Translation of "Derinliklerine" in English

0.003 sec.

Examples of using "Derinliklerine" in a sentence and their english translations:

Hazine, denizin derinliklerine gömüldü.

The treasure was buried in the deepest part of the sea.

Besinlerindeki karbonu suyun derinliklerine taşıyorlar,

they bring carbon in their food into the deep waters,

Yerin altına, okyanusun derinliklerine saklayabiliriz.

in the soil, deep underground or in the oceans.

Tom'un botları karın derinliklerine battı.

Tom's boots sank deep into the snow.

Aya çarpabilir veya uzayın derinliklerine fırlatılabilir.

crash into the moon, or be hurled into deep space.

Kılıcını savurarak kendini savaşın derinliklerine attı

both hands.

Avcı dönmemek üzere ormanın derinliklerine gitti.

The hunter went deep into the forest, never to return.

Onlar düşman bölgesi derinliklerine doğru gitti.

They drove deep into enemy territory.

Çok şükür, o çatlağın derinliklerine inmeyi başardı.

And thank God she managed to get really deep in that crack.

Ve onu alıp puslu ormanın derinliklerine götürdü.

and just took her away, you know, into the misty forest.

Grande Armée, Rusya'nın derinliklerine doğru ilerlerken, Ney her zaman aksiyona yakındı

As the Grande Armée advanced deeper into Russia, Ney was always near the action – leading

Kendimi okyanusun derinliklerine batırmak istiyorum, ki orada gözden kaybolup bir daha asla görünmeyeyim.

I want to submerge myself in the ocean depths, and to disappear there so as to never be seen again.