Translation of "Şiddete" in English

0.008 sec.

Examples of using "Şiddete" in a sentence and their english translations:

Şiddete başvurmamalıyız.

- We should not resort to violence.
- We shouldn't resort to violence.

Şiddete başvurmayın.

Don't resort to violence.

Şiddete dayanamam.

I can't stand violence.

Şiddete dayanamayız.

We can not endure violence.

Şiddete gerek yok.

There's no need for violence.

Asla şiddete başvurmamalısınız.

- You must never resort to violence.
- You must never resort to force.

O, şiddete eğilimli.

He's inclined to violence.

Biz şiddete katlanamayız.

We can not suffer violence.

Biz şiddete dayanamayız.

We can not bear violence.

Kadınlara yönelik şiddete karşıyım.

I'm against violence against women.

O, şiddete karşı uyardı.

He warned against violence.

Onlar şiddete eğilimli suçlular.

- They are violent criminals.
- They're violent criminals.

Sami'nin şiddete eğilimi var.

Sami has propensity for violence.

Nefret ve şiddete hayır de.

Say no to hatred and violence.

Hatta bazen şiddete sebep oluyor.

and sometimes even violence.

Şiddete başvurma yerine aklımızı kullanmalıyız.

We should appeal to reason instead of resorting to violence.

Şiddete başvurmak bazen kabul edilebilir.

It is sometimes acceptable to resort to violence.

Aile içi şiddete uğramada yakın oranlar,

near equal domestic abuse rates;

Hedeflerine ulaşmak için şiddete başvurmayacaklarını umuyorum.

I hope they don't resort to violence to accomplish their goals.

Eğitim şiddete karşı en iyi panzehirdir.

Education is the best antidote against violence.

Şiddete son ver; barışın peşinden koş.

End violence; pursue peace.

Şiddet daha fazla şiddete neden olur.

Violence leads to more violence.

- Durum şiddetle sonuçlandı.
- Durum şiddete neden oldu.
- Durum şiddete dönüştü.
- Durum şiddetle sona erdi.

The situation resulted in violence.

Müslüman gençlerin neden aşırılık ve şiddete yöneldiğini

why some of our young Muslim kids in Europe

Askerlerin gelişi daha fazla şiddete yol açtı.

The arrival of the troops led to more violence.

Tom istediğini almak için şiddete başvurmaya hazır.

Tom is ready to resort to violence in order to get what he wants.

Dan'ın şiddete karşı doymak bilmeyen bir iştahı vardı.

Dan had an insatiable appetite towards violence.

Seri katillerin çoğu, çocukluklarında şiddete maruz kalmışlardır, ama çocukluklarında şiddete maruz kalan çok az insan, sonradan seri katil olmuştur.

Most serial killers have experienced brutal childhoods, but very few people who experienced brutal childhoods later become serial killers.

Genç bir erkek ya da kız şiddete kurban gidiyor.

somewhere in the world is killed by an act of violence.

Onun nasıl kızdığı önemli değil, o asla şiddete başvurmaz.

No matter how angry he was, he would never resort to violence.

- Sen hiç şiddet suçu kurbanı oldun mu?
- Hiç şiddete uğradınız mı?
- Hiç şiddet gördün mü?

Have you ever been the victim of a violent crime?