Translation of "Dedesinin" in English

0.004 sec.

Examples of using "Dedesinin" in a sentence and their english translations:

Mary dedesinin hikayelerini dinledi.

Mary listened to her grandfather's stories.

Dedesinin ölümünün ardından ülkeden ayrıldı.

He left the country after his grandfather's death.

Tom dedesinin öldüğü gün doğdu.

Tom was born on the same day that his grandfather died.

O, dedesinin yaşadığı evde yaşıyor.

She lives in the house where her grandparents lived.

Sami dedesinin ilacını almaya gitti.

Sami went to get his grandfather's medicine.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.

Bebeğe dedesinin ismi olan Peter verildi.

The baby was named Peter after his grandfather.

Bebeğe dedesinin adı olan Alfred kondu.

The baby was named Alfred after his grandfather.

Bebeğe dedesinin adı olan Richard kondu.

The baby was named Richard after his grandfather.

Bu dedemin dedesinin bendeki tek resmi.

This is the only picture I have of my great-great-grandfather.

Tom'un sana dedesinin kemanını verdiğini duydum.

I heard Tom gave you his grandfather's violin.

Sami dedesinin mezarı başında Yasin okudu.

Sami recited Surah Yaseen at his grandfather's grave.

Tom dedesinin resmini şöminenin üstüne astı.

Tom hung his grandfather's picture over the fireplace.

- Ona dedesinin adı verildi.
- Adını dedesinden almış.

He was named after his grandfather.

Tom'un dedesinin kalp krizinden öldüğünü biliyor muydun?

- Did you know that Tom's grandfather died of a heart attack?
- Did you know Tom's grandfather died of a heart attack?

Tom beni dedesinin antika saatini çalmakla suçladı.

Tom accused me of stealing his grandfather's antique watch.

- Dedesinin ismini almış olmalı.
- Ona dedesinin ismini vermiş olmalılar.
- Ona büyükbabasının adı verilmiş olmalı.
- Büyükbabasının adını almış olmalı.

He must have been named after his grandfather.

Tom dedesinin ona bıraktığı parayla bu binayı satın aldı.

Tom bought this building with the money his grandfather left him.

- Tom'un büyük büyük büyükbabası bir korsandı.
- Tom'un dedesinin dedesi bir korsanmış.

Tom's great-great-grandfather was a pirate.

Tütün kolonyasının kokusu dedesinin evini ziyaret ettiği zamanlara dair Tom'un hatıralarını canlandırdı.

The scent of tobacco cologne brought back memories of Tom's visits to his grandfather's.