Translation of "Edildim" in English

0.015 sec.

Examples of using "Edildim" in a sentence and their english translations:

Davet edildim.

I was invited.

Harap edildim.

I was devastated.

Diskalifiye edildim.

I was disqualified.

Rencide edildim.

I was offended.

Tehdit edildim.

I was threatened.

İhanet edildim.

I've been betrayed.

Terfi edildim.

I've been promoted.

Dava edildim.

I've been sued.

Tedavi edildim.

I'm cured.

Hakaret edildim.

I was insulted.

Mahcup edildim.

I was scandalized.

Sınırdışı edildim.

I was deported.

Ben tahliye edildim.

I've been evicted.

Ben takdis edildim.

I've been blessed.

Kabul edildim mi?

Am I approved?

Ben terk edildim.

I got dumped.

Neden davet edildim?

Why was I invited?

Ben hipnotize edildim.

I was hypnotized.

Öğle yemeğine davet edildim.

I was invited to lunch.

Akşam yemeğine davet edildim.

I was invited to dinner.

Bugün okulda alay edildim.

- I was laughed at in school today.
- I got laughed at at school today.

Sachiko'nun partisine davet edildim.

I was invited to Sachiko's party.

Oraya gitmeye mecbur edildim.

I was compelled to go there.

Onların düğününe davet edildim.

I was invited to their wedding.

Ben de davet edildim.

I was also invited.

Tom'un partisine davet edildim.

I was invited to Tom's party.

Ben zaten ikna edildim.

I was already convinced.

Şartlı olarak tahliye edildim.

I'm on parole.

Bir arkadaşa davet edildim.

I've been invited over to a friend's.

Ben sadece terk edildim.

I just got dumped.

Ben çok alay edildim.

I got teased a lot.

Tom tarafından davet edildim.

I was invited by Tom.

Ben ölüme mahkum edildim.

I was sentenced to death.

Bunu yapmaya teşvik edildim.

I was tempted to do that.

Bunu yapmaya ikna edildim.

I got talked into doing that.

- Davet edildin.
- Davet edildim.

- I was invited.
- I've been summoned.

Ben bu partiye davet edildim.

I am invited to this party.

Bir batarya olmadan terk edildim.

I was left without a battery.

Ben de oraya davet edildim.

I've been invited there, too.

Onun açıklaması ile ikna edildim.

I was convinced by his explanation.

Onun suçlu olduğuna ikna edildim.

I was convinced that he was guilty.

Yarın bir partiye davet edildim.

I've been invited to a party tomorrow.

Tom'un suçlu olduğuna ikna edildim.

I was convinced Tom was guilty.

Bil bakalım? Üniversiteye kabul edildim.

Guess what? I've been accepted to university!

Babamın borcunu ödemekten berat edildim.

I was absolved from paying my father's debt.

Onun şarkı söylemesiyle mest edildim.

I was entranced by her singing.

Ben polis tarafından rahatsız edildim.

I was offended by the policeman.

Garson tarafından göz ardı edildim.

I was ignored by the waiter.

Onun doğum günü partisine davet edildim.

I was invited to her birthday party.

Yurtdışına gitmeye davet edildim ama istemiyorum.

I was invited to go abroad, but I don't want to.

Bu gece bir partiye davet edildim.

I'm invited to a party tonight.

Eski bir arkadaşım taradından davet edildim.

I was invited by an old friend.

Onun kaba davranışı tarafından rencide edildim.

I was offended by her crude manners.

Onun tarafından akşam yemeğine davet edildim.

I was invited to dinner by her.

Dün gece sivrisinekler tarafından rahatsız edildim.

I was harried by mosquitoes last night.

Ben bir pizza partisine davet edildim.

I was invited to a pizza party.

Hırsızlık nedeniyle üç yıl hapse mahkum edildim.

I was sentenced to three years for robbery.

Hem Tom hem de ben davet edildim.

- Tom and I were both invited.
- Both Tom and I were invited.

Bir sonraki seçimde formu doldurdum ve kabul edildim.

So the next selection, I filled out the application, and I got in.

Okuldan kaçmaya ve eve erken gitmeye teşvik edildim.

I was tempted to skip class and go home early.

Ben Tom'un düğününe davet edildim ama Mary edilmedi.

I've been invited to Tom's wedding, but Mary hasn't.

Bir giriş sınavına katılmak zorunda kalmadan okula kabul edildim.

I was admitted to school without having to take an entrance examination.

Cankurtaran henüz görevde olmamasına rağmen yüzmeye gitmeye teşvik edildim.

I was tempted to go swimming even though the lifeguard was not yet on duty.

Sizin gibi saygın grupların önünde konuşmak için davet edildim.

I've been invited to speak in front of esteemed groups such as yourselves.

Yurt dışında bir geziye davet edildim, ama ben gitmek istemiyorum.

I've been invited on a trip abroad, but I don't want to go.

- Ben sigarayı bırakmak için ikna edildim.
- Sigarayı bırakmaya ikna oldum.

I was persuaded to stop smoking.

Ben yurt dışına gitmek için davet edildim ama gitmek istemedim.

I was invited to leave for abroad, but I didn't want to go.

Resmi olarak Kraliçe'yle çay içmeye davet edildim. Ne yazık ki meşgulüm.

I have been formally invited to have tea with the Queen. Unfortunately I am busy.

- O, beni akşam yemeğine davet etti.
- Onun tarafından akşam yemeğine davet edildim.

She invited me to dinner.

2009'da işe başladığımızda, mağazanın şehirdeki en iyilerden biri olacağına ikna edildim.

When we started out in 2009, I was convinced that our store would become one of the best in the city.

Kötü hissediyordum, bu yüzden hastaneye kabul edildim. Fakat bende gerçekten sağlıksız bir şey olmadığı anlaşıldı.

I felt bad, so I was admitted into the hospital. However, it turned out that there was nothing really wrong with me.