Translation of "Zihinsel" in English

0.005 sec.

Examples of using "Zihinsel" in a sentence and their english translations:

zihinsel bir durumdur,

are states of mind;

zihinsel sağlık teşhisleri,

their mental health diagnoses,

O, zihinsel engelli.

He is mentally handicapped.

Tom zihinsel özürlü.

Tom is mentally handicapped.

O zihinsel dengesiz.

He's mentally unbalanced.

Sami zihinsel engelliydi.

Sami was mentally impaired.

Zihinsel olarak yorgun olmalısın.

You must be mentally exhausted.

Tom zihinsel yönden rahatsızdır.

Tom is mentally disturbed.

Kraliçe zihinsel olarak yetersizdir.

The queen is mentally incapacitated.

Tom'un zihinsel problemleri var.

Tom has mental problems.

- Leyla'nın zihinsel durumu kontrolden çıktı.
- Leyla'nın zihinsel durumu kontrol dışına çıktı.

Layla's mental state went out of control.

Aklımız uyumu, zihinsel uyumu hisseder.

our mind feels in harmony, the mental harmony.

zihinsel durumumuzun o anki halidir.

that determines our happiness or unhappiness.

zihinsel bir aktivite olduğunu söyleyebiliriz.

is a mental action.

Ve zihinsel mahremiyetimiz tehlikeye girecek.

and our mental privacy will be threatened.

Zihinsel bir uyarıma ihtiyacım var.

I need some mental stimulation.

Bu kadının zihinsel sorunları var.

This woman is mentally challenged.

Tom zihinsel engelli yetişkinlerle çalışır.

Tom works with mentally handicapped adults.

Başkan zihinsel hastalık belirtileri gösteriyor.

The president is showing signs of mental illness.

Zihinsel sağlığınız notlarınızdan daha önemlidir.

Your mental health is more important than your grades.

Mary zihinsel olarak kendini tekmeledi.

Mary mentally kicked herself.

Ama aslında zihinsel bir hastalığın başlangıcıymış

was actually the onset of mental illness,

Bu tuzağa zihinsel uyum yapbozu diyorum

I call this trap the mental harmony puzzle,

Böylece zihnimiz zihinsel uyum içinde hissedebilir

so it can feel in mental harmony.

Ama zihinsel bir mücadeleye neden olur.

but it is mental warfare.

Hikâye, özellikle zihinsel engelli insanlar iyidir,

the story, especially, that people with intellectual disabilities are good

Sanırım Tom zihinsel olarak hasta olabilir.

- I think Tom may be mentally ill.
- I think that Tom may be mentally ill.

Fadıl ciddi bir zihinsel rahatsızlıktan muzdaripti.

Fadil was suffering from a serious mental disorder.

Bunun için zihinsel olarak hazır değilim.

I'm not mentally prepared for that.

Dikkatinizi çekmek ve yaptığımın zihinsel bir içerikten

I will start with a cheap visual stunt to grab your attention,

çünkü anladım ki dünyanın zihinsel geleceği güvendeydi.

because I knew the world's intellectual future was safe.

Hava trafik kontrolörleri ağır zihinsel yük altındadırlar.

Air traffic controllers are under severe mental strain.

Tom zihinsel olarak değil fiziksel olarak oradaydı.

Tom was there physically, but not mentally.

Onun zihinsel seviyesi normal çocuğunkinden daha yüksektir.

His mental level is higher than the average boy's.

Tom Mary'nin zihinsel olarak hasta olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks Mary is mentally ill.
- Tom thinks that Mary is mentally ill.

O hem zihinsel hem de bedensel olarak sağlıklıdır.

He is sound in both mind and body.

Kadınlar sık sık zihinsel olarak erkeklerden daha güçlüdür.

Women are often mentally stronger than men.

O, zihinsel aritmetik yapmak için yeterince zeki değil.

He isn't smart enough to do mental arithmetic.

Bu zihinsel hastalığa sahip kişiler, kaygı bozukluğu, yeme bozukluğu

People who suffer from this mental illness also suffer from other mental disorders

Ve performansın zihinsel yönü hakkındaki düşüncelerimi sonsuza kadar değiştirdi.

and forever how I thought about the mental aspect of how we perform.

Yaşlı kadın doksan yaşında ama onun zihinsel yetenekleri etkileyici.

The old woman is ninety years old, but her cognitive abilities are impressive.

Zihinsel güç herhangi bir sporda başarı için çok önemlidir.

Mental strength is crucial for success in any sports.

Ve zihinsel bozukluklar gibi başka ruhsal rahatsızlıklara da sahip oluyor.

such as anxiety disorders, eating disorders, and mental disorders.

Ve bunun zihinsel uyum yapbozunun bir tuzağı olduğunu bile fark etmezdik.

and that is a trap of the mental harmony puzzle.

Tom ve Mary zihinsel sağlık sorunları olan oğullarıyla ilgili çok endişeli.

Tom and Mary are worried sick about their son, who has mental health problems.

Senin pek çok ama pek çok, bitmeyen zihinsel sorunlarına rağmen seni seviyorum.

I love you in spite of your many, but so many, infinite mental problems.

Disney filmlerini sevdiğini iddia eden kadınlar, birçok durumda zihinsel olarak acı çekiyorlar.

Women who claim to love Disney films are, in most cases, suffering mentally.

Savaş insanları sadece fiziksel olarak değil aynı zamanda zihinsel olarak da sakatlar.

War maims people, not only physically but also mentally.

- Sami ciddi zihinsel hastalık belirtileri göstermiyordu.
- Sami ciddi akıl hastalığı belirtileri göstermiyordu.

Sami wasn't showing the signs and symptoms of serious mental illness.

Sami'nin birçok zihinsel ve duygusal sorunu vardı ve onları alkolle tedavi ediyordu.

Sami had lots of mental and emotional problems and he treated them with alcohol.

Atletler sadece fiziksel olarak değil fakat aynı zamanda zihinsel olarak da güçlü olmalılar.

Athletes must be tough not only physically, but also mentally.

- Senin zihinsel bir problemin var mı?
- Senin bir ruh sağlığı sorunun var mı?

Do you have a mental problem?

Fadıl'ın çocukları, annelerinin zihinsel durumu nedeniyle büyükanne ve büyükbabaları ile birlikte yaşamaya başladılar.

Fadil's children went to live with their grandparents because of the mental state of their mother.

Yüksek düzeydekilerin emirlerine itaat ederken zihinsel gücüm askıya alınmış canlandırmada kaldı. Bu, orduda herkeste karakteristiktir.

My mental faculties remained in suspended animation while I obeyed the orders of the higher-ups. This is typical with everyone in the military.

Zihinsel sağlık sorunun mu var? Her zaman beni izliyorsun. Sen bir yetişkinsin o yüzden daha bağımsız ol.

Do you have a mental health problem? You're always following me around. You're an adult so be more independent.

"Ev" kelimesi bir çatısı ve tüten bacaları olan bir dikdörtgen binanın zihinsel görüntüsünü anımsatır, ki bu çimenlerle ve ağaçlarla çevrili olabilir ve mutlu bir aile tarafından oturulabilir.

The word "house" evokes the mental image of a rectangular building with a roof and smoking chimney, which may be surrounded by grass and trees and inhabited by a happy family.

Yaşama gücü yorulmadan zamanın geniş bir süreci için bir fiziksel veya zihinsel aktivite taşıma kapasitesidir. Sen sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürerek sağlıklı ve dengeli bir diyet tüketerek, eğitim tarafından yaşama gücünü artırabilirsin.

Stamina is the capacity to carry on a physical or mental activity for an extensive period of time without getting tired. You can increase your stamina by training, by maintaining a healthy lifestyle and by consuming a healthy and balanced diet.

Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.

The Paris syndrome is a type of culture shock. It's a psychiatric term used to describe foreigners who start living in Paris, drawn to the image of the city as a center of fashion, don't adapt well to the local customs and culture, lose their mental balance and exhibit symptoms close to depression.