Translation of "Dayanamam" in English

Gidişine dayanamam.

I cannot endure your going.

Sıcağa dayanamam.

I can't stand the heat.

Şiddete dayanamam.

I can't stand violence.

Kaybetmeye dayanamam.

I can't stand losing.

Çikolataya dayanamam.

I can't resist chocolate.

Süte dayanamam.

I can't stand milk.

Tatlı şeylere dayanamam.

- I can't resist sweet things.
- I can't resist sweets.

Onunla çalışmaya dayanamam.

I can't bear to work with him.

Bu ısıya dayanamam.

I cannot stand this heat.

Onun kabalığına dayanamam.

I can't abide his rudeness.

Bu soğuğa dayanamam.

I can't stand this cold anymore.

Daha fazla dayanamam.

I can't hold out much longer.

Bu acıya dayanamam.

- I can't bear this pain.
- I cannot bear this pain.

Kan görmeye dayanamam.

I can't stand the sight of blood.

Cahil insanlara dayanamam.

I can't stand ignorant people.

Ben onu kaybetmeye dayanamam.

I can't stand losing her.

Onun o davranışına dayanamam.

I can't stand that attitude of his.

Ben bu hakaretlere dayanamam.

I can't put up with these insults.

Bu tür insanlara dayanamam.

I can't stand those kinds of people.

Artık bu gürültüye dayanamam.

- I can't stand this noise any longer.
- I can no longer stand this noise.

Ben haşlanmış soğana dayanamam.

I can't stand boiled onions!

Ben bu soğuğa dayanamam.

I can't stand this cold.

- Gürültüye dayanamam.
- Gürültüye katlanamam.

I can't endure the noise.

Soğuğu umursamam ama sıcağa dayanamam.

I don't mind the cold, but I can't stand the heat.

Onun hakaretlerine daha fazla dayanamam.

- I can not put up with his insults any longer.
- I can't put up with his insults any longer.

Onun kabalığına daha fazla dayanamam.

I can't put up with his rudeness any more.

Onun öyle ağlamasını görmeye dayanamam.

I can't bear to see him cry like that.

O gürültüye daha fazla dayanamam.

I can't stand that noise any longer.

Onun davranışına daha fazla dayanamam.

I can't stand his behavior anymore.

Ben bu tür filme dayanamam.

I can't stand this kind of movie.

Onun küstahlığına daha fazla dayanamam.

- I cannot stand his arrogance any longer.
- I can't stand his arrogance any longer.

Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.

I can't stand those goody-goody types.

Ben sadece bu aptallığa dayanamam.

I just can't stand this foolishness.

Ne istediğini bilen bir kadına dayanamam.

I can't resist a woman who knows what she wants.

Ben soğuktan korkmuyorum, ama sıcaklığa dayanamam.

I'm not afraid of cold, but I can't stand heat.

Ben sokaktaki tüm bu gürültüye dayanamam.

I can't stand all that noise in the street.

Ben artık onun küstahlığına daha fazla dayanamam.

- I cannot stand his arrogance any longer.
- I can't stand his arrogance any longer.

- Ben onun küstahlığına dayanamam.
- Onun küstahlığına tahammül edemem.

I can't stand his arrogance.

Çok film izlemem, ancak iyi bir belgesele dayanamam.

I don't watch a lot of movies, but I can't resist a good documentary.

Ben onun başka bir adamla birlikte olma düşüncesine dayanamam.

I can't bear the thought of her with another man.

- Roka ve diğer acı şeylere katlanamam.
- Roka veya herhangi bir acı yeşilliğe dayanamam.

I can't stand arugula or any bitter greens.