Translation of "Eleştirdi" in English

Gazeteci politikacıyı eleştirdi.

The reporter criticized the politician.

Tom fotoğrafı eleştirdi.

Tom criticized the photo.

Tom, Mary'yi eleştirdi.

Tom criticized Mary.

Yoğun biçimde beni eleştirdi.

She was all over me.

Beni yoğun biçimde eleştirdi.

He was all over me.

Bazı insanlar kararımızı eleştirdi.

Some people criticized our decision.

Tom Mary'nin yaklaşımını eleştirdi.

Tom criticized Mary's approach.

Rakibini sert bir biçimde eleştirdi.

He criticized his rival severely.

O, George Washington'u bile eleştirdi.

He even criticized George Washington.

Tom herkesin önünde Mary'yi eleştirdi.

Tom criticized Mary in front of everyone.

Fabrikatörlere geldi doğrudan doğruya fabrikatörleri eleştirdi

came to the fabricators directly criticized the fabricators

Görevimi ihmal ettiğim için beni eleştirdi.

- He taxed me with neglect of duty.
- He criticized me for neglecting my duty.

Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.

He severely criticized the mayor.

Tom'un yaptığı her şeyi Mary eleştirdi.

Everything Tom did, Mary criticised.

Tom Mary'nin yaptığı her şeyi eleştirdi.

Tom criticized everything Mary did.

O, geç kaldığı için onu eleştirdi.

She criticized him for being late.

Ebeveynler ve dini liderleri onu eleştirdi.

Parents and religious leaders criticized him.

- Onun hiciv romanı, insan doğasının zaaflarını eleştirdi.
- Onun hiciv romanı, insan doğasının zayıf yönlerini eleştirdi.

His satirical novel criticized the foibles of human nature.

Tom, işi doğru yapmadığı için Mary'yi eleştirdi.

Tom criticized Mary for not doing the job correctly.

Birçok insan bunu yaptığım için beni eleştirdi.

A lot of people criticized me for doing that.

Tom, Mary'yi bunu yapma şeklinden dolayı eleştirdi.

Tom criticized Mary for the way she was doing that.

Tom Mary'yi bunu yapma tarzından dolayı eleştirdi.

Tom criticized Mary for the way she did that.

Tom, bunu yaptığınız için sizi hiç eleştirdi mi?

Has Tom ever criticized you for doing that?

O, bir taraftan raporumu methetti diğer taraftan onu eleştirdi.

On one hand he praised my report, but on the other hand he criticized it.

Tom'un patronu herhangi bir girişimi olmadığı için onu eleştirdi.

- Tom's boss criticised him for not having any initiative.
- Tom's boss criticized him for not having any initiative.

Wagram Savaşı'nın ilk gününde İmparator, Davout'u yavaş saldırısı nedeniyle eleştirdi.

On the first day of the Battle of Wagram, the  Emperor criticised Davout for his slow attack.  

- Cumhuriyetçi Parti liderleri Devlet Başkanı Hayes'i eleştirdiler.
- Cumhuriyetçi Parti liderleri Başkan Hayes'i eleştirdi.

Republican Party leaders criticized President Hayes.

O kötü huylu oldu, sürekli karısının yemeklerini eleştirdi ve midesindeki bir ağrıdan şikâyet etti.

He became bad-tempered, continually criticized his wife's cooking and complained of a pain in his stomach.