Translation of "Dans" in English

- Onlar dans ediyorlar.
- Dans ediyorlar.

- They're dancing.
- They are dancing.

Dans edemem.

- I can't dance.
- I'm not able to dance.

Dans edeceğiz.

- We'll dance.
- We're going dancing.

Dans et.

Shake a leg.

Dans nasıldı?

How was the dance?

Dans etmiyordum.

I wasn't dancing!

Dans eğlenceli.

Dancing is fun.

Dans ettim.

I danced.

Dans edebilirim.

I can dance.

Dans etmem.

I don't dance.

Dans etmeyeceğim.

I won't dance.

Dans ediyorlar.

They're dancing.

Dans ediyordum.

I was dancing.

Dans edin!

Dance!

Dans et!

Dance!

Dans ettiler.

They danced.

Dans etmek istersen, birlikte dans edelim.

If you want to dance, let's dance together.

- Dans etmediğimi biliyorsun.
- Dans etmediğimi bilirsin.

- You know I don't dance.
- You know that I don't dance.

- Dans edemem.
- Nasıl dans edeceğimi bilmiyorum.

- I can't dance.
- I don't know how to dance.
- I'm not able to dance.

- Neden dans etmiyorsun?
- Neden dans etmiyorsunuz?

Why aren't you dancing?

- Herkes dans etti.
- Herkes dans ediyordu.

- Everybody danced.
- Everyone danced.

- Dans etmek istiyor.
- O dans etmek istiyor.

She wants to dance.

- Saatlerce dans ettiler.
- Saatler boyunca dans ettiler.

They danced for hours.

- Dün dans ettim. Ben de daha önce dans ettim.
- Dün dans ettim. Daha önce de dans ettim.

I danced yesterday. I danced before too.

Dans etmeye gidelim.

- Let's go dancing, shall we?
- Why don't we go dancing?
- Let's go dancing.

Hadi dans edelim.

Let's dance.

Dans etmeyi seviyorum.

- I love to dance.
- I love dancing.

Dans edelim mi?

Shall we dance?

Niçin dans ediyorsun?

Why are you dancing?

O dans pistinde.

He's on the dance floor.

Dans etmekten usandım.

I'm tired of dancing.

Dans etmeyi severler.

They like to dance.

Birlikte dans ederiz.

We dance together.

Tom dans etti.

Tom danced.

Onlar dans edecek.

They'll dance.

Onlar dans etti.

They danced.

Onlar dans ediyorlar.

They are dancing.

Dans etmekten hoşlanırım.

I like to dance.

Dans etmeyecek misin?

Aren't you going to dance?

Aoi dans eder.

Aoi dances.

Dans dersi alıyorum.

I've been taking dancing lessons.

Tom dans edecek.

Tom will dance.

Dans etmeye gidiyoruz.

We're going dancing.

Neye dans ediyorlar?

What are they dancing to?

Onunla dans ediyordu.

He was dancing with her.

Dans ayakkabılarını getir.

Bring your dancing shoes.

Onlar dans ediyordu.

- They danced.
- They were dancing.

Dans etmeye çalıştım.

I tried to dance.

Onlar dans edemez.

They can’t dance.

İyi dans eder.

She dances well.

Onunla dans et!

Dance with her!

Ben dans ediyorum.

I'm dancing.

Biz dans ediyoruz.

We're dancing.

Tom dans ediyor.

Tom is dancing.

Dans etmeye başladılar.

They started dancing.

Benimle dans et.

Dance with me.

Dans eder misin?

Do you dance?

Dans edebildiğini bilmiyordum.

- I didn't know you could dance.
- I didn't know that you could dance.

Dans etmek yasak.

Dancing is prohibited.

Dans edelim, tatlım!

Let's dance, darling!

Bugün dans ediyoruz.

Today we dance.

Onlarla dans edeceğim.

I'll dance with them.

Onunla dans edeceğim.

I'll dance with him.

Dans etmemizi görmeliydin.

You should've seen us dance.

Dans etmemi görmeliydin.

You should've seen me dance.

Hepiniz dans ettiniz.

Y'all danced.

Sen dans ettin.

You danced.

Dans etmek istemiyorum.

I don't want to dance.

Meleklerle dans et.

Dance with angels.

Dans dersleri alıyorum.

I take dance lessons.

İyi dans ederiz.

We dance well.

Seninle dans etmiyorum.

I'm not dancing for you.

Dans arkadaşınız kim?

Who is your dance partner?

Dans etmeyi severim.

- I love to dance.
- I like to dance.

Yağmurda dans et!

Dance in the rain!

Dans ederek eğlendim.

I had fun dancing.

Dans ederek eğlendik.

We had fun dancing.

Tom'la dans etmedim.

I didn't dance with Tom.

Dans oldukça komik.

The dance is pretty hilarious.

Dans kariyerim bitmedi.

My dancing career isn't over.

Dans etmekten korkma.

Don't be afraid to dance.

Normalde dans etmem.

I don't normally dance.

Beni dans ettirme.

Don't make me dance.

Dans etmeyi sevmiyorum.

I don't like dancing.

Artık dans etmem.

I don't dance anymore.

Dans edeceğimi sanmıyorum.

- I don't think I'll dance.
- I don't think that I'll dance.