitme engelli bebekler hakkında ne düşünüyorsunuz?

What do you think about deaf babies?

Slaytta gördüğünüz gibi, işitme engelli bebeklerin

Well, as you can see from the slide behind,

Hikâye, özellikle zihinsel engelli insanlar iyidir,

the story, especially, that people with intellectual disabilities are good

Engelli insanlara yardım etmekten gerçekten hoşlanırım.

I really enjoy helping disabled people.

Tom Mary'nin görme engelli olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was blind.

Konuşma engelli insanlarla eğlenmek hoş değil.

- It's not nice to make fun of people with speech impediments.
- It isn't nice to make fun of people with speech impediments.

Fakat gittikçe daha ciddi şekilde engelli oldum.

but continued to become more severely disabled.

İnsanlar onlara acıdığında engelli insanlar buna katlanamaz.

Disabled people can't stand it when people pity them.

Hem Tom hem de John görme engelli.

Both Tom and John are blind.

Hem Mary hem de Julia görme engelli.

Both Mary and Julia are blind.

Görme engelli adam el yordamıyla çıkışa doğru gitti.

The blind man felt his way toward the exit.

Bazı işitme engelli insanlar işaret dili kullanmamayı seçiyor.

Some deaf people choose not to use sign language.

Engelli onu onların en iyi avukatı olarak düşündü

The disabled considered her their best advocate.

O zamanlar hayalim, işitme engelli bir film yapımcısı olmaktı.

And I had a dream at that time: I wanted to be a deaf filmmaker.

Kız kardeşim görme engelli çocuklar için bir okulda çalışıyor.

My sister works at a school for visually impaired children.

Dünya duyabilen insanlar için yaratıldı ama hayatım boyunca işitme engelli

The world was created for hearing people,

Sadece ben değil, tüm işitme engelli insanlar bu engelle yüzleşiyor.

And it's not just me, it's all deaf people who face these barriers.

Ya da diğer engelli olanlarımıza yardımcı ve destekleyici olacak teknoloji.

in order to make life equally challenging for everyone.

Tekerlekli sandalye bedensel engelli insanlara daha fazla hareket özgürlüğü verir.

Wheelchairs give people with physical disabilities more mobility.

Beni muayene ettiler ve orta derecede işitme engelli olduğum ortaya çıktı.

They assessed me, and they found that I was moderately deaf.

İzinsiz engelli bir bölgeye park etmek için ağır para cezası vardır.

There are heavy fines for parking in a disabled zone without a permit.

Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.

Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

It's the answer spoken by young and old, rich and poor, Democrat and Republican, black, white, Hispanic, Asian, Native American, gay, straight, disabled and not disabled. Americans who sent a message to the world that we have never been just a collection of individuals or a collection of red states and blue states. We are, and always will be, the United States of America.