Translation of "Edebileceğini" in English

Yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought you might help.
- I thought that you might help.

Yardım edebileceğini düşündük.

We thought you could help.

Yardım edebileceğini umuyordum.

I was hoping you could help.

Dans edebileceğini düşünmedim.

I didn't think that you could dance.

Yardım edebileceğini söyledi.

She said she might be able to help.

Tom'a yardım edebileceğini düşünüyorum.

I think you can help Tom.

Bana yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought you could help me.
- I thought that you could help me.

Tom'un yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought Tom could help.
- I thought that Tom could help.

Senin yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought you might be able to help.
- I thought that you might be able to help.

Bana yardım edebileceğini umuyorum.

I hope you can help me.

Bize yardım edebileceğini umuyorum.

I hope you can help us.

Bize yardım edebileceğini biliyorum.

- I know you can help us.
- I know that you can help us.

Bana yardım edebileceğini düşünüyorum.

I think you might be able to help me.

Bana yardım edebileceğini umuyordum.

- I was hoping you could help me.
- I was hoping that you could help me.

Bize yardım edebileceğini sanıyordum.

- I thought you could help us.
- I thought that you could help us.

Yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can help?

Tom yardım edebileceğini söyledi.

- Tom said you might be able to help.
- Tom said that you might be able to help.

Tom'un yardım edebileceğini düşünüyorum.

- I think Tom could help.
- I think that Tom could help.

Tom'un bize yardım edebileceğini düşünüyorum.

- I think Tom can help us.
- I think that Tom can help us.

Tom'un sana yardım edebileceğini düşünüyorum.

- I think Tom can help you.
- I think that Tom can help you.

Onu idare edebileceğini biliyoruz, Tom.

- We know you can handle it, Tom.
- We know that you can handle it, Tom.

Onların bize yardım edebileceğini söyledin.

You said that they could help us.

Tom'a yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can help Tom?

Belki bize yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought perhaps you could help us.
- I thought that perhaps you could help us.

Tom'un bize yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought Tom might be able to help us.
- I thought that Tom might be able to help us.

Tom'un bize yardım edebileceğini umuyorum.

I hope Tom can help us.

Tom'un Mary'yi idare edebileceğini biliyorum.

- I know Tom can handle Mary.
- I know that Tom can handle Mary.

Tom'un onu tamir edebileceğini umuyorum.

I hope Tom can fix it.

Nasıl yardım edebileceğini hâlâ anlamıyorum.

I still don't see how you can help.

Bana biraz yardım edebileceğini umuyorum.

I'm hoping you can give me some help.

Belki bunun yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought maybe this could help.
- I thought that maybe this could help.

Tom sana yardım edebileceğini düşünüyor.

- Tom thinks he may be able to help you.
- Tom thinks that he may be able to help you.

Tom bize yardım edebileceğini söylüyor.

Tom says he can help us.

Hâlâ Tom'un yardım edebileceğini düşünüyorum.

I still think Tom could help.

Belki bana yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought maybe you could help me.
- I thought that maybe you could help me.

Tom nasıl yardım edebileceğini sordu.

Tom asked how he could help.

Bize kimin yardım edebileceğini düşünüyorsun?

Who do you think will be able to help us?

Tom'un bize yardım edebileceğini sanmıyorum.

- I don't think Tom will be able to help us.
- I don't think that Tom will be able to help us.

Gerçekten yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you really think you could help?

Bize yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can help us?

Onlara yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can help them?

Bana yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can help me?

Ona yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can help him?

Tom Mary'ye yardım edebileceğini söyledi.

- Tom said he could help Mary.
- Tom said that he could help Mary.

Bu yüzden, dans edebileceğini düşünüyorsun.

So, you think you can dance.

Tom geleceği tahmin edebileceğini söylüyor.

Tom says he can predict the future.

Onu idare edebileceğini düşünüyor musun?

- Do you think you can handle it?
- Do you think that you can handle it?

Bunu tamir edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think you can fix this?

Tom'un bunu tamir edebileceğini umalım.

Let's hope Tom can fix this.

Tom'un Mary'ye yardım edebileceğini düşünüyorum.

- I think Tom can help Mary.
- I think that Tom can help Mary.

Tom bunu tamir edebileceğini söyledi.

- Tom said he could fix it.
- Tom said that he could fix it.

Tom bize yardım edebileceğini söyledi.

- Tom said he'd be able to help us.
- Tom said that he'd be able to help us.

Sanırım kimin yardım edebileceğini biliyorum.

I think I know who might be able to help.

Tom'un bana yardım edebileceğini umuyorum.

I hope Tom can help me.

Tom nasıl yardım edebileceğini bilmiyordu.

Tom didn't know how he could help.

Tom'un dans edebileceğini biliyor muydunuz?

Did you even know Tom could dance?

Tom'un bize yardım edebileceğini umuyordum.

I was hoping Tom would be able to help us.

Onun bana yardım edebileceğini umuyorum.

I'm hoping he can help me.

Bana yardım edebileceğini düşünmüyor musun?

Don't you think you'll be able to help me?

Tom'a yardım edebileceğini düşünmüyor musun?

Don't you think you can help Tom?

Tom, Boston’u ziyaret edebileceğini söyledi.

- Tom said he might visit Boston.
- Tom said that he might visit Boston.

Tom'un Mary'ye yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought Tom would be able to help Mary.
- I thought that Tom would be able to help Mary.

Tom bize yardım edebileceğini düşündü.

- Tom thought he could help us.
- Tom thought that he could help us.

Tom Mary'ye yardım edebileceğini düşündü.

- Tom thought he could help Mary.
- Tom thought that he could help Mary.

Tom Mary'ye yardım edebileceğini umuyordu.

- Tom was hoping he could help Mary.
- Tom was hoping that he could help Mary.

Tom Mary'ye yardım edebileceğini umuyor.

- Tom is hoping he can help Mary.
- Tom is hoping that he can help Mary.

Tom bugün bizeyardım edebileceğini düşünüyordu.

- Tom thought he'd be able to help us today.
- Tom thought that he'd be able to help us today.

Tom'un sana yardım edebileceğini sanmıyorum.

- I don't think Tom can help you.
- I don't think that Tom can help you.

Bana neden itaatsizlik edebileceğini düşünüyorsun?

Why do you think you can disobey me?

Tom'un sana yardım edebileceğini düşündüm.

- I thought Tom would be able to help you.
- I thought that Tom would be able to help you.

Tom'un bize yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom will be able to help us?

Tom'un buna itiraz edebileceğini düşünmüyor musun?

- Don't you think Tom might object to this?
- Don't you think that Tom might object to this?

Tom'un Mary'yi dansa davet edebileceğini düşündüm.

- I thought Tom might ask Mary to the dance.
- I thought that Tom might ask Mary to the dance.

Birinin bana şimdi yardım edebileceğini sanmıyorum.

- I don't think anybody can help me now.
- I don't think that anybody can help me now.
- I don't think anyone can help me now.
- I don't think that anyone can help me now.

Mary'ye eve kadar eşlik edebileceğini düşündüm.

- I thought you might walk Mary home.
- I thought that you might walk Mary home.

Bize kimin yardım edebileceğini merak ediyorum.

I wonder who can help us.

Tom bana senin yardım edebileceğini söyledi.

Tom told me you might be able to help.

Tom sana yardım edebileceğini düşündüğüm kişi.

Tom is the person I think can help you.

Tom'un onu yapmamıza yardım edebileceğini düşünüyorum.

- I think Tom can help us do that.
- I think that Tom can help us do that.

Bana bunda yardım edebileceğini düşünüyor musun?

- Do you think you could help me with this?
- Do you think that you could help me with this?

Onun bize yardım edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think he could help us?

Onu yapmama yardım edebileceğini düşünüyor musun?

- Do you think you can help me do that?
- Do you think you could help me do that?

Tom'un durumu idare edebileceğini düşünüyor musun?

Do you think Tom can handle the situation?